Translation of "Kadar" in Chinese

0.035 sec.

Examples of using "Kadar" in a sentence and their chinese translations:

- Ne kadar erken olursa, o kadar iyidir.
- Ne kadar erken o kadar iyi

越快越好。

Ne kadar?

- 这个多少?
- 多少錢?

İstediğim kadar geç saatlere kadar yatmayabilirim.

我熬夜熬多久都行。

- Ne kadar uzunsun?
- Boyun ne kadar?

- 你多高?
- 你有多高?
- 你多高?

"Roma'da ne kadar kalacaksın?" "Salıya kadar."

“你要在罗马待多久?”“周二就走。”

Onu tanıyıncaya kadar kadar onun konuştuğunu duymadım.

我聽到他的聲音以後才把他認出來了。

- Şimdiye kadar iyi.
- Şimdiye kadar iyi gitti.

迄今,一切妥当。

- Neden bu kadar kızgınsın?
- Neden bu kadar öfkelisin?
- Niçin bu kadar kızgınsın?

你為什麼這麼生氣?

Ne kadar kalacaksın?

你准备待多久?

Yaşadığımız kadar çalışmalıyız.

我們要活到老,做到老。

Şimdiye kadar başlamalıydın.

你早就該開始了。

Ne kadar soğuk!

- 多麼冷了!
- 多麼冷啊!

Dokuza kadar dönmedi.

他到了九點才回來。

Ne kadar acı.

烦死人。

Otuza kadar say.

数到三十。

Yaşadığım kadar çalışacağım.

我會活到老工作到老。

Ne kadar romantik!

好浪漫啊!

Ne kadar güzelsin!

你真漂亮!

Ne kadar garip!

真奇怪。

Ne kadar ilginç.

多么有趣啊!

Ne kadar güzel!

多美啊!

Sonsuza kadar bekleyemem.

我不能永远地等。

Ne kadar korkunç!

真糟糕!

Ne kadar kabasın!

你真粗魯!

Ne kadar bekledin?

你等了多久?

Bu kadar endişelenme.

别那么着急。

Ne kadar karmaşık?

它有多複雜?

Ne kadar kaldın?

你待了多久?

Komisyon ne kadar?

手续费是多少?

Ne kadar ödedin?

您付了多少钱?

Buz kadar soğuk.

和冰一样冷。

Fiyatı ne kadar?

- 这个多少?
- 它多貴?
- 多少錢?

Ne kadar tuhaf!

多怪啊!

Onun kadar zekidir.

她和他一样聪明。

Ne kadar sevimli!

- 好可愛!
- 多可爱啊!

İstasyona kadar yürüdüm.

我們走到跟火車站那樣遠的地方。

Şimdiye kadar varmalıydı.

她現在應該已經到了。

Ne kadar uzunsun!

你真高啊!

Ne kadar etkileyici!

好像挺有趣。

İstediğin kadar kalabilirsin.

你想要待多久就待多久。

Ne kadar çok kazanırsan, o kadar çok harcarsın.

挣的越多钱,就花得越多钱。

- Hayat ne kadar garip!
- Hayat ne kadar tuhaf!

人生真是奇妙!

Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.

生氣的時候,由一數到十;若氣得不得了,就數到一百。

- O babası kadar uzundur.
- Boyu babası kadar.
- Babasıyla aynı boyda.
- Babası kadar uzun.

他和他爸爸一样高。

- Ne kadar yükseğe sıçrayabilirsin?
- Siz ne kadar yükseğe sıçrayabilirsiniz?

- 您能跳多高?
- 你能跳多高?

- Tom babası kadar uzundur.
- Tom babası kadar uzun boylu.

湯姆跟他爸爸一樣高。

Pariste ne kadar uzun kaldıysam o kadar çok sevdim.

在巴黎待得越久,我就越喜欢巴黎。

- O kadar uzak değil.
- O, o kadar uzak değil.

不是那么远。

- Benim saçım Jane'inki kadar uzun.
- Saçım Jane'inki kadar uzundur.

我的頭髮和珍的一樣長。

Ne kadar çok çikolata yersen o kadar çok şişmanlarsın.

你越是吃巧克力,越是会变胖。

- Burada ne kadar kalacaksın?
- Burada ne kadar süre kalacaksın?

- 你會在這裏逗留多久?
- 你会在这儿待多久?

Ne kadar az bilirsen o kadar iyi, tamam mı?

你知道的越少越好,好吗?

Ne kadar çok kitap okursan o kadar çok bilirsin.

你看的书越多,你知道的越多。

Ne kadar süredir Kobe'desin?

你在神戶多久了?

O gırtlağına kadar borçludur.

他浑身是债。

Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın.

你對批評太敏感了。

O kadar uzak değil.

不是那么远。

Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.

尽可能努力工作。

Bir çarşaf kadar beyazsın.

你象纸一样白.

Havaalanına ne kadar uzaklıkta?

到机场有多远?

Köprüye kadar seninle gideceğim.

我会跟着你走到桥那里。

Toplantı beşe kadar sürdü.

- 會議一直持續到5點鐘。
- 会议一直开到五点。

Niçin bu kadar mutlusun?

你为什么那么高兴?

Seni istasyona kadar götüreyim.

讓我送你到車站吧。

İstasyona ne kadar uzakta?

到火車站有多遠?

Sonsuza kadar sizinle olacağım.

我會永遠跟你在一起。

Bob gelene kadar başlamayacağız.

鮑伯來前我們不會開始。

Otobüs ücreti ne kadar?

公車票價多少錢?

Naoki Kaori kadar yaşlıdır.

直樹年紀跟香織一樣大。

Tom Jack kadar uzundur.

湯姆和傑克一樣高。

Tom Jim kadar uzundur.

湯姆和吉姆一樣高。

Ne kadar kalıyor olacaksın?

你会待多长时间?

Düşündüğün kadar zor değil.

那个没你想象的那么难。

Seyirci ne kadar büyük?

你估計聽眾有多少?

Çocuk beline kadar çıplaktı.

男孩赤裸着上身。

Çocuk ona kadar sayabilir.

这小男孩能数到十。

Dokuza kadar oraya varmalıyım.

我必須在9點前到那裡。

Jim kadar hızlı koşarım.

我和吉姆跑得一樣快。

O, iliklerine kadar ıslanmıştı.

她渾身濕透了。

Altıya kadar döneceğini umuyorum.

我希望她六點前回來。

Yarına kadar gidişini erteledi.

他把出发推时到明天了。

Tom'a ne kadar borçlusun?

你欠湯姆多少錢?

Bir bira ne kadar?

一瓶啤酒多少钱?

O ne kadar önceydi?

多久以前?

Seni ne kadar özlüyorum.

我多么想你!

Ne kadar da aptalsın!

你真是個傻瓜!

O, Tom kadar meşguldür.

她和湯姆一樣忙。

O, benim kadar uzundur.

他和我一样高。

Pazara kadar burada kalacağız.

星期天前我們將會待在這裡。

Mağazaya kadar bisikletimle gittim.

我騎了我的自行車去商店。

Son dakikaya kadar bekledim.

我一直等到了最后一分钟。

Bu kadar dikkatsiz olma!

别这么粗心!

O konuşamayacak kadar öfkeliydi.

他气得说不出话来了。

O, ne kadar geniştir?

有多宽?

Japonya'da ne kadar kalacaksın?

- 你會在日本多久?
- 你會待在日本多久?

Şırıngayı görene kadar sakindim.

直到看见注射器我才平静下来。