Translation of "Lot" in Turkish

- Study a lot.
- Work a lot.

Çok çalış.

- You changed a lot.
- You have changed a lot.
- You've changed a lot.

Sen çok değiştin.

- We sacrifice a lot.
- We sacrificed a lot.

Çok şeyi feda ettik.

- It explains a lot.
- That explains a lot.

- Şu çok açıklayıcı.
- Şu çok şey açıklar.

- Tom swears a lot.
- Tom curses a lot.

- Tom çok küfür ediyor.
- Tom çok söver.
- Tom çok küfreder.

Eat a lot!

Çok ye!

- Thanks a lot!
- Thanks a lot.
- Thanks a bunch.

Çok teşekkürler.

- You have changed a lot.
- You've changed a lot.

Çok değiştin.

- Tom helped a lot.
- Tom has helped a lot.

Tom çok yardım etti.

- We've accomplished a lot.
- We have achieved a lot.

Çok şey başardık.

- We'll miss you a lot.
- We'll miss him a lot.
- We'll miss her a lot.

Onu çok özleyeceğiz.

- Tom did a lot of traveling.
- Tom has traveled a lot.
- Tom traveled a lot.

Tom çok seyahat yaptı.

- You changed a lot.
- You've changed much.
- You have changed a lot.
- You've changed a lot.

Sen çok değiştin.

Tom owes a lot of people a lot of money.

Tom bir sürü insana bir sürü para borçlu.

- He likes soccer a lot.
- He likes football a lot.

O futbolu çok sever.

- It helped me a lot.
- It helped me a lot!

Çok işime yaradı.

- I liked it a lot.
- I enjoyed it a lot.

Ben bundan çok hoşlandım.

- Tom earns a lot of money.
- Tom earns a lot.

Tom çok para kazanıyor.

- They play a lot together.
- They play together a lot.

Onlar birlikte çok oynarlar.

- That cost a lot of money.
- That cost a lot.

O çok paraya mal oldu.

- I like you a lot.
- I like you a lot!

Seni çok seviyorum.

- Tom has suffered a lot.
- Tom suffered quite a lot.

Tom çok acı çekti.

- I liked it a lot!
- I liked it a lot.

Onu çok beğendim.

- I've already learned a lot.
- I've learned a lot already.

Şimdiden çok şey öğrendim.

- You aren't helping a lot.
- You're not helping a lot.

Çok yardım etmiyorsun.

- Tom really knows a lot.
- Tom does know a lot.

Tom çok şey biliyor.

- You're a lot like Tom.
- You sound a lot like Tom.
- You do look a lot like Tom.
- You look a lot like Tom.

Tom'a çok benziyorsun.

Sometimes a lot differently.

farklı davranabilirsiniz.

A lot of people,

Birçok insan.

You win a lot.

çok şey kazanıyorsun.

Sound like a lot?

Kulağa çok mu geldi?

Oh man… a lot!

Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi çok var.

I sneeze a lot.

Ben çok hapşırırım.

I want a lot.

Ben çok istiyorum.

Meg talks a lot.

Meg çok konuşur.

We sacrifice a lot.

- Çok şey feda ederiz.
- Çok kurban keseriz.

I slept a lot.

Çok uyudum.

It explains a lot.

Bu birçok şeyi açıklıyor.

Paul talks a lot.

Paul çok konuşur.

I work a lot.

Çok çalışıyorum.

Tom helped a lot.

Tom çok yardım etti.

We drank a lot.

Biz çok içtik.

He shouts a lot.

O çok bağırır.

I'm learning a lot.

Çok şey öğreniyorum.

He smokes a lot.

O çok fazla sigara içiyor.

He eats a lot.

O, çok yer.

Tom shouts a lot.

Tom çok bağırır.

That helps a lot.

- Çok işime yaradı.
- Bu çok yardımcı olur.

I read a lot.

Ben çok okurum.

A lot has happened.

Birçok şey oldu.

She talks a lot.

O çok konuşur.

She talked a lot.

Çok konuştu.

I laughed a lot.

Çok güldüm.

I learned a lot.

Çok şey öğrendim.

Tom sneezes a lot.

Tom çok hapşırır.

Thanks a lot, Tom.

Çok teşekkürler, Tom.

Tom coughs a lot.

Tom çok öksürüyor.

I travel a lot.

Ben çok seyahat ederim.

I talk a lot.

Çok konuşuyorum.

Tom works a lot.

Tom çok çalışır.

Tom read a lot.

Tom çok okudu.

Tom reads a lot.

Tom çok okur.

Tom talked a lot.

Tom çok konuştu.

You changed a lot.

Sen çok değiştin.

Tom knows a lot.

Tom çok şey bilir.

I suffered a lot.

Çok acı çektim.

That happens a lot.

Bu çok olur.

We fight a lot.

Biz çok kavga ederiz.

I walk a lot.

Çok yürürüm.

She smiles a lot.

O çok gülümser.

We've accomplished a lot.

Çok şey başardık.

We accomplished a lot.

Biz çok şey başardık.

Tom laughs a lot.

Tom çok gülüyor.

It matters a lot.

Çok önem taşıyor.

We suffered a lot.

Biz çok acı çektik.

I dream a lot.

Çok hayal kurarım.

Tom talks a lot.

Tom çok konuşur.

Thanks a lot, teacher!

Çok sağ olun hocam!

Tom complains a lot.

Tom çok şikayet eder.

That cost a lot.

O çoğa mal oldu.

I've cried a lot.

Çok ağladım.

I've learned a lot.

Ben çok şey öğrendim.

We practice a lot.

Biz çok pratik yaparız.

Tom expects a lot.

Tom çok şey bekliyor.

Tom sweats a lot.

Tom çok terler.

Tom smokes a lot.

Tom çok sigara içer.

Isn't that a lot?

O çok değil mi?

Tom drank a lot.

Tom çok içti.

Tom cried a lot.

Tom çok ağladı.

Tom knew a lot.

Tom çok şey biliyordu.

Is that a lot?

O çok mu?

They argue a lot.

Onlar çok tartışıyorlar.

I've seen a lot.

Çok gördüm.

I've moved a lot.

Çok hareket ettim.

I missed a lot.

Çok özledim.