Translation of "كان" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "كان" in a sentence and their turkish translations:

"كان ذلك مفيدًا،كان ذلك استثنائيًا،

"Bu alışılmışın dışındaydı,

عندما كان شاباً، كان عاملاً مثابراً.

O gençken, sıkı bir işçiydi.

- كان يعيش هنا.
- كان يسكن هنا.

O burada yaşardı.

- كان سامي يلعن.
- كان سامي يسبّ.

- Sami küfür etti.
- Sami lanet etti.

- كان سامي يموت.
- كان سامي يحتضر.

Sami ölüyordu.

- كان سامي مشوّشا.
- كان سامي مرتبكا.

Sami'nin kafası karışıktı.

ماذا كان ؟

Neydi ikinci sorumuz?

كان رائعًا.

Harikaydı.

كان صادقا

içtendi be

كان يستحق

yetmemiş

كان يقول

laf söylüyordu

كان يراقبهم

onları gözlemliyordu

5. كان

5.

4. كان

4.

كان شجاعاً.

O cesurdu.

كان هذا:

Şuydu:

كان يدخّن.

O sigara içti.

كان قائد هكذا، كان ذكاؤه العسكري هكذا.

Şöyle bir lider, şöyle bir askerî deha der.

‫كلما كان الخندق عميقاً،‬ ‫كان المرتكز قوياً.‬

Oyuk ne kadar derin olursa çapa da o kadar kuvvetli olur.

وقد كان يشجعني لكنه كان مرتابًا قليلًا.

Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.

كان هناك مخالفات ، كان الحارس ينفذ القانون

düzensizlik vardı ortada bekçi ise kanunları uyguluyordu

كان جون يجمع الطوابع مذ كان صغيرًا.

Çocukluğundan beri, John pullar toplamaktadır.

- كان سامي مبتهجا كثيرا.
- كان مفعما بالحياة.

Sami hayat doluydu.

- كان فاضل يقطن هنا.
- كان فاضل يعيش هنا.
- كان فاضل يسكن هنا.

Fadıl burada yaşıyordu.

- كان باستطاعة أحمد تسلُّق الأشجار العالية عندما كان طفلاً.
- عندما كان أحمد صغيرا، كان يستطيع تسلّق الأشجار العالية.

Ahmet çocukken, yüksek ağaçlara tırmanabiliyordu.

- كان عادةً ما يناديني إتشيرو.
- كان يسميني اتشيرو.
- كان يطلق علي اسم اتشيرو.

O bana Ichiro dedi.

كان لدي انطباع أنه كان قريبا من موقعنا.

Yakın olduğu kanısına vardım.

- ذلك كان أرنوباً شريراً.
- كان ذاك أرنوبًا شريرًا.

O kötü bir tavşandı.

- سَأَلَتهُ لماذا كان يبكي.
- سَأَلَتهُ لما كان يبكي.

Ona niçin ağladığını sordu.

- كان فاضل طريح الفراش.
- كان سامي ملازما الفراش.

Fadıl yatalaktı.

كان فاضل مصري الأصل و كان يعمل بجدّ.

Fadıl, Mısır'dan geldi ve çok çalıştı.

- كان سامي يتعاطى المخدّرات.
- كان سامي يستهلك المخدّرات.

Sami uyuşturucu kullanıyordu.

- كان سامي مرتبكا جدّا.
- كان سامي مشوّشا جدّا.

Sami çok şaşkındı.

- كان سامي خجولا للغاية.
- كان سامي خجولا جدّا.

Sami çok utangaçtı.

- البارحة كان عيد ميلادي.
- أمس كان عيد ميلادي.

Dün benim doğum günümdü.

والذي كان العمل.

kabul edilme yolları aradım

وهو كان هناك ،

Adama bir baktım:

ماذا كان جوابه؟

Ne cevap veriyor?

كان صدمة وخوف.

dehşet verici ve şok ediciydi.

ولكن أيّاً كان.

Olsun.

والطقس كان حارا،

Çok sıcaktı.

كان والدها يضربها.

babası onu dövüyordu.

إنما كان قلبي.

soru kalbimden geliyordu.

لقد كان تعلُّم.

Bu öğrenmeydi.

كان ذلك استثنائيًا.

Olağanüstüydü.

‫كان قراراً خاطئاً!‬

Bu kötü bir karardı!

وسؤاله الأخير كان،

Son sorusu ise

كان آلة زمن.

Burası bir zaman makinesiydi.

كان الأمر سهلًا.

Kolaydı.

مهما كان إرثك،

Aile yadigarınız ne olursa olsun,

كان ستوكديل واقعيّاً.

Stockdale realistti.

وما كتبته كان..

Yazdığı şey şuydu...

‫كان الهجوم قاتلاً.‬

Ölümcül bir şekilde.

ربما كان كذلك.

Öyle olabilir.

لقد كان مؤلماً.

Çok eziyet vericiydi.

كان مريض القلب

kalp hastasıydı

كان ضيقًا الآن

iyice artık gerilmişti

كان جيلنا هكذا

bizim neslimiz böyleydi

كان لديهم صورة

bir fotoğrafları çıkmıştı

كان ابني هكذا

ay çocuğum böyle oldu böyle büyüdü diye videosunu paylaşan

اذا كان لدينا

Bizde ise

كان صديقا للمهندسين

Mühendislerle arkadaşlık yapıyordu

كان لديهم حالة

Bir şartları vardı

كان الجو ، الماء

bir atmosferi vardı suyu vardı

كان تعويذة لها.

Onun tılsımıydı.

لقد كان خطأ.

Bu bir hataydı.

كان جوًا خانقًا.

Çok kötü hissettirmişti.

كان الواقع دجالًا.

Gerçeklik bir sahtekârdı.

كان ذلك فأراً.

O bir fareydi.

كان الرجل يحتضر.

Adam ölüyordu.

كان الكلب ميتاً.

Köpek öldü.

كان توم منهكا.

Tom yıpranmıştı.

كان توم سعيدا.

Tom mutluydu.

كان توم مشغولا.

Tom meşgul .

ربّما كان مريضا.

- Belki de hastaydı.
- Belki rahatsızdı.

كان محتارا جدا.

O çok şaşkındı.

كان مغرما بها.

O ona aşık oldu.

كان يستحق المحاولة.

O denemeye değerdi.

كان الماء دافئا

Su sıcaktı.

كان الماء باردا

Su soğuktu.

كان ذلك كثيرا

Çok mu fazlaydı?

كان خطأ حاسوبيّ.

O bir bilgisayar hatasıydı.

كان ذلك ممتعًا.

O eğlenceliydi.

كان المكان هادئاً.

Bölge sessizdi.

الكل كان سعيداً.

Herkes mutluydu.

ولكنهُ كان محظوظاً.

Ama o şanslıydı.

كان فقط 15.

sadece 15 megaton'du

كان ينظر إليها.

Ona bakıyordu.

البارحة كان برداً.

Dün hava soğuktu.

كان الماء ازرقا

Su maviydi.

كان فمي جاف.

Ağzım kuruydu.

كان الباب مفتوحاً.

Ön kapı açıktı.

كان الألم فظيعاً.

Ağrı korkunçtu.

كان سعيدا جدا.

O çok mutluydu.

أين كان الخطأ؟

Hata neredeydi?

كان المتجر مكتظا.

Mağaza çok kalabalıktı.

كان غريبا بحق.

O çok tuhaftı.