Translation of "çığlık" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "çığlık" in a sentence and their japanese translations:

Çığlık duydum.

悲鳴が聞こえた。

Bu ne çığlık!

最高!笑っちゃうよ。

Bir çığlık duydum.

- 僕は叫び声を聞いた。
- 私は叫び声を聞いた。
- 叫び声が聞こえた。

Tom çığlık duydu.

トムは叫び声を聞いた。

Yukarıdan bir çığlık duyduk.

我々は上のほうから叫び声がするのを耳にした。

Çığlık beni uykumdan uyandırdı.

その叫び声で私は眠りからさめた。

Birinin çığlık attığını duydum.

誰かが大声で叫んだのが聞こえた。

Kalabalıktan bir çığlık yükseldi.

群衆の間から叫び声が起こった。

Bir çığlık duymadın mı?

悲鳴が聞こえなかったか。

Onun çığlık attığını duydu.

彼女は彼が泣くのを聞いた。

Bebek bütün gece çığlık attı.

赤ん坊は一晩中泣いた。

Adam büyük bir çığlık attı.

その男は、大きな叫び声をあげた。

Kız alevleri gördüğünde çığlık attı.

その少女は炎を見て悲鳴を上げた。

O, yardım için çığlık attı.

- 彼は大声で助けを求めた。
- 彼は助けを求めて叫んだ。
- その子は助けを求めて叫んだ。

O, acı içinde çığlık attı.

彼女は苦しみのあまり叫び声をあげた。

O, çığlık attı ve bayıldı.

彼女は金切り声を上げて、気絶した。

İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.

彼は中から聞こえてくる叫び声にびっくりした。

Birden bir çığlık sesi duydum.

突然悲鳴が聞こえた。

Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.

頂上に着くと皆で「ヤッホー」と叫んだ。

Kız yardım için çığlık attı.

少女は助けを求めて大声で叫んだ。

Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.

突然鋭い叫び声が聞こえた。

Bir yılan gördüğünde çığlık attı.

蛇をみたとき、彼女は悲鳴をあげた。

Bebek tekmeliyordu ve çığlık atıyordu.

赤ん坊は足をばたばたさせて泣きわめいていた。

Tom acı içinde çığlık attı.

トムは痛みのあまり悲鳴を上げた。

Bir kadının çığlık attığını duydum.

- 私は女性が悲鳴を上げるのを聞きました。
- 女性の悲鳴が聞こえたんだ。

O yardım için çığlık attı.

彼女は助けを求めて悲鳴をあげた。

Biz onun çığlık attığını duyduk.

彼女が叫ぶのを聞いた。

Onun annesi çığlık atmaya başladı.

彼女の母親は叫び出した。

Tom yardım için çığlık attı.

トムは悲鳴を上げて助けを求めた。

Çünkü çıkardığımda çığlık attın

外すと あなたは悲鳴をあげたわ

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.

ものすごい叫び声に彼はぞっとした。

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

- トムは声の限りに叫んだ。
- トムは声を限りに叫んだ。

O çığlık attığında hissettiğim korkuyu hatırlıyorum.

私は彼女が悲鳴を上げたときに感じた恐怖を覚えている。

Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.

風が怖い音がします、幽霊がみたい。

Hem Tom hem de Mary çığlık atıyordu.

トムとメアリーは二人とも叫んでいた。

Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı.

何者かにうでをつかまれ、彼女は恐くて悲鳴をあげた。

Çocuk yardım için çığlık attı ama kendini duyuramadı.

その少年は助けを求めて叫んだが、自分の声を通す事はできなかった。

O, binaya girdiğinde, ani bir çığlık sesiyle korkutuldu.

彼はビルの中に入った時、突然の叫び声にびっくりしてしまった。

- O, dehşetten dolayı çığlık attı.
- O, dehşetle haykırdı.

彼女は恐怖で悲鳴をあげた。

O kadar kızgınım ki çığlık atmak ve her şeyi kırmak istiyorum!

私、もうアッタマにきたので、大声で叫びたいし、あらゆるものをぶっこわしたいわ!