Translation of "Atıyordu" in Japanese

0.002 sec.

Examples of using "Atıyordu" in a sentence and their japanese translations:

Bebek tekmeliyordu ve çığlık atıyordu.

赤ん坊は足をばたばたさせて泣きわめいていた。

Kocasının eve gelmesine can atıyordu.

彼女は夫の帰宅を待ち焦がれた。

O, onu tekrar görmeye can atıyordu.

彼女は彼に再会するのを楽しみにしていた。

Hem Tom hem de Mary çığlık atıyordu.

トムとメアリーは二人とも叫んでいた。

Tom Mary ile sinemaya gitmeye can atıyordu.

トムはメアリーと映画に行くのを楽しみにしていた。

- Beth onunla tanışmak için can atıyordu fakat o asla gelmedi.
- Beth onunla görüşmeye can atıyordu fakat hiç gelmedi.

べスは彼と知り合いになることを期待したが、彼は現れなかった。

Somerset'teki küçük yazlıklarında hafta sonunu onunla geçirmeye can atıyordu.

彼はサマセットの小さな別荘で彼女と週末を過ごすのを楽しみにしていた。

- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.

ソフイーは未知の差し出し人からまた手紙が来るのを心待ちにしていた。