Examples of using "Trotseren" in a sentence and their turkish translations:
Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip
Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.
Karanlığın hâkim olduğu saatlerde gidiş dönüş yapmak mümkün değil. Cesaret toplayıp ışığa göğüs germeliler.