Translation of "Kendini" in Dutch

0.114 sec.

Examples of using "Kendini" in a sentence and their dutch translations:

- Kendini bilin!
- Kendini bil!
- Kendini tanı!

Ken jezelf!

- Kendini tanı.
- Kendini bil.

Ken jezelf.

- Kendini öldürdü.
- O, kendini öldürdü.

- Hij heeft zelfmoord gepleegd.
- Hij heeft zichzelf omgebracht.

Kendini tanıtmalıydın.

Je had je moeten voorstellen.

Kendini hazırla.

Bereid je voor.

Kendini kurtar.

Red jezelf.

Kendini göster.

Laat jezelf zien.

Kendini tanıt.

- Identificeer jezelf.
- Identificeer uzelf.

Kendini savun.

Verdedig jezelf.

Göster kendini!

- Laat jezelf zien!
- Toon jezelf!

Kendini yargıla!

Oordeel zelf!

Kendini değiştiremezsin.

Je bent wat je bent.

- Kendini onunla mukayese etme.
- Kendini onunla kıyaslama.
- Kendini onunla karşılaştırma.

Vergelijk jezelf niet met hem.

- Bu kıza kendini tanıtmalıydın.
- Kıza kendini tanıtmalıydın.

Je had je aan het meisje moeten voorstellen.

- Kendini aptal mı hissediyorsun?
- Kendini garip mi hissediyorsun?
- Kendini tuhaf mı hissediyorsun?

Voel je je gek?

Tom kendini incitti.

Tom is gewond geraakt.

Tom kendini tanıttı.

- Tom stelde zichzelf voor.
- Tom introduceerde zichzelf.

Kendini aşırı yorma.

Put jezelf niet uit.

Tom kendini toparladı.

Tom stuiterde terug.

Kendini öldürmeye çalıştı.

Hij probeerde zelfmoord te plegen.

Kendini suçlamaktan vazgeç.

Hou op jezelf de schuld te geven.

Kendini geleceğe hazırla.

Maak je klaar voor de toekomst.

O kendini yıkıyor.

Hij wast zich.

Kendini nasıl hissediyorsun?

- Hoe voelt ge u?
- Hoe voel je je?

Tarih kendini tekrarlar.

De geschiedenis herhaalt zich.

Tom kendini öldürdü.

Tom pleegde zelfmoord.

Ayı kendini ısırıyor.

De beer bijt zichzelf.

Önce kendini kanıtlamalısın.

- Eerst moet je laten zien wat je kunt.
- Je moet jezelf eerst bewijzen.

Tom kendini koruyor.

Tom beschermt zichzelf.

Kendini savunmak zorundasın.

Je moet jezelf verdedigen.

Kendini tanıman gerekir.

Je zou jezelf moeten kennen.

Tom kendini yaktı.

Tom heeft zich verbrand.

- Kendini aptal durumuna düşürdün.
- Kendini aptal yerine koydun.

Je hebt jezelf voor gek gezet.

- Kendini hasta hissediyor musun?
- Kendini hasta mı hissediyorsun?

Voel je je ziek?

Ve kendi kendini kanıtlaması.

en dat heeft zijn waarde bewezen.

Bu kıza kendini tanıtmalıydın.

Je had je aan het meisje moeten voorstellen.

Kendini kötü mü hissediyorsun?

- Voel je je niet helemaal goed?
- Voelt u zich wat ziekjes?
- Zit het weer wat tegen?
- Voelt u zich wat slapjes?

Kendini tanımak çok zordur.

Het is erg moeilijk jezelf te leren kennen.

- Kendini hazırla!
- Hazırlıklı ol.

- Wees voorbereid!
- Wees voorbereid.

Hiç kendini tarttın mı?

Heb je jezelf ooit gewogen?

Tom kendini mi öldürdü?

Heeft Tom zelfmoord gepleegd?

Her nasılsa kendini kurtardı.

Hoe dan ook, hij heeft zichzelf gered.

- Abartma.
- Çok kaptırma kendini.

Overdrijf het niet.

Kendini oldukça yorgun hissediyordu.

Ze voelde zich nogal moe.

Kendini çok yalnız hissediyordu.

Ze voelde zich erg alleen.

Tom kendini büyük görüyor.

Tom heeft een hoge pet op van zichzelf.

