Examples of using "أبدا" in a sentence and their turkish translations:
Asla.
Ben asla seni aramadım.
Hiçbir zaman bilemeyeceğiz,
asla müsamaha gösterilmemiştir
Hiç olmadı.
- Seni asla affetmeyeceğim.
- Seni hiç affetmeyeceğim.
Hiç terlemiyor musun?
Onları asla unutmayacağım.
Onu asla unutmayacağım.
Biz onları asla hiç unutmayacağız.
Onu asla hiç unutmayacağım.
Onu asla unutma.
Arkadaşlığını asla unutmayacağız.
Almanya'yı asla unutmayacağım.
Bunu asla unutmayacağım.
Asla bir kadına vurmadım.
Onu asla unutmayın.
Tom hiç yalan söylemedi.
- Bir şey hiçbir anlam ifade etmiyor.
- Akla yatmayan bir şey var.
Tom asla pes etmez.
Nezaketini asla unutmayacağım.
Asla gitmene izin vermeyeceğim.
Onun cevabını asla unutmayacağım.
- Asla öyle bir şey görmedim.
- Hiç böyle bir şey görmedim.
Annesi ve ben evlenmedik.
O hiç yalan söylemedi.
Ben bu soruyu hiç anlamıyorum.
Asla et yemem.
Tom'un dans ettiğini hiç görmedim.
Seni asla unutmayacağımı biliyorum.
Ne olduğunu asla unutmayacağım.
Bu olayı hiç unutmayacağım.
Onun ölüm sırrı asla çözülmedi.
O duyguyu asla unutmayacağım.
Bu asla unutmayacağım bir şey.
Onlar için çalışmayacağım.
O asla alkolün tadına bakmadı.
Asla kapıyı kilitlemeyi unutma.
Bu deneyimi asla unutmayacağım.
Kahire'ye geri döndü.
Fadıl asla orada değildi.
Asla Leyla gibi bir kadınla evlenmeyin.
O günü unutmayacağım.
Sami onu hiç unutmayacak.
dövüşmeyi düşünemeyecek bile,
ama bunu hiçbir yerde okuyamazsınız.
O neden hiçbir şey yapamıyor?
Emily asla yüzüme tokat atmaz.
Tom onu asla yapmayacak.
Onu asla unutmamalıyız.
O asla sözünden dönmeyecek.
Bu, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin kardan adam.
Gerçek şu ki Tom'la hiç tanışmadım bile.
O asla ebeveynlerine karşı gelmez.
Bana söylediğini asla unutmayacağım.
Eşim aleyhine asla tanıklık etmezdim.
Onu hiç tahmin etmedim.
Leyla soruma asla cevap vermedi.
♪ Hiç unutmadım dedim ♪
Trump'ın kendisi de küfür ve hakaret etmekten asla kaçınmıyor
Nadiren, kırk yılda bir, güler.
Dün yaşadığım deneyimi asla unutmayacağım.
Beni asla yalnız bırakmayacağını söyledin.
Benim için yaptığın şeyi asla unutmayacağım.
Tom'dan dolayı bu hayal gerçekleşmeyecek.
Onu asla işe almamalıydım.
Tom teşekkür ederim demeyi asla unutmaz.
Yaptığım şeylerde asla pişmanlık duymadım.
Bazı kadınların asla doğum yapmamaları gerekir.
Fadıl'a hakim tarafından Leyla ile hiçbir zaman temas kurmaması emredildi.
Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu hiç bilmiyordu.
Acele etmezsen, asla köye ulaşmazsın.
- Bu sonuna kadar asla gitmez.
- Bu asla bitmeyecek.
Tom karısını hiç aldatmadığını söylüyor.
Seni ilk gördüğüm zamanı hiç unutmayacağım.
Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.
Bürodaki insanlar asla kabul etmeyecekler.
Gideceksin, döneceksin, savaşta asla ölmeyeceksin.
Sami Müslüman sınıf arkadaşlarıyla hiç futbol oynamadı.
aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü
Tom onun doğum gününde annesini aramayı asla unutmaz.
Şimdi geri dönüp baktığım zaman keşke hiç izin vermeseydim
Sami'nin İslam ve Müslümanlar konusunda kötü düşünceleri hiç olmamıştı.
- Kendinize olan güveni asla kaybetmeyin. Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
- İçinizdeki inancı asla kaybetmeyin... Yapmak istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
Tom evlilik yıl dönümlerinde karısına çiçekler vermeyi asla unutmaz.
Fadıl'ın hiç istikrarlı bir işi olmadı.
Tom ne kadar meşgul olursa olsun, en az haftada bir kez annesine e-posta yazmayı asla unutmaz.
Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.