Translation of "Gerek" in Chinese

0.016 sec.

Examples of using "Gerek" in a sentence and their chinese translations:

Uyuman gerek.

你应该睡觉。

Bilmem gerek.

我需要知道。

Ayrılman gerek.

你必須離開。

- Yatmaya gitmemiz gerek.
- Uyumaya gitmemiz gerek.

我该去睡觉了。

Endişelenmenize gerek yok.

- 不用担心
- 您不用担心

Utanmana gerek yok.

你不需要害羞。

Söylemeye gerek yok.

不言而喻。

Tom'u korumamız gerek.

我们得保护汤姆。

Aceleye gerek yok.

不急。

Endişelenmene gerek yok.

你不必著急。

Yarın öğrenmem gerek.

我明天需要知道。

Acele etmene gerek yoktu.

你不需要著急。

İstemiyorsan gitmene gerek yok.

你不想去的話不必去。

Çok kızmana gerek yok.

沒有必要這麼生氣。

Senin okumana gerek yok.

你沒有讀書的必要。

Acele etmeye gerek yok.

沒有必要著急。

Nazik olmaya gerek yok.

无需仁慈。

Hemen gitmene gerek yok.

你不用马上就走。

Bana bir elma gerek.

我需要一個蘋果。

Acele etmene gerek yok.

你不必著急。

Özür dilemeye gerek yok.

沒有必要道歉。

Kitabı almana gerek yoktu.

你沒有必要買這本書。

Beni aramana gerek yok.

你不必打电话给我。

Onu açıklamana gerek yok.

你不用解释。

Bugün çalışmanıza gerek yok.

你今天不必讀書。

Orada olmana gerek yok.

你不必去那裡。

Oraya gitmene gerek yok.

你不必去那里。

Bunu yapmana gerek yok.

你不需要做这事。

Asla, asla dememek gerek.

永远不要说永远。

Birbirimize yardım etmemiz gerek.

我们应该互相帮助。

- Bana teşekkür etmene gerek yok.
- Bana teşekkür etmenize gerek yok.

您不必感谢我。

- Ondan endişe duymaya ne gerek var?
- Onu kafaya takmaya ne gerek var?
- Endişelenmeye ne gerek var ki?

為什麼要擔心?

- Acele etmeyin. Aceleye gerek yok.
- Yavaş yapın. Acele etmeye gerek yok.

慢慢來,不急。

Peter'ın toplantıya katılmasına gerek yoktur.

彼得不需要參加會議。

Yüksek sesle konuşmaya gerek yok.

沒有必要說話這麼大聲。

Paniğe gerek yok. Zaman bol.

別急,時間還多著呢。

Onun hakkında üzülmene gerek yok.

你不用擔心。

5 numaralı otobüse binmen gerek.

您应该乘5路车。

Korkmaya gerek yok. Seni incitmeyecek.

不用怕,他不會傷害你的。

O işi yapmasına gerek yoktu.

她不需要做那個工作。

Onun işi yapmasına gerek yoktu.

她不需要做这个工作。

Hata yapmaktan korkmana gerek yok.

你们不需要害怕犯错。

Bana telefon etmenize gerek yok.

你不必打电话给我。

Onu hemen yapmanıza gerek yok.

你没必要马上去做。

Bir taksiye binmene gerek yoktu.

你不必搭計程車。

Onun hakkında konuşmama gerek yok.

我不需要談論它。

Bugün okula gitmeye gerek yok.

今天不用上学。

Bana teşekkür etmenize gerek yok.

您不必感谢我。

O toplantıya katılmamıza gerek yok.

我們不必參加那場會議。

Evlenmek için aceleye gerek yok.

不要急著結婚。

Bana telefon etmene gerek yok.

你不必打电话给我。

Acele etme. Aceleye gerek yok.

慢慢来,没那么急。

O kitabı almana gerek yoktu.

你根本不需要買那書。

Gitmek istemiyorsan, gitmene gerek yok.

如果你不想去, 就不必去了。

Kameramın tamir edilmesine gerek yok.

我的照相機不需要修理。

Öğle yemeği taşımana gerek yok.

你不需要隨身帶著午餐。

Bu konferansa katılmamıza gerek yok.

