Translation of "Kalmayacaksın" in English

0.002 sec.

Examples of using "Kalmayacaksın" in a sentence and their english translations:

Hayatta kalmayacaksın.

You won't survive.

Kalmayacaksın, değil mi?

You won't stay, will you?

Geç kalmayacaksın, değil mi?

You won't be late, will you?

Onun sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalmayacaksın?

You won't have to take charge of that.

Sen bir daha asla yalnız kalmayacaksın.

- You'll never be alone again.
- You will never be alone again.

Belki de bunu yapmak zorunda kalmayacaksın.

Perhaps you won't have to do that.

Sevgilim, endişe etme. Döndüğünde her şey hazır olacak - Bulaşıklar, ütüleme, her şey... Güzel bir banyo yapmaktan ve kendini kurulamaktan başka bir şey yapmak zorunda kalmayacaksın.

Dear, don't worry. When you get back everything'll be done—the dishes, the ironing, everything... You won't have to do anything other than take a nice bath and slip yourself under the covers.