Translation of "Kendini" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Kendini" in a sentence and their arabic translations:

- Kendini bilin!
- Kendini bil!
- Kendini tanı!

إعرف نفسك!

kendini gerçekleştirmişti.

كان يتمتع بالتحقيق الذاتي.

kendini mumyalatıyor

تحنيط على نفسه

Kendini hazırla.

إستعد

Kendini suçlama.

لا تلوم نفسك.

Kendini savun.

دافِع عن نَفسَك.

Ve kendini süslemek.

وتجميل الذات.

Tom kendini incitti.

- آذى توم نفسه.
- توم اذي نفسه.

Kendini öldürmeyi denedi.

هي حاولت قتل نفسها.

Tarih kendini tekrarlar.

التاريخ يعيد نفسه.

O kendini tanıttı.

لقد قدّم نفسه.

kendini daha sıkıntılı hissedersin.

تزيد من أحساسنا بالتوتر.

kendini ileri düşünceli gören

يصفون أنفسهم بالمتحضرين،

Ve kendi kendini kanıtlaması.

وأنه يثبتُ نفسه للقيام بعمل جيد.

Doğa ise kendini temizliyor

تنظف الطبيعة نفسها

- Kendini hazırla!
- Hazırlıklı ol.

- كُن مُستعداً.
- كن مستعداً
- كونوا مستعدين

- Abartma.
- Çok kaptırma kendini.

لا تُبالِغ.

Kendini ve düşmanını tanı.

إعرف عدوك وإعرف نفسك.

Otuz yaşında kendini öldürdü.

انتحرت عن عمر ينازه الثلاثين عاماً.

- Sakin olun.
- Kendini yorma.

- على رِسْلِك.
- لا تحمل هماً.

Bir gün kendini öldürdü.

وفي يوم من الأيام ، انتحر.

Sami kendini kötü hissediyordu.

لم يكن سامي يشعر بالرّاحة.

Tom sadece kendini düşünüyor.

توم يفكر في نفسه فقط.

Jason biraz önce kendini vurdu.

وهو أن جايسون قتل نفسه توًا

Ve kendini hiç değersiz görmemişti.

ولم تقلل من قيمة نفسها.

Kendini dijitalleştiren bir hükûmet olarak

تخلصنا منها تماماً في إستونيا،

Kendini bir bilgi baloncuğuyla çevreledi.

قامت بالتقوقع حول نفسها ضمن فقاعة معلومات.

Rich’in kendini suçlu hissettiği belliydi

بإمكانك معرفة أن ريتش كان يشعر بالذنب

Ceset bozulmasın diye kendini mumyalatmış

محنط نفسه حتى لا تتدهور الجثة

Yoksa dünya kendini mi korudu?

أم أن العالم يحمي نفسه؟

Doğa her zaman kendini yeniliyor

تجدد الطبيعة نفسها دائمًا

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

‫وحينها تريد لوم نفسك، إذ...‬

- Kendini yargılamalısın.
- Kendin karar vermelisin.

عليك أن تحكم بنفسك.

Tom kendini masanın altına sakladı.

اختبأ توم تحت الطاولة.

O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.

- حاولت قتل نفسها.
- حاولت الإنتحار.

Fadıl kendini sokak çocuklarına adadı.

تفرّغ فاضل لمساعدة أطفال الشّوارع.

Fadıl kendini adamış bir Hıristiyandı.

كان فاضل مسيحيّا ملتزما.

Leyla kendini ölmek için hazırladı.

استعدّت ليلى للموت.

Mesaj üzerinden, kendini benim yerime koydu.

وتعاطف معي من خلال الرسالة النصية، لا أقل.

kendini bu konuda çok iyi hissedeceksin

إذا سوف تشعر بشعور جيد حياله،

Ve kendini gittikçe aşağı çekmeye başlarsın.

وتبدأ في الانزلاق على طول الطريق إلى هنا.

