Translation of "Gerek" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "Gerek" in a sentence and their korean translations:

Sakinleşmen gerek.

‎긴장을 풀고 기다려야 합니다

Buradan alınmam gerek.

후송을 요청해야겠네요

Dikkatli olması gerek.

‎주의해야 합니다

Yenidoğanı korumaları gerek.

‎갓 태어난 새끼를 보호해야 합니다

Bunu temizlemem gerek.

어서 닦아내야겠어요

Fakat bunları konuşmamız gerek

하지만 논의가 필요합니다.

Şimdi panzehri bulmamız gerek.

이제 해독제를 찾아보죠

Şimdi panzehri bulmamız gerek

이제 해독제를 찾아보죠

Birinin önce düşmesi gerek,

하나의 도미노 조각이 먼저 넘어져야 하지요.

Finansal araştırma yapmama gerek yoktu.

재정 연구 따위는 볼 필요도 없었어요.

Dünyadaki her şeyin tasarlanması gerek.

이 세상 모든 건 다 설계가 필요해요.

Hızlı düşünmeniz gerek, panik yaparsınız;

빠른 판단이 필요하죠. 허둥지둥하게 될 겁니다.

Ama neyse ki gerek kalmadı.

‎다행히 그럴 필요는 없었죠

Sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

여러분을 2세기 전으로 데려 가겠습니다.

Ama onu neye bağlayacağımı bulmam gerek.

그런데 어디에 묶을지를 생각해야 합니다

Helikopteri duyabiliyorum. İşaret ateşine ulaşmamız gerek.

헬기 소리가 들려요 불을 피우러 가야 합니다

Ama onu neye bağlayacağımı bulmam gerek.

그런데 어디에 묶을지를 생각해야 합니다

Avlanmaları gerek. Gecenin geç saatlerine kadar.

‎밤이 깊어도 ‎사냥에 나설 수밖에요

Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.

‎어둠이 깔릴 때까지 기다려야 하죠

Havalimanı. Belki bunu tekrar denemeniz gerek.

비행장입니다 다시 시도하시는 게 좋겠네요

Hızlı bir şekilde emisyonları kesmemiz gerek.

우리는 가스 배출량을 급격하게 줄여야 합니다.

Fiziğe dair bakışımızın biraz değişmesi gerek.

물리학이란 우리의 인식은 약간의 변화가 필요합니다.

öncelikle, sıska olduğumu hatırlatmanıza gerek yok.

첫째로, 제가 마른 것을 상기시켜주지 않아도 돼요.

Pekâlâ, artık geç oluyor, sığınağı düşünmemiz gerek.

자, 이제 어두워지니 피난처를 생각해야겠죠

Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.

자, 이제 어두워지니 피난처를 생각해야겠죠

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

피난처를 만들 다른 방법을 찾아야 합니다

Ya da daha bilimsel konuşmamıza gerek yoksa

혹은 우리가 과학에 대해 말할 필요가 없는 사람이라면,

Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına şaşırmamak gerek.

그러니 여자 아이들이 미래를 걱정하는 것도 당연합니다.

Annenin dönüp onu bulması gerek. Tek başına.

‎어미는 되돌아가서 찾아야 합니다 ‎혼자서요

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

‎산소가 고갈되기 전에 ‎새우는 먹이를 찾아야 하죠

Hem de uzun vadeli testler yapmamız gerek.

몇 년이 지나도 흑색종이 생기지 않는다는 걸 확인해야죠

Zahmetli soruları sormak ise bunların arasında olmasa gerek.

불편한 질문을 던져선 안될 거예요.

Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız. Cesur olmanız gerek.

아무것도 걸지 않으면 아무것도 얻을 수 없어요 과감해야 합니다

Onu bir daha yakalayamayız, bunu tedavi ettirmem gerek.

녀석을 다시 잡을 순 없어요 치료를 받아야 합니다

Ve "babaları" diyorum çünkü yüzleşmemiz gerek, hepsi erkekti --

실제로 다들 사내들이었으니까 "아버지"라고 할게요.

Annesi balık avlarken kendi başının çaresine bakması gerek.

‎어미가 사냥을 하는 동안 ‎새끼는 제힘으로 살아남아야 하죠

Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.

‎암컷은 새끼들을 먹이가 ‎있는 곳으로 데려가야 합니다 ‎서둘러야 하죠

Fakat günlerdir bir şey yemediler. Annenin avlanması gerek.

‎이들은 며칠째 먹지 못했습니다 ‎어미는 반드시 ‎사냥에 성공해야 합니다

Fark ettim ki hikâye olduğu için bunun anlatılması gerek

하지만 저는 이것이 알려져야 하는 이야기라고 인식했습니다.

Sadece dünyanın geri kalanının değişmesi ve uyum sağlaması gerek.

다른 국가들이 변화하고 적응하면 된다' 라는 것이었습니다.

Kışı atlatabilmek için vücut ağırlıklarını üçte bir arttırmaları gerek.

‎겨울을 무사히 나기 위해선 ‎지금 체중의 3분의 1만큼을 ‎더 불려야 하죠

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

‎절벽 끝에서 100m는 ‎내려가야 안전하죠

Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.

‎지금은 어둠이 깔려 ‎안전할 시간이죠

Masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

건강한 식사를 위해 따로 결정내리실 필요 없죠.

Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.

‎만 저편의 물고기를 잡으려면 ‎녀석들은 ‎깊은 해협을 건너야 합니다

Beyefendi, ayağa kalkar mısınız, sahneye gelmenize gerek yok, bunlara bakın lütfen,

남자분, 일어서 주시겠어요?올라오실 필요는 없고 이것을 확인해주세요.

Birkaç malzeme daha gerek, iki kırmızı topumuz ve bir kalemimiz var.

몇 소품이 더 필요합니다. 빨간 공 두 개와 펜 하나가 있습니다.

En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.

그게 더 안전할 겁니다 이 로프는 확실하니까요

Ama bunu yapmak için çok çaba harcamak gerek. Ne yapacağız peki?

하지만 만들려면 많은 노력이 필요하죠 어떻게 할까요?

Ama bunu yapmak için çok çaba harcamak gerek. Ne yapacağız peki?

하지만 만들려면 많은 노력이 필요하죠 어떻게 할까요?

Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.

‎가을 동안 비축한 먹이도 ‎이제 바닥나고 말았습니다 ‎추운 겨울밤 ‎먹이를 찾아 나서야만 합니다

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.

‎밤이 빠르게 다가오고 있기에 ‎이 거대한 철새 떼는 ‎잠잘 곳을 찾아야 합니다

Uzun, sıcak bir günün ardından bu erkek jeladanın sürüsünü toplaması gerek.

‎길고 더웠던 낮이 지나고 ‎이 수컷 겔라다개코원숭이는 ‎무리를 모아야 합니다

Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.

‎이참에 대식구를 더욱 끈끈하게 할 ‎우애를 다지기도 합니다

O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.

‎동물과 접촉하면 ‎특별한 일이 벌어져요 ‎그래도 때가 되면 숨은 쉬어야죠

Ve hızlı öğrenmesi gerek çünkü bir yıldan biraz fazla bir ömrü var. 52. GÜN

‎살 날이 1년 남짓 남은 이 암컷은 ‎생존법을 얼른 터득해야 했어요 ‎"52일째"

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‎많은 동물이 색을 구별하여 ‎과일을 찾습니다 ‎눈으로 보기 힘들어지기 전에 ‎마지막 식사 시간이죠