Translation of "Kocasının" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Kocasının" in a sentence and their japanese translations:

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

彼女は夫の帽子にブラシをかけた。

O, kocasının yaptıklarına katlanamıyor.

彼女は夫の振る舞いに我慢ならない。

O, kocasının psikolojisini biliyor.

彼女は夫の心理を心得ている。

Kocasının ölümünden beri yalnız yaşıyor.

夫の死後ずっと彼女は一人暮らしだ。

Ölmüş kocasının anısına değer verdi.

彼女は死んだ夫の思い出を胸に秘めていた。

Kocasının eve gelmesine can atıyordu.

彼女は夫の帰宅を待ち焦がれた。

Kocasının aksine çok genç görünüyor.

彼女はご主人に比べてとても若く見えます。

Kocasının kazandığının yarısı kadar çok para kazanır.

彼女は夫の半分のお金をかせぐ。

Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.

彼女は夫の病気をとても心配した。

Yeni kocasının kötü bir kişi olduğu ortaya çıktı.

彼女の新しい夫は、実はひどい男だということが分かった。

O her zaman kocasının düşük maaşından şikayet ediyor.

彼女はいつも夫の安月給の不平を言います。

O, kocasının ölümünden sonra dört çocuğu tek başına yetiştirdi.

夫の死後、彼女は4人の子供たちを一人で育てた。

O, kocasının başı ne zaman derde girse onu destekledi.

彼女は夫が苦境にある時はいつも手助けをした。

Bayan Jones çoğunlukla telefonda kocasının sekreterine karşı tatsız davranır.

ジョーンズ夫人は電話口でよく夫の秘書につっけんどんになる。

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

もし夫が子どもの面倒を見ることが まったく普通で自然な事だと―

Kocasının ölümünden sonra o, iki çocuğu tamamen kendi başına yetiştirdi.

夫の死後、彼女は一人で二人の子供を育てた。

Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.

彼女の夫が事故で死んだというニュースは、彼女にとっては大変ショックであった。

Karısı iki çocuğunun yanı sıra şimdi kocasının dedesine de bakmak zorundaydı.

彼の妻は今や彼らの2人の子供は言うまでもなく、彼の祖父も面倒を見なければならなかった。

- Onun kocasının onu Paris'ten bir geceliğine cumartesi gecesi onu ziyaret etmek için gelmesi gerekiyordu.
- Kocasının, cumartesi gecesi tek geceliğine Paris'ten onu ziyarete gelmesi gerekiyordu.

- 土曜の晩には、パリから、一晩泊りで彼女の夫が来る筈になつてゐるのです。
- 土曜の晩には、パリから、一晩泊りで彼女の夫が来る筈になっているのです。