Translation of "Içki" in English

0.008 sec.

Examples of using "Içki" in a sentence and their english translations:

İçki içmemeliyim.

I'm not supposed to drink.

İçki içmeliyiz.

We should have a drink.

- Kural olarak içki içmem.
- Genellikle içki içmem.

As a rule, I don't drink.

Bir içki hazırlayacağım.

- I'll fix a drink.
- I'm going to make a drink.

Canım içki istiyor.

I feel like a drink.

Asla içki içmem.

I never drink.

İlk içki benden!

The first drink is on me!

İçki mi içiyordun?

- Were you drinking?
- Have you been drinking?
- Had you been drinking?

Bir içki alalım.

Let's get a drink.

O içki içmez.

He doesn't drink.

Ben içki içmem.

I don't drink.

İçki almaya gidelim.

Let's go get a drink.

Bir içki istemem.

I don't want a drink.

Barda içki içiyorlar.

- They're at the bar drinking.
- They're at the bar drinking beer.

İçki içmeyi bırakmalısın.

You should stop drinking.

Tom içki içmiyor.

Tom isn't drinking.

Bana içki ısmarla!

Buy me a drink.

Bir içki al.

Have a drink.

Birkaç içki içtim.

I've had a couple of drinks.

Herkes içki içiyordu.

Everyone was drinking.

Birkaç içki alacağım.

I'll get some drinks.

Tom içki içerdi.

Tom used to drink.

Biri içki içiyor.

Cookie is drinking.

Bir içki içelim.

Let's have a drink.

Onlar içki içmezler.

They don't drink.

İçki içiyor muydun?

Had you been drinking?

Tom içki içmemeli.

Tom shouldn't drink.

İçki için teşekkürler.

Thanks for the drink.

Tom içki içiyor.

- Tom drinks.
- Tom has been drinking.

Bir içki alacağım.

I'll have a drink.

İçki içmeye gidelim.

Let's go have a drink.

Biz içki içmeyiz.

- We abstain from alcohol.
- We don't drink.

Mary içki içmez.

Mary doesn't drink.

Çok içki içmem.

I don't drink a lot.

İçki içer misin?

Do you drink?

İçki içmekten vazgeçmelisin.

- You have to stop drinking.
- You must quit drinking.

O içki kokuyordu.

He reeked of liquor.

Bir içki istiyorum.

I want a drink.

Bir içki kullanabilirim.

I could use a drink.

Ben içki içmiyorum.

I'm not drinking.

İçki içmeyi severim.

I like to drink.

Sami içki içiyor.

Sami has been drinking.

Tom içki içti.

Tom drank.

Tom içki kokuyordu.

Tom smelled like he'd been drinking.

- Bir içki daha içelim.
- Başka bir içki içelim.

Let's have another drink.

- İçki ve tatlı sunacağız.
- İçki ve tatlı sağlayacağız.

We'll provide drinks and dessert.

Kendime bir içki koydum.

I poured myself a drink.

Bir içki ister misin?

Would you care for a drink?

Kendinize bir içki alın.

Help yourself to a drink.

Canım içki içmek istiyor.

I feel like having a drink.

Bir içki ister misiniz?

Want a drink?

Bir içki için uğrayalım.

Let's drop in for a drink.

Bana bir içki getir.

Bring me a drink.

Tom bir içki ısmarladı.

Tom ordered a drink.

Tom'un içki mahmurluğu var.

Tom has a hangover.

Babam içki içmeyi bıraktı.

- Father stopped drinking.
- My father quit drinking.

Bugün içki mahmurluğum var.

I have a hangover today.

Sadece birkaç içki aldım.

I've had only a couple of drinks.

Hepiniz için içki ısmarlayacağım.

I will buy drinks for you all.

O içki içmeyi azalttı.

He cut down on drinking.

Araba kullanacaksan içki içme!

If you drive, don't drink.

İçki içecek kadar yaşlıyım.

I'm old enough to drink.

Ona birkaç içki ısmarladım.

I bought her some drinks.

O artık içki içmiyor.

- He doesn't drink anymore.
- She doesn't drink anymore.

Bir içki için buluşalım.

Let's meet for a drink.

Tom'a bir içki alalım.

Let's buy Tom a drink.

Kim bir içki ister?

Who wants a drink?

Bir içki daha, lütfen.

One more drink, please.

Sadece bir içki alacağım.

I'll just have one drink.

Kaç tane içki var?

How many drinks are there?

Ona bir içki getir.

Bring him a drink.

Bir içki almaya git.

Go grab a drink.

Size içki alabilir miyim?

Can I get you guys drinks?

Senin içki içmediğini sanıyordum.

- I thought you didn't drink.
- I thought that you didn't drink.

Aç karnına içki içmemelisin.

You shouldn't be drinking on an empty stomach.

Efendim, içki mi içiyorsunuz?

Sir, have you been drinking?

Beklerken bir içki iç.

Have a drink while you're waiting.

Bana bir içki al.

Get me a drink.

İhtiyacım olan bir içki.

What I need is a drink.

Lütfen bir içki iç.

Please have a drink.

Buraya içki içmeye gelmedim.

I didn't come here for a drink.

Öğleden önce içki içmem.

I don't drink before noon.

Bir içki isteyebileceğini düşündüm.

- I figured you might want a drink.
- I figured that you might want a drink.

Sadece bir içki içtim.

I had only one drink.

Aylardır bir içki içmedim.

I haven't had a drink in months.

Bir içki daha istiyorum.

I need another drink.

Sana bir içki ısmarladım.

I ordered you a drink.

İçki içmeyi bırakmaya çalışacağım.

I'm going to try to quit drinking.

Sana bir içki hazırlayacağım.

- I'm going to fix you a drink.
- I'm going to make you a drink.

Bize birkaç içki alacağım.

I'll get us some drinks.