Translation of "Izleyip" in English

Onu izleyip aynısını yap!

Watch him and do the same.

Sorun onun İngilizcesini izleyip izleyememendir.

The problem is whether you can follow her English.

Bunu izleyip topun takım arkadaşları arasında

and they asked subjects to watch it, and count the times

Beni mutfağa kadar izleyip bir bıçak aldı.

She followed me into the kitchen and picked up a knife.

Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.

We go to the cinema to be scared by watching horror movies.

Tom Mary'nin kendisini izleyip izlemediğini görmek için baktı.

Tom looked to see if Mary was watching him.

Polisin olağan arama prosedürlerini izleyip izlemediği belli değil.

It is not evident whether the police followed the usual search procedures.

Tom evde televizyon izleyip pizza yiyerek pijamalarıyla oturuyordu.

Tom was sitting at home in his pajamas watching TV and eating pizza.

Gomorra dizisini arka arkaya izleyip bitirdim biraz önce.

I've just finished binge-watching Gomorrah.

Tom herhangi birinin izleyip izlemediğini görmek için etrafına baktı.

Tom looked around to see if anyone was watching.

Yabancıyı izleyip işaret eden küçük çocuğun çok kaba olduğunu düşündüm.

- I thought the little boy who was staring and pointing at the foreigner was very rude.
- I thought that the little boy who was staring and pointing at the foreigner was very rude.

Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı.

Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.