Examples of using "Hetzelfde" in a sentence and their turkish translations:
Herkes aynı şeyi söylüyor.
Hiçbir şey aynı kalmaz.
Aynısından istiyorum.
Ben tam olarak aynı duyguya sahiptim.
"Mutlu Yeni Yıllar." "Sana da aynısını diliyorum!"
hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.
Tek bir not düşürmedim.
Tüm insanlar aynı şeyleri istiyor,
Aynısı Tom için de geçerli.
Bu her zaman aynı.
Aynı kararı verdim.
Erkeklerin hepsi aynı.
İki aile aynı evde yaşamaktadır.
Aynı takımdayız, değil mi?
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
Giyeceğim takım,
Aynı otelde miyiz?
Ben tamamen aynı sözlüğe sahibim.
Tom aynı şeyi merak ediyordu.
Onlar aynı ülkeden geliyorlar.
Hayat asla aynı kalmaz.
- Hepimiz aynı teknedeyiz.
- Biz aynı gemide oturuyoruz.
Aynı hastanede çalışıyoruz.
Biz aynı seviyedeyiz.
O sürekli aynı hikayeyi anlatıyor.
- İnsan her gün baklava börek yese bıkar.
- İnsan değişiklik ister.
Ondan sonra işler asla aynı değildi.
İçerden, hepimiz aynıyız.
Ben de tamı tamına aynısını seçerdim.
- Aynı kapıya çıkıyor.
- Aşağı yukarı aynı.
O sürekli aynı hikayeyi anlatıyor.
Noel sensiz aynı olmayacak.
Sanırım herkes aynı şeyi hissediyor.
yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.
Ve bunların hepsi aynı değil.
Benim kullandığım sözlüğün aynısını kullanır.
- İstemek sahip olmakla aynı değildir.
- İstememek sahip olmakla eştir.
Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
Pazartesileri asla aynı olmayacak.
Önceki gibi aynı cevabı verdi.
Her ülkede aynı şekilde işler.
"Bu grip gibi."
Bugün aynı yemeği tekrar yemeyi tercih etmiyorum.
Hepimiz aynı gemideyiz.
Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm.
Ben aynıyım.
Biz aynı takımda değiliz.
Tom benim düşündüğüm aynı şeyi düşündü.
Benimki ile aynı rakete sahipsin.
- Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne.
- Hep aynı davulu çalar.
Aynısını senin için de yapardım.
Onu izle ve aynı şeyi yap.
Sanırım herkes aynı şeyi hissediyor.
konseptin tamamı her zaman aynı kaldı.
Başta her şey aynı gibi görünüyor.
Jane annesinin taktığı gibi aynı kurdeleyi taktı.
İkizler tam olarak benziyorlar.
Tom yaptığımın aynısını yapmalı.
İkiz erkek kardeşler tam olarak benziyorlar.
Tom ve Mary aynı büroda çalışıyorlar.
Senin durumun benimkiyle eşit.
Aynısını okyanuslar için neden yapmıyoruz?
O ve ben yaklaşık aynı sayıda pula sahibiz.
Her yerde aynı şeyi bulabilirsin.
Yerinde olsaydım aynı şeyi yapacaktım.
Burada hava Fransa'yla aynıdır.
Nereye gidersen git, hep aynı.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
Bu gömlekler aynı. İkisi de aynı renk.
Hem Tom hem de ben aynı takımdayız.
Aynı şekilde.
Seninle aynı soruna sahibim.
nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?
Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.
Heyecanlanmak, kızmakla hiç de aynı değildir.
O ne zaman buraya gelse, aynı yemeği sipariş eder.
Her zaman olduğun gibi aynısın.
Onlar, saç rengi hariç aynı görünüyorlar.
Tom benim kaldığım aynı otelde kalıyor.
Tom'un yıllık maaşı son üç yıldır aynı.
Sağlığın nasıl? -Ben de sana aynı şeyi soracaktım. -Yani...
Bize bağlı firmalarda fiyatlar aynıdır.
Noel partisi Tom olmadan bu yıl aynı olmayacak.
Sen gittiğinden beri bu yer aynı değil.
Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz
Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.
Bir restorana gittiğimizde, Tom'la aynı şeyi ısmarlamam.
Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:
Bir şirketin yönetimi bir şirketin mülkiyetinden farklıdır.
Sadece bunun başka biri için aynı olup olmadığını merak edebilirim.
Aynı fikirdeyim.
Communication ve excommunication benzer görünmesine rağmen kesinlikle birbirleriyle alakası yok.
Ben sana aynı soruyu soruyorum.
Her ikimiz de hemen hemen aynı anda gülümsemeye başladık.