Translation of "Aldı" in English

- O intikam aldı.
- İntikâmını aldı.

- He revenged himself.
- He took revenge.

- O intikam aldı.
- İntikam aldı.

He took revenge.

- Zaman aldı.
- Bu zaman aldı.

It took time.

Duş aldı.

She took a shower.

Doktorasını aldı.

He got his doctorate.

Zaman aldı.

It took time.

A aldı.

She got an A.

İntikâmını aldı.

He revenged himself.

- O onun kitabını aldı.
- Kitabını aldı.

She took his book.

- Judo dersleri aldı.
- Judo eğitimi aldı.

He took judo lessons.

- Tom bir duş aldı.
- Tom duş aldı.

- Tom took a shower.
- Tom showered.
- Tom has showered.
- Tom had a shower.

"O bir saat mi aldı?" "Evet, aldı."

"Did she buy a watch?" "Yes, she did."

Tom bardağı aldı ve bir içki aldı.

Tom picked up the glass and took a drink.

- O olağanüstü notlar aldı.
- Olağanüstü notlar aldı.

He got extraordinary grades.

Elbette zaman aldı --

Look, it took some time --

Asistan parayı aldı.

The assistant took the money.

O kitabını aldı.

She took her book.

Tıp eğitimi aldı.

She was trained as a doctor.

O, topu aldı.

He got the ball.

İşi istemeyerek aldı.

He took the job reluctantly.

Tom işi aldı.

Tom took the job.

Bebeğini kollarına aldı.

She clutched her baby in her arms.

O, işi aldı.

He got the job.

O tavuk aldı.

She bought chicken.

O, kitabı aldı.

He picked up the book.