O, dün kendini öldürdü.

Ze heeft gisteren zichzelf gedood.

Kendini evinde gibi hisset.

Doe alsof je thuis bent.

Tom kendini pencereden attı.

Tom sprong uit het raam.

- Kolla kendini.
- Sıkı dur.

- Zet je schrap.
- Zet u schrap.

Sadece kendini suçlamak zorundasın.

Eigen schuld.

- Sakin olun.
- Kendini yorma.

- Ontspan u!
- Rustig aan.
- Rustig maar.
- Kalm aan.

Dün kendini nasıl hissediyordu?

Hoe voelde zij zich gisteren?

Kendini evinde gibi hisset!

- Doe alsof je thuis bent!
- Doe alsof u thuis bent!
- Doe alsof jullie thuis zijn!

- Kafana takma.
- Kendini üzme.

Trek het je niet aan.

Tom kendini kaybetmiş hissetti.

Tom voelde zich overweldigd.

Tom çok kendini adamış.

Tom is heel toegewijd.

Bu sabah kendini vurdu.

Hij heeft zichzelf vanmorgen doodgeschoten.

Jane aynada kendini inceledi.

Jane bestudeerde zichzelf in de spiegel.

Kendini benim yerime koy.

- Ga eens in mijn schoenen staan.
- Plaats jezelf in mijn situatie.

O, aynada kendini gördü.

Ze zag zichzelf in de spiegel.

Kendini bir battaniyeye sardı.

Ze heeft zich in een deken gewikkeld.

O, kendini koşullara uydurdu.

Hij paste zich aan de omstandigheden aan.

O, kendini ona adadı.

Ze heeft zich aan hem toegewijd.

Tom kendini suçlu hissetti.

Tom voelde zich schuldig.

Tom, Google'da kendini arattı.

Tom googelde zichzelf.

Kendini bir bilgi baloncuğuyla çevreledi.

Ze sloot zichzelf op in een informatiebubbel.

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

Je kunt jezelf wel voor je kop slaan, want...

Onun kendini öldürmüş olması imkansız.

Het is onmogelijk dat ze zelfmoord gepleegd zou hebben.

Bir yolunu bulup kendini kurtardı.

Hij heeft zichzelf op een of andere manier gered.

- Sık dişini.
- Kendini bırakma.
- Dayan.

Hou vol.

O kendini düşünen bir kişi.

Hij is een egocentrisch persoon.

O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.

Ze heeft geprobeerd zelfmoord te plegen.

O kendini asarak intihar etti.

Hij heeft zich opgehangen.

Tom düştü ve kendini incitti.

Tom viel en bezeerde zich.

Tom küvette kendini boğmaya çalıştı.

Tom probeerde zichzelf in bad te verdrinken.

O kendini oradaki insanlara tanıttı.

Ze stelde zich aan de aanwezigen voor.

Tom kendini yorgun hissetmeye başlıyordu.

Tom begon zich moe te voelen.

Mary soğan doğrarken kendini kesti.

Maria heeft zich gesneden terwijl ze uien aan het fijnhakken was.

Tom kendini savunmaya çalışmadı bile.

Tom probeerde niet eens om zichzelf te verdedigen.

Kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenmelisin.

U moet leren om u te beheersen.

O kendini oldukça yalnız hissediyordu.

Ze voelde zich erg alleen.

Tom kendini perdenin arkasına sakladı.

Tom verstopte zich achter het gordijn.

Tom kendini asarak intihar etti.

Tom pleegde zelfmoord door zichzelf op te hangen.

Tom kendini öldürmekle tehdit etti.

Tom dreigde met zelfmoord.

Beyni, kendini iyileştirebileceği bir duruma getirdiğimizde

Eens we de hersenen kunnen overhalen om zichzelf te herstellen

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

beide handen zwaaiend .

Yukio Mishima 1970'te kendini öldürdü.

Yukio Mishima pleegde zelfmoord in 1970.

Genel anlamda, tarih kendini tekrar eder.

In het algemeen herhaalt de geschiedenis zichzelf.

Tom kendini polise ihbar etmek istiyordu.

Tom wou zich komen aangeven.

- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!

Beheers je!

Tom, kendini bir aptal gibi hissetti.

Tom voelde zich als een domkop.