我們沒有必要出席這個講座。

- Artık onun için endişelenmene gerek yok.
- Artık onun için endişelenmenize gerek yok.

她的事你再也不必担心。

Tom'un bugün okula gitmesine gerek yok.

湯姆今天不應該上學。

Saat yediye geliyor. Okula gitmemiz gerek.

快到七時了。我們要上學了。

Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?

我该取消通话吗?

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yok.

您没必要准备一个正式的演讲。

Onun görüşmeye geleceğini söylemeye gerek yok.

毫无疑问,他会来参加讨论。

Bu kadar erken kalkmasına gerek yok.

他用不着起这么早。

Bir taksi çağırmaya hiç gerek yok.

没必要叫出租车。

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.

您没必要准备一个正式的演讲。

Bu kadar erken gelmene gerek yoktu.

你不必這麼早來。

Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok.

你不必這麼大聲說話。

- Duş almam gerek
- Duş almam lazım.

我需要洗个澡。

Sen ve benim bir konuşmamız gerek.

你我之间需要来场谈话。

O mektuba cevap vermenize gerek yok.

你不必回复那封信。

Tom için endişelenmeye ne gerek var?

為什麼要擔心Tom?

Tom'un onun hakkında endişelenmesine gerek yok.

汤姆不需要担心。

Yanına bir şemsiye almana gerek yoktu.

你其实没必要带伞。

Sadece göğsümden bir şey almam gerek.

我只是想敞开心扉。

Tom eğer istemiyorsa kalmasına gerek yok.

汤姆不想的话他是没必要留下的。

Belki de Tom'a yardımcı olmamız gerek.

我们可能要帮汤姆。

Böyle bir şey hakkında üzülmene gerek yok.

你不必擔心這樣的事情。

- Onun çalışmasına gerek yok.
- Çalışmaya ihtiyacı yok.

她用不着工作。

- Daha sabırlı olmalısın.
- Daha sabırlı olman gerek.

你们需要更多耐心。

Tom'un bugün evde kalmasına gerek var mı?

湯姆今天需要留在家裡嗎?

Umarım çok uzun süre beklememize gerek yok.

我希望我们不用等太久。

- Tom'la konuşmalısın.
- Senin Tom ile konuşman gerekir.
- Tom ile konuşmalısın.
- Tom ile konuşman gerek.
- Tom'la konuşman gerek.

你應該和Tom說。

- Hastanede kalmanıza gerek yok.
- Hastanede kalmak zorunda değilsin.

你不必要呆在医院。

Söylemeye gerek yok, temel insan haklarına saygı gösterilmelidir.

無須多言,基本人權應當被尊重。

Tom'un o işi bugüne kadar bitirmesine gerek yoktu.

汤姆不必今天就完成那工作。

- Mum söndürülmek yerine söndü.
- Mum söndürmeye gerek kalmadan söndü.

蜡烛出去,而不必被扑灭。

- Nick'in ofisime gelmesine gerek yok.
- Nick'in büroma gelmesi gerekmez.

Nick不需要來我辦公室。

Bu gece dışarıda takılmayı planlamıyorum. Derslerim için hazırlanmam gerek.

我今晚不准备出去玩,我要预备功课。

- Hastanede kalmak zorunda mıyım?
- Hastanede kalmama gerek var mı?

我必須留在醫院嗎?

İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemek istiyorum.

我真的應該學英語, 但是我想看電影。

Bu tarz bir insana karşı kibar olmaya gerek yok.

对这种人,用不着客气。

- Size biraz yardım almamız gerek.
- Size biraz yardım almak zorundayız.

我们不得不给你一点帮助了

Daha fazla bir şey söylemeye gerek yok. Zhouzhuang'a gitmemize ne dersin?

不谈了!我们去周庄玩怎么样?

- Ne sıklıkla diş hekimini görmen gerekir?
- Ne sıklıkla diş dokturuna görünmen gerek?

你多久看一次牙医?

- Ben işe gitmeliyim.
- İşe gitmeliyim.
- İşe gitmeye ihtiyacım var.
- İşe gitmem gerek.

我得去工作了。

- Tedavi için hastanede kalmalısın.
- Tedavi için hastanede kalmak zorundasın.
- Tedavi için hastanede kalman gerek.

你應該留在醫院,接受治療。