Beyni, kendini iyileştirebileceği bir duruma getirdiğimizde

وبمجرد أن نحوّل الدماغ إلى حالة من الاستشفاء الذاتي،

Kendini savunmak için ne gerekiyorsa yap.

قوموا بما في وسعكم لحماية أنفسكم.

Ve kendini liderliğe adamış kadınlar için.

وعاهدن أنفسهن للانضمام للقادة.

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

بكلتا يديه.

Genel anlamda, tarih kendini tekrar eder.

- على العموم ، التاريخ يكرّر نفسه.
- غالباً ما يعيد التاريخ نفسه.

Kendini bir çukurda bulursan kazmayı bırak.

إذا وجدت نفسك في حفرة، توقف عن الحفر.

- Kendini kontrol et!
- Kendine hâkim ol!

تَحَكَم بنفسك.

Şimdi kendini nasıl hissediyorsun küçük Timmy?

كيف تشعر الآن يا تيمي الصغير؟

Jamal kendini biraz daha iyi hissediyor.

يشعر جمال بتحسن طفيف.

Fadıl kendini kiliseye ve topluma adamıştır.

- كان فاضل مكرّسا حياته للكنيسة و أهل الحي.
- كان سامي مكرّسا حياته للكنيسة و أهل البلدة.

Leyla kendini tamamen tuzağa düşmüş hissetti.

شعرت ليلى و كأنّها أوقعت في فخّ.

Sami Müslümanlarla birlikteyken kendini huzurlu hissediyordu.

كان سامي مرتاحا وسط المسلمين.

İsteklerine göre davranmadığında kendini oyunun dışına atarsın.

عندما لا تتصرف كما تريد فأنت تبعد نفسك عن اللعبة.

Bu, kendini ifade etmek için gerekçe oluşturur.

هذا هو ما يخلق البيئة التي تتقبّل الصراحة

Doğanın eşsiz yollarla kendini bize sunduğunu görürüz.

إذا توقفنا ونظرنا إلى العالم من خلال نافذة من الزمن.

Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak

يمكن لتلك الحضارة برمجة مركبات ذاتية التكرار

Kendini dikkatlice antilop sürüsünün uzak ucuna konumlandırıyor.

‫وتتموضع بحذر بعيدًا عن القطيع.‬

-Ne? -Kendini ne sanıyorsun? Moğolistan kralı mı?

- ماذا؟ - من تخال نفسك؟ ملك "منغوليا"؟

çok uzun bir süre kendini belli etmeden

لمدة طويلة

3 günde kendini belli ederken bazısında ise

بينما يتجلى في 3 أيام ، في بعض الأحيان

Getirme hedefine ulaşmaya kendini adaması gerektiğine inanıyorum ."

العقد ، وهو هبوط رجل على سطح القمر وإعادته بأمان إلى الأرض."

Onun kendini niçin öldürdüğü hâlâ bir sır.

- يظل سبب انتحاره لغزا.
- يبقى سبب انتحاره لغزا.

- Siktir git!
- Lanet olası!
- Git kendini becer.

تبّا لك.

Kimse o adamın konuşup kendini ifade edemeyeceğini umursamadı.

قبل أن يقبض عليه ويضعوه تحت تصنيف شرير.

Köklendirilmemiş insan hatırlanmaz çünkü kendini bir şeylere adamamış.

الرجل بلا جذور هو رجل منسي، لعدم ارتباطه بالأشياء.

Şimdi ise Kitbuqa kendini tehlikeli bir pozisyonda buldu.

وجد كاتبوغا نفسه الآن في وضع خطير

Orada kendini Eflak Voyvodası ilan eder. Ağustos 1456.

هناك ، توج نفسه فويفود من والاشيا في أغسطس 1456

Bıçak Mack mahkemede kendini şöyle savunur, "Sayın Yargıç,

ويقول "ماك" السكين في مرافعته في المحكمة "سيّدي القاضي،

kendini güvende hissettiği ve her gün iş yerine

يستلمون ويترفعون في سلالم الشركات:

Bir süre sonra artık kendini belli etmeye başlıyor

بعد فترة ، يبدأ في إظهار نفسه

Uzun süre semptom göstermiyor kendini gizliyor bu virüs

هذا الفيروس لا يظهر أي أعراض لفترة طويلة.

Büyük olasılıkla basit bir kazaydı, ancak bazıları kendini

كان على الأرجح حادثًا بسيطًا ، على الرغم من أن البعض يعتقد أنه قتل نفسه

Eğer bu hapları alırsan kendini daha iyi hissedersin.

ستشعر بتحسن إذا تناولت هذه الحبوب.

Belki kendini incitmeden önce Tom'un işi bırakması gerekiyor.

ربما على توم التوقف قبل أن يؤذي نفسه.

Sami bir Müslüman olarak kendini çok soyutlanmış hissediyordu.

شعر سامي بعزلة شديد لكونه مسلما.

- Sami intihar etmeye çalıştı.
- Sami kendini öldürmeye çalıştı.

حاول سامي الانتحار.

Sami kendini soğuktan korumak için kalın kıyafetler giymişti.

ارتدى سامي ملابس غليظة كي يحمي نفسه من البرد.

Bu durumda kendini iyi hissetmenin sadece iki yolu vardır.

هناك طريقتان فقط تمكنك أن تشعر بالرضا في هذه الحالة.

Ve daha fazla bilim insanı bu konuya kendini adadı.

وبذل المزيد من العلماء أرواحهم فيه.

Yani mücadele ve kendini adama devam ediyor demek istedi.

قصد بذلك أنّ النضال يستمرّ، والالتزام يستمرّ.

İngiliz komutan General O'Hara'nın yakalanmasına yardım ederek kendini gösterdi.

بالمساعدة في القبض على القائد البريطاني الجنرال أوهارا.

kendini tanıtmayı genişletti , özellikle çocuklar ve kadınlarla ilgili olarak,

عبر الاعمال الانسانية خصوصاً تلك المتعلقة بالاطفال والمرأة

Ekonomik ve politik olarak daha çok kendini pazarlamak için

خصوصاً مع اطلاق عدة مشاريع مع اقاربها كان ابرزها شركة التي

Genç doktor kendini yoksul ve hastalara yardım etmeye adadı.

كرّسَ الطبيبَ الشابَ نفسهُ لمساعدةِ الفقراءِ والمرضى.

Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti

أصبح طموح مادورو السياسي واضحاً في كانون الأول من عام 2015

- Leyla kendini kafasından vurdu.
- Leyla kendi kafasına ateş etti.

أطلقت ليلى النّار على نفسها في الرّأس.

kendini adamışlık ve ideallerine uygun bir hayat sürmesi gibi sebepler

والالتزام، والنزاهة لعيش حياته وفق مبادئه،

Dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti

عندما كان على وشك ضرب العالم ، أخذ الجسم الغريب استراحة و ضحى بنفسه

Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.

لم تتح له الفرصة أبدًا لإثبات نفسه في ساحات القتال الحاسمة في الحرب.

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

‫يمكنها أن تسكب نفسها عبر صدع صغير.‬ ‫ويبدو أن السلطعون يشعر بها‬

Yoğun trafiğin gürültüsü o kadar çoktu ki polis kendini duyuramadı.

كان ضجيج السيارات شديدا لدرجة أن الشرطة لم يسمعوا أنفسهم.

Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.

الجميع في الحجر الصحي في المنزل. ثم تم تطهير جميع الشوارع.

Ulm ve Austerlitz'de kendini gösterdi ve sonraki yıl, Napolyon'un Jena'da Prusyalılara

في أولم وأوسترليتز ، وفي العام التالي ، قاد الهجوم في انتصار نابليون الساحق

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

ألقى بنفسه في هجوم ، وفقد السيطرة على المعركة ، وتعرض للضرب المبرح من قبل

- O bir fahişenin kendini beğenmiş oğludur.
- O bir fahişenin kibirli oğludur.

هو ابن سافلة متغطرس.