Translation of "Hem" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Hem" in a sentence and their japanese translations:

Hem oşinografik, hem de atmosferik

ドローンは海と大気に関する

Hem suda hem de karada.

‎海でも地上でも

Hem annesi hem babası ölü.

彼の父も母もともに死んでしまった。

Hem feni hem matematiği severim.

私は理科と数学の両方が好きだ。

Hem sen hem ben erkeğiz.

君も僕も男だ。

hem kendiniz

自分にとっても 他人にとっても

Hem doğal hem de leziz olacak.

おいしくて 自然なやつを

hem beyin hem de vücudunuz üzerinde.

驚くほど悪いことについても お話しするからです

hem değer, hem de hacim açısından --

金額と量の両方の意味においてです―

Hem yiyeceğimiz hem de içeceğimiz tükeniyordu.

食料も水も底をつきかけてきた。

Hem çevreden hem de kalıtımdan etkilendik.

我々は環境と遺伝の両方の影響を受けている。

Mary, hem akıllı hem de nazik.

メアリーは利口でもあり親切でもある。

O hem iyi hem de ucuz.

それは品質がよく、しかも安い。

Hikaye hem ilginç hem de öğretici.

その物語は面白くもありまたためにもなる。

Hem oğlan hem de kız akıllı.

その少年とその少女のどちらもかしこい。

O hem çekici hem de çalışkandır.

彼女はよく働くだけでなく、魅力的だ。

Hem tenisi hem de basketbolu sever.

彼女はテニスと同様にバスケットボールも好きだ。

O hem kayak hem paten yapabilir.

彼女はスキーもスケートもできます。

Onlar hem zenginlerdi hem de mutlulardı.

彼らは幸せであるだけでなくお金も持っています。

Hem bilgiye hem de deneyime sahiptir.

- 彼は知識ばかりでなく経験もある。
- 彼は知識だけでなく経験も豊かである。

Hem deneyime hem de bilgiye sahiptir.

彼は経験もあるし知識もある。

Hem İngilizce hem de Fransızca konuşur.

彼は英語もフランス語も話す。

O, hem İngilizce hem Fransızca konuşabilir.

- 彼は英語とフランス語をしゃべることができます。
- 彼は英語とフランス語のどちらも話せるんです。

Hem büyükbabam hem de büyükannem öldü.

私の祖父も祖母も亡くなっている。

Hem tenis hem de beyzbol oynayabilir.

- 彼はテニスも野球も両方ともできる。
- 彼はテニスも野球も出来る。

Hem kedilerden hem de köpeklerden hoşlanırım.

猫も犬も両方とも好きです。

Hem köpekleri hem de kedileri severim.

- 私は犬も猫も両方好きです。
- 猫も犬も両方とも好きです。

Hem sen hem de ben öğrenciyiz.

- 君も私も学生だ。
- あなたも私も学生です。

Hem voleybolu hem de basketbolu severim.

- 私はバスケットボールと同様に、バレーボールが好きです。
- 私はバレーボールもバスケットボールも好きです。

Hem fiziğe hem kimyaya eğilimim var.

私は物理だけでなく化学も好きである。

Siz hem güzel hem de naziksiniz.

あなたは、かわいいし、親切です。

Hemhem de oyun önemlidir.

勉強も遊びも大事だ。

Hem Mary hem de Alice'i seviyorum.

メアリーもアリスも大好き。

Hem Tom hem de ben sarhoşuz.

- トムと私は二人とも酔っ払いです。
- トムと私は二人とも酔っている。

- O, hem müzik hem de sporları sever.
- O, hem müziği hem de sporu sever.

彼は音楽もスポーツも好きです。

- Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşabilir.
- Halam hem Çince hem de İngilizce konuşabilir.

叔母は中国語も英語も話せます。

hem bireysel olarak hem de toplum olarak,

今すぐできることが いくつもあります

Güreş hem bana hem de babama aitti.

レスリングは私と父にとって 特別なものでしたからね

Hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz.

- 菓子は食べたら残らない。
- お菓子を持っていたり同時に食べたりはできない。

Hem Nancy hem de Jane okulda yoktu.

- ナンシーもジェーンも両方学校を休んだ。
- ナンシーとジェーンの2人とも学校を休んだ。

Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.

その編集者と発行者はふたりとも私のいとこです。

Savaşçı hem gücünün hem de zayıflığının bilincindedir.

その戦士は自分の強さも弱さも分かっている。

Hem şair hem de romancı toplantıda mevcuttu.

その詩人と小説家は2人とも会議に出席していた。

Bu şarkı hem üzücü hem de güzel.

その歌は悲しくまた美しい。

O televizyon hem büyük hem de pahalı.

そのテレビは大きくて値段も高い。

O hem İspanyolcada hem de İtalyancada yeterli.

彼女はスペイン語、イタリア語共に堪能だ。

Bana hem elbiseler hem de yiyecek verdi.

彼は食べ物ばかりではなく着る物も私にくれた。

Bana hem nasihat hem de para verdi.

- 彼は私に助言をしてくれた上にお金もくれた。
- 彼は私に助言してくれた上にお金もくれた。
- 彼は、私に助言してくれただけでなくお金もくれた。

O, hem İngilizce hem de Fransızca konuşmaz.

彼は英語とフランス語の両方を話すわけではない。

O hem yakışıklı hem de çok zengin.

彼はハンサムで、その上大変な金持ちである。

Hem karısı hem de o ondan hoşlanıyorlar.

彼の妻も彼もそれを好む。

Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.

彼には権力も能力も備わっている。

İngilizce öğretmenimiz hem sert hem de naziktir.

- 私たちの英語の先生は、厳格であるがまた親切でもある。
- 私たちの先生は、厳しいけど優しい先生です。

O, Fransızcayı hem konuşur hem de yazar.

彼はフランス語を話すことも書くこともできる。

Babam hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir.

私の父は英語と同様にフランス語も話せる。

Hem iyiyi hem de kötüyü kabul et.

清濁あわせのむ。

Hem onun hem de karısının arabası var.

彼も彼の妻も車を持っている。

O, Rusçayı hem konuşabilir hem de yazabilir.

- 彼はロシア語が話せるし書くことができる。
- 彼はロシア語の読み書きができる。

Spor hem zihni hem bedeni sağlıklı yapar.

スポーツは、肉体的にも精神的にも人を健康にする。

O hem İngilizce hem de Almanca konuşabilir.

彼は英語もドイツ語も両方とも話せる。

Hem Tom hem de Mary otuzlu yaşlarındalar.

トムもメアリーも共に30代です。

Tom hem Fransızca hem de İngilizce konuşur.

トムはフランス語も英語も話します。

Hem Tom hem de Mary çığlık atıyordu.

トムとメアリーは二人とも叫んでいた。

Hem Tom hem de Mary bugün yoktu.

トムもメアリーも今日休んでたよ。

Hem sen hem de ben üniversite mezunlarıyız.

君も私も大学の卒業生だ。

Hem sen hem de erkek kardeşin hatalısınız.

君も君の弟も、どちらも間違ってます。

Hem o hem de ben lise öğrencileriyiz.

彼も私も高校生です。

Hem Tom hem de Mary Boston'da doğdular.

トムとメアリーは二人ともボストン生まれだ。

Sporu hem izlemeyi hem de yapmayı severim.

スポーツは見るのもするのも好きです。

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor.

- 彼は英語だけでなくフランス語も話す。
- 彼は英語はもちろん、フランス語も話せるんです。

Kim hem Çince hem de Japonca konuşabilir?

- 中国語と日本語が話せるのは誰ですか?
- 誰が中国語と日本語を話せますか?

Shakespeare hem dram hem de komedi yazdı.

シェークスピアは喜劇も悲劇も書いた。

Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.

この本は面白く、ためにもなる。

Bu çanta hem iyi hem de ucuz.

- このバッグは素晴らしくて、しかも安い。
- このかばんはすばらしくて、しかも安い。

Kanada'da hem Fransızca hem de İngilizce konuşulur.

- カナダではフランス語と英語が話されている。
- カナダでは、フランス語も英語も話されている。

Teyzem hem Çince hem de İngilizce konuşur.

- 叔母は英語だけでなく中国語も話します。
- 叔母は中国語を話せる上に、英語も話せます。
- 叔母は中国語も英語も話せます。
- 叔母は中国語の他に英語も話せます。

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli.

あの俳優はハンサムだし、演技もうまい。

Hem sen hem de ben köpeğe bakmalıyız.

あなたと私の両方が犬の世話をしなければならない。

Hem yaşlılar hem de gençler günah suçlusudur.

老若共は罪を作る。

Hem Ken hem de Meg benim arkadaşlarım.

ケンもメグも私の友達です。

Hem Tom hem de Mary Boston'da doğdu.

トムとメアリーは二人ともボストン生まれだ。

Onun hem annesi hem de babası ölü.

彼女の両親は2人ともなくなっている。

Hem Tom hem Mary o filmden hoşlandılar.

トムとメアリーは二人ともその映画を楽しんだ。

Hem Tom hem de Mary Fransızca konuşamıyor.

トムもメアリーもフランス語は話せない。

Hem Tom hem de Mary Kanadalı mı?

トムとメアリーは2人ともカナダ人なの?

Hem Tom hem de ben Fransızca konuşabiliriz.

トムと私は二人ともフランス語が話せるんだ。

- O, hem İngilizce hem de Fransızca öğretebilir.
- O hem İngilizce hem de Fransızca öğretme yeteneğine sahiptir.

彼は英語とフランス語の両方を教えることである。

- Hem babam hem de erkek kardeşim kumara düşkünler.
- Hem babam hem de erkek kardeşim kumarı çok severler.

私の父も兄もどちらも賭事が好きです。

hem depolarda bulunabilirler.

古い建物がある

Bunu hem kendimize

私たちはこの仕打ちを自身にも行い

Hem de hiç.

全然なんです

Dahası, beni hem iyi hem kötü günümde destekleyen

その上 私は 素晴らしい友だちにも恵まれ

Bu hem ateş hem de ısı kaynağı olacak

これで火が起きるよ

Ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

配備するのは危険ですし 維持するには多くのお金がかかります

Bu mahalleyi hem kimlik hem de nüfus anlamında

実際には 高級化の引き金となって

hem zihnimize hem de toplumumuza öylesine işlemiş ki

そういう憎しみは 私たちの 心や社会にすっかり染み込んでいるため

Ve zamanla, hem ekranda hem de ekran haricinde

やがて男性として私が