Translation of "Yaşayacaktır" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaşayacaktır" in a sentence and their english translations:

Yaşamının geri kalanı boyunca psikolojik sorunlar yaşayacaktır.

will have psychological problems for the rest of his or her life.

Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır.

This city will suffer from an acute water shortage unless it rains soon.

Genel olarak konuşulursa, bir kadın bir erkekten daha uzun yaşayacaktır.

Generally speaking, a woman will live longer than a man.

Her kim sigara ya da içki içmezse ölünceye kadar yaşayacaktır.

Whoever doesn't smoke or drink will live until death.