Translation of "Araması" in French

Onun saat 2.30'da onu araması bekleniyordu.

- Elle était censée l'appeler à deux heures et demie.
- Elle était censée l'appeler à quatorze heures trente.

O, yönetimin alternatif gelir kaynaklarını araması gerektiğini savunuyor.

Il soutient que l'administration doit proposer d'autres sources de revenus.

Dün gece Tom'un Mary'yi araması gerekiyordu ama unuttu.

Tom devait appeler Mary la nuit dernière mais il a oublié.

Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.

Les réserves de nourriture accumulées à l'automne sont épuisées. Elle doit chercher à manger dans la nuit glaciale.

İnsan gözlüksüz bir şey göremediğinden, gözlüğü yokken gözlük araması çok sinir bozucu bir şey.

C'est très frustrant d'essayer de retrouver ses lunettes quand on ne voit rien sans lunettes.