Translation of "يجعل" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "يجعل" in a sentence and their turkish translations:

ما يجعل من الصعب اكتشافها.

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

"هذا لا يجعل أي شخص يضحك"

"Bu birilerini güldürmez,"

يجعل اتخاذ الإنسان لقراراته أكثر سهولة.

insanların karar vermesini nasıl kolaylaştırabildiğini görebiliyorum.

ما يجعل ظهوره فجأة أقل احتمالية.

engellemeye yardımcı olduğunu gösterdiler.

إذن، ما الذي يجعل الناس متحفزين؟

O halde insanları asıl motive eden ne?

وهذا يجعل عقلنا يفوت جميع المعلومات المتناقضة.

bu da zihnimizin tüm çelişkili bilgileri kaçırmasına neden olur.

يجعل الناس تتصرف بغرابة على نحو ما.

herkesi tuhaflaştırır.

يجعل المديرون التنفيذيون موظفيهم يعانون بدلًا منهم.

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

حتى نرى الملك يجعل نفسه مقبرة هنا

yani anlayacağımız üzere kral burda kendine mezar yaptırıyor aslında

وهذا يجعل بعض الدورات عفا عليها الزمن.

Bu da bazı dersleri modası geçmiş kılıyor.

إنه يجعل من الصعب التركيز أو التمسك بوظيفة،

Odaklanmayı ve çalışmayı sürdürmeyi zorlaştırır

هناك شيء آخر، وهو الذي يجعل يومي بهيجاً.

beni motive eden bir şey daha var.

ما الذي يجعل هذه التقنية بعينها خطيرةً جداً؟

Peki bu teknolojiyi özellikle bu kadar tehlikeli yapan nedir?

لذلك يجعل هذا الفيروس قابلا للانتقال إلى البشر

bu durumda bu virüsü insanlara bulaşabilir hale getiriyor

لذلك فهو يجعل الإقامة مثل هذا المقاول مختلفة

deyim yerindeyse farklı bu müteahhit gibi rezidans yapıyor

ألاحظ ما يجعل البعض أكثر حظًا من غيرهم

ne olduğunu inceleyip onlara şanslarını artırmaları hususunda

لم يستطع أن يجعل نفسه تطلق على الأيِّل.

Geyiği vurmaya gönlü elvermedi.

ولكني لن أتحدث اليوم عن ما يجعل حياتي صعبة.

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

السبب الذي يجعل الرادار قادراً على كشف الصخر الصلب

Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni

بطفرة اكتشاف النفط قبل عشرات السنوات مما يجعل الامارات

dijital ekonomiye girmeye çalışıyor , bu da BAE'yi

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.

مثل أن كونك بالخارج قد يجعل الخطر أقل بشدة،

Dışarıda olmak oldukça az riskli olabilir.

وهذا يبدو أنه يجعل الحياة ليس فقط قابلة للعيش،

Ve sadece hayatı daha yaşanır yapmak değil

وسيكون التمرين الذي يجعل ثقتك في نفسك في أوجها."

yerle bir edecek, özgüvenini de tavan yaptıracak alıştırma olacak.''dedi.

إنه الإنكار الذي يجعل 50 عاماً من التشريعات العنصرية ممكنةً

İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken

بيئةً مناسبةً لنمو الموز الا ان الاحتباس الحراري يجعل مزارع

Dört adı verilen bir hastalığın kurbanı olmasına neden oluyor.

‫وهي تشق طريقها عبر الوديان.‬ ‫وهذا يجعل من اتباعها أمراً جيداً‬

Kesilir ve yollarını vadileri oyarak açarlar. Bu takip etmek için iyidir,

أم أنكم في مكان مغلق، مما يجعل الجزيئات تعلق في الهواء؟

Yoksa bu parçacıkların etrafınızda kalacağı kapalı bir alanda mısınız?

في حين أن النظر لكميات كبيرة من اللون الأصفر يجعل الأطفال يبكون.

aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

‫ما يجعل تلك القاتلة الجميلة أكثر خطورة‬ ‫هو قدرتها على إخفاء نفسها.‬

Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.

المواقع المفضلة التشفير الإضافي يجعل شبكات الواي فاي العامة خالية من القلق.

erişmek için yerel internet kısıtlamalarını aşmanıza olanak tanır ve ek şifreleme, genel Wifi'ı endişesiz hale getirir.

مصر ان حالة طلاقٍ جديدة تقع كل دقيقتين ما يجعل مصر من اعلى

için Mısır toplumunda boşanmanın yayılmasını sınırlamaktır , bu da Mısır'ı boşanmanın yayılmasında

ولكن قطع فتح V1 Pro ، يمكنك معرفة ما الذي يجعل هذه الكرة مختلفة.

Ancak Pro V1'i keserek, bu topu neyin farklı kıldığını görebilirsiniz.

‫بمجرد أن يخترق جلدك،‬ ‫يمكنه أن يتسبب في حدوث بثور،‬ ‫ويمكنه أن يجعل يديك تنزفان،‬

Bu şey derime nüfuz ederse su toplamasına neden olabilir. Ellerinizi kanatabilir