Translation of "Görmek" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Görmek" in a sentence and their arabic translations:

“Benim yüzümü görmek beni görmek değildir.

"رؤيتكم لي لا تعني أن تروا وجهي،

Başarabileceklerimizi görmek istedik.

أردنا معرفة لأي مدى يمكن أن نكون جيدين.

Seni görmek harika.

إنه من الرائع رؤيتك

Odayı görmek istiyorum.

أُرِيدُ أَنْ أَرَى الْغُرْفَةَ.

Onu görmek istiyorum.

أود أن أراها

Filmi görmek istiyorum.

أريد أن أشاهد الفيلم.

Seni görmek güzeldi.

من الجيد رؤيتك

Resmini görmek istiyorum.

أريد أن أري صورتك.

Jim'i görmek zorundayım.

علي أن أرى جيم.

Onu görmek istemiyorum.

لا أريد أن أراه.

- Seni tekrar görmek istiyorum.
- Sizi tekrar görmek istiyorum.

- أريد أن أراك مرة أخرى.
- أريد أن أراك من جديد.

Detayları görmek için büyüttük.

قمنا بتكبير الصورة لرؤية التفاصيل

Tom'un yüzünü görmek istemedim.

لم أكن أريد أن أرى وجه توم.

Ben onu görmek istiyorum.

- أود أن أراها.
- سيسعدني رؤية ذلك.

Seni görmek için sabırsızlanıyor

لا يطيق صبرا ليراك.

Onu hiç görmek istemiyorum.

لا أريد أن أراه بعد الآن.

Fadıl seni görmek istiyor.

يود فاضل أن يراك.

Ben babanı görmek istiyorum.

اريد لقاء والدك

Seni tekrar görmek istiyorum.

أود رؤيتك مجددا

- Seni bir daha görmek istemiyorum.
- Seni bir daha asla görmek istemiyorum.

لا أريد رؤيتك مرّة ثانية

Hareket görmek için okulu bırakıyorlar,

إنهم يخرجون من المدرسة للمطالبة باتخاذ إجراء،

Eğer büyük resmi görmek istiyorsanız

سيحينُ الوقت عندما يتوجبُ عليكم عدم التشبث بأفكاركم

Bütün insanlığın atası olarak görmek.

ولكن لكل البشرية.

Ben senin ürünlerini görmek isterim.

أريد أن أرى منتجاتكم.

O, görmek istediğim son adamdır.

إنه آخر شخصٍ أود رؤيته.

Amcam beni görmek için geldi.

- أتی عمي لرؤيتي.
- قدم عمي لرؤيتي.

Tom'u görmek için Boston'a gidiyoruz.

سوف نذهب إلى بوسطن حتى نرى توم.

Seni tekrar görmek çok hoştu.

سررت بلقائك.

Onlar seni cansız görmek istiyor.

يريدوك ميتا.

Bugün gerçekten seni görmek istiyorum.

حقا أريد رؤيتك اليوم.

Gitmeden önce Tom'u görmek istiyorum.

أريد رؤية توم قبل مغادرتي.

Hala Tom'u görmek için bekliyorum.

لا أزالُ أنتظر رؤية توم.

Bütün kadınlığım içinde saygı görmek istiyorum

وأن أكون محترمة بكل صفاتي الأنثوية

Okulda yabancı dil görmek zaman kaybı.''

بالمقارنة مع الأشياء الأخرى التي يمكن فعلها في المدرسة."

Görmek için çok güzel bir şey.

‫من الرائع أننا رأيناها.‬

Ve bir müdür görmek istediğini söylüyorsun.

وطالبي برؤية أحد المسؤولين.

Sürekli onaylanmak ve takdir görmek isterler

يريدون الموافقة عليه وتقديره طوال الوقت

Tom seni üst katta görmek istiyor.

توم يريد أن يراك بالطابِق العُلوي.

Yarın sizi görmek için gelebilir miyim?

هل لي أن آتي و أقابلك غداً؟

Beni görmek için çok mutlu görünmüyorsun.

لا تبدو سعيدا جدا لرؤيتي.

Neler olduğunu görmek için dışarı fırladım.

انا خرجت مسرعا لارى ماذا حدث بالخارج

Onun gelebileceğini umuyorum! Onu görmek istiyorum.

آمل أن يستطيع أن يأتي! أود أن أراه.

Fadıl, Leyla'yı görmek için Kahire'ye gitti.

سافر فاضل إلى القاهرة لزيارة ليلى.

Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.

‫لكنه يحتاج إلى الضوء لرؤية فريسته.‬

"Neler olmuş acaba?" diye görmek istemez misiniz?

"ماذا حدث؟" ألا تريد أن ترى؟

Insanlar bu dağı görmek için Nepal'e geliyor

يأتي البشر إلى نيبال لرؤيتها

Sevgili görmek için Suriye'ye yıldırım ziyaretleri ile

الدراسي والعملي مع زياراتٍ خاطفةٍ الى سوريا لرؤية الحبيب

O, tıp eğitimi görmek için Almanya'ya gitti.

ذهبَتْ إلى ألمانيا لتدرس الطب.

Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.

لا أطيق الصبر حتى أرى النسخة الجديدة من تتويبا.

Tom, sen ayrılmadan önce seni görmek istiyor.

يريد توم أن يراك قبل أن تغادر.

Ellerini sterilize ettiklerini görmek için bir kamera yerleştiriliyor.

قبل وبعد الدخول إلى غرفة المريض

Bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?

‫أتريد أن ترى ‬ ‫إن كان يمكنك اصطياد مخلوق آخر؟‬

Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.

ذهبت إلى مكتب الشؤون وطالبت برؤية المسؤول.

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

‫من النادر جدًا رؤية حيوان بهذا الحجم.‬

Nasıl çalıştıklarını görmek için aygıtları parçalara ayırmayı seviyorum.

أحب تفكيك الاشياء لمعرفة كيفية عملها.

Bu yüzden durumun onu da kaygılandırdığı görmek zor değildi.

أنها كانت قلقة بخصوص الوضع أيضًا.

Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.

وكنت مصدومًا من الطريقة التي كان يتصرف بها هؤلاء الأشخاص.

Görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.

فلا زال لديكم الكثير لتتعلمونه حول الرؤية.

Adınızı vurgular hâle getirdik ki görmek daha kolay olsun.

بحيث يكون من السهل معرفة إن كان هناك من يرسل تنويهًا لك.

İşe yarayıp yaramadıklarını görmek için geniş yelpazede teklif edilen

أعمل على تقييم طيف كامل من هذه التقنيات المقترحة

O, Kyushu'dan tüm yolu Mona Lisa'yı görmek için geldi.

قطع المسافة من كيوشو ليرى الموناليزا.

Görmek için Eski İskandinav destanlarından beş ünlü ölüm sahnesine bakacağız .

إخبارنا به عن "عقلية الفايكنج".

Daha doğru bir şekilde boyut görüntüleyen bir harita görmek isterseniz

أذا أردت أن ترى خريطة تظهر الأحجام فالأفضل إستخدام إسقاط " جوول بيتيرز"

- O dün seni görmeye geldi.
- O dün seni görmek için geldi.

لقد أتى كي يزورك البارحة.

Çocuk suyun soğuk olup olmadığını görmek için ayak parmaklarını okyanusa daldırdı.

الطفل غمس اصابع قدميه في المحيط ليرى اذا كان الماء بارداً.

- O filmi görmek istemiyorum.
- O filmi izlemek istemiyorum.
- O filmi seyretmek istemiyorum.

لا أريد مشاهدة ذلك الفيلم

Eğer bu tarz videoları görmek istiyorsanız lütfen abone olarak bize destek olmayı unutmayın

إذا كنت تريد مشاهدة هذه الأنواع من مقاطع الفيديو ، فيرجى عدم دعمنا من خلال الاشتراك

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

لماذا تريد الدراسة في الخارج؟

Başka ne gibi zorluklar olduğunu görmek ve bunları denemek isterseniz "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

‫إن أردت أن تجرب ‬ ‫وأن ترى التحديات الأخرى المتاحة،‬ ‫اختر "إعادة الحلقة".‬

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‫تستخدم حيوانات كثيرة تمييزها للألوان‬ ‫للعثور على الفاكهة.‬ ‫حان الوقت لوجبة أخيرة قبل أن تصعب الرؤية.‬

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

للأمومة والطفولة الحق في مساعدة ورعاية خاصتين. وينعم كل الأطفال بنفس الحماية الاجتماعية سواء أكانت ولادتهم ناتجة عن رباط شرعي أم بطريقة غير شرعية.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

نريد أن نوصل أدوات اللغة إلى المرحلة التالية. نريد أن نرى إبداعات في مجال تعليم اللغات. ولا يمكن لهذا أن يحصل بدون مصادر لغوية متاحة للجميع والتي لا يمكن بناؤها بدون مجتمع والمجتمع لا يمكنه المساهمة بدون منصات فعّالة.