Translation of "يضحك" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "يضحك" in a sentence and their turkish translations:

من يضحك أخيرًا يضحك كثيرًا.

Son gülen iyi güler.

نادرا ما يضحك بل لا يضحك أبدا.

Nadiren, kırk yılda bir, güler.

- لم يضحك سامي.
- لم يكن سامي يضحك.

Sami gülmedi.

يضحك على كل فيلم

her filminde gülerdi

تخيل رجل يضحك على كل شيء كان يضحك حتى عندما ولد

bir adam düşünün her şeye gülüyor doğduğunda bile gülmüş

"هذا لا يجعل أي شخص يضحك"

"Bu birilerini güldürmez,"

يعيش حياة سيئة لكنه يضحك على كل شيء

kötü bir hayat yaşıyor buna rağmen her şeye gülüyor

قال توم أنه لم يضحك على زوجته أبدا.

Tom karısını hiç aldatmadığını söylüyor.

وجهه يضحك، ولكن هذه سعادة وقتية، لا ليست هذه.

Yüzü çok gülüyor, ama bu anlık bir mutluluk. Bu değil.

رأى ضعفًا!" ، قال لمساعده ، وهو يضحك على ارتداء دافوت للنظارات.

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

لا يجب على مدرّس أن يضحك على تلميذ ارتكب خطأ.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye gülmemeli.

يضحك الجميع مثل أعمال لا أحد ، ولا سيما في الواقع جارل إريك ، الذي يعتقد

Herkes kimseyi ilgilendirmiyormuş gibi gülüyor, özellikle de hayatı boyunca hiç bu kadar komik bir şey görmediğini