Translation of "Put" in Turkish

- Put it back.
- Put that back.

Onu geri koy.

- Put that down.
- Put that down!

Onu yere koy.

- You stay put.
- You'll stay put.

Kıpırdamadan duracaksın.

- Put it here.
- Put that here.

Buraya koy.

- Put your hat on.
- Put on your cap.
- Put on your hat.

Şapkanı giy.

- Put away your toys.
- Put your toys away.
- Put away your toys!

Oyuncaklarını bir kenara bırak.

- Put the garbage outside.
- Put the rubbish outside.
- Put the bins out.

Çöp kutularını dışarıya koyun.

- Put on your shoes.
- Put your shoes on.

Ayakkabılarınızı giyin.

- Put your hands down!
- Put your hands down.

Ellerinizi indirin.

- Put your gun down.
- Put down your gun.

Silahını indir.

- Put down your weapons!
- Put down your weapons.

Silahlarınızı yere bırakın!

- Put your hands up!
- Put your hands up.

Ellerinizi kaldırın.

- Put it over there.
- Put it right there.

Bunu oraya koy!

- Put down the rifle.
- Put the rifle down.

- Tüfeği indir.
- Tüfeği yere bırak.

- Put that gun down.
- Put down that gun.

O silahı yere koy.

- Put your pants on.
- Put on your pants.

Pantolonunu giy.

- Put your masks on.
- Put on your masks.

Maskelerinizi takın.

- Put your mask on.
- Put on your mask.

Maskeni tak.

- Put your gloves on.
- Put on your gloves.

Eldivenlerini giy.

- Put some clothes on.
- Put on some clothes.

- Bazı giysiler giy.
- Bir şeyler giyin.

- Put on a jacket.
- Put on your jacket.

Bir ceket giy.

- Put your hat on.
- Put on your hat.

Şapkanı giy.

- Put your guns down!
- Put your guns down.

Silahlarınızı indirin.

- Put the garbage outside.
- Put the bins out.

Çöpü dışarı koyun.

- Put on your coat.
- Put your coat on.

Ceketini giy.

- Put away your toys.
- Put away your toys!

Oyuncaklarını bir kenara koy.

- Put the rubbish outside.
- Put the bins out.

Çöpü dışarıya koy.

- Put on your socks.
- Put your socks on.

Çorabını giy.

- Put on your shirt.
- Put your shirt on.

Gömleğini giy.

- Put this hat on.
- Put on this hat.

Bu şapkayı tak.

Put it down.

Onu yere koy.

Put it there.

Onu oraya koy.

Put it on.

Onu giy.

Just stay put.

Sadece kıpırdama.

Now stay put.

Şimdi kıpırdama.

Put it back.

Onu geri koy.

Put that away.

Onu kaldır.

Put this on.

Bunu giy.

I'm staying put.

Kıpırdamadan duruyorum.

Put yourself together.

- Kendine gel.
- Kendine hakim ol.

I stayed put.

- Yerimde kaldım.
- Olduğum yerde durdum.

Put these on.

Bunları giy.

Put it here.

Buraya koy.

- Put the kettle on.
- Go put the kettle on.

Çaydanlığı açın.

- Please put your cigarette out.
- Please put out your cigarette.

Lütfen sigaranı söndür.

- Please put on your shoes.
- Please put your shoes on.

Lütfen ayakkabılarını giy.

- Don't put on weight.
- You must not put on weight.

Kilo alma.

- Tom put on his glasses.
- Tom put his glasses on.

Tom gözlüklerini taktı.

- Tom put his shirt on.
- Tom put on his shirt.

Tom gömleğini giydi.

- Tom put on his overcoat.
- Tom put on his coat.

Tom paltosunu giydi.

- I put my hat on.
- I put on my hat.

- Şapkamı giydim.
- Şapkamı taktım.
- Şapkamı geçirdim.

- Put your back into it.
- Put your back into it!

Canını dişine tak.

- I put my helmet on.
- I put on my helmet.

Kaskımı giydim.

- Put your hands up!
- Hands up!
- Put your hands up.

Ellerini kaldır!

- I put on my shoes.
- I put my shoes on.

Ayakkabılarımı giydim.

- Tom put on his hat.
- Tom put his hat on.

Tom şapkasını taktı.

- Tom put on his pajamas.
- Tom put his pajamas on.

Tom pijamalarını giydi.

- Tom put on his goggles.
- Tom put his goggles on.

Tom gözlüğünü taktı.

- Tom put on his jacket.
- Tom put his jacket on.

Tom ceketini giydi.

- Tom put on his helmet.
- Tom put his helmet on.

Tom kaskını taktı.

- Tom put on some clothes.
- Tom put some clothes on.

Tom bazı giysiler giydi.

- Tom put the phone down.
- Tom put down the phone.

Tom telefonu kapattı.

- Tom put on his gloves.
- Tom put his gloves on.

Tom eldivenlerini taktı.

- Tom put on his sweater.
- Tom put his sweater on.

Tom kazağını giydi.

- Tom put on his socks.
- Tom put his socks on.

Tom çoraplarını giydi.

- Mary put on some lipstick.
- Mary put some lipstick on.

Mary biraz ruj sürdü.

- Put it in the closet.
- Put that in the cupboard.

Onu dolaba koy.

- Put yourself in my position.
- Put yourself in my place.

Kendini benim yerime koy.

- Tom put his slippers on.
- Tom put on his slippers.

Tom terliklerini giydi.

- Tom put on his boots.
- Tom put his boots on.

Tom çizmelerini giydi.

- Tom put on his coat.
- Tom put his coat on.

Tom paltosunu giydi.

- Tom put on his sunglasses.
- Tom put his sunglasses on.

Tom güneş gözlüğünü taktı.

- Tom put on some clothes.
- Tom put his clothes on.

- Tom giyindi.
- Tom giysilerini giydi.

- He put on his raincoat.
- She put on her raincoat.

Yağmurluğunu giydi.

- They put their coats on.
- They put on their coats.

Paltolarını giydiler.

- They put their raincoats on.
- They put on their raincoats.

Yağmurluklarını giydiler.

- I put on my shirt.
- I put my shirt on.

Gömleğimi giydim.

- Put it onto the table.
- Put it on the table.

- Onu masaya bırak.
- Onu masanın üzerine bırak.
- Masanın üzerine koy.

- Tom put his beer down.
- Tom put down his beer.

Tom birasını yere koydu.

I put two coins.

İki tane madeni para koydum.

Maybe put them together...

belki bir araya koymaya.

To put it metaphorically,

Bir şeye benzetecek olursam,

If we put two...

İki tane koyuyoruz...

Put away your things.

Eşyalarını yerine koy.

Put out the fire.

Ateşi söndür.

Put down your pencil.

- Kaleminizi aşağı koyun.
- Kaleminizi bırakın.
- Kaleminizi yere bırakın.

Put that in writing.

Yazılı olarak koyun.

Put away the bread.

Ekmeği yerine koy.

Put your books away.

Kitaplarını yerine koy.

Put out the light.

Işığı söndür.

Put on your pajamas.

Pijamalarını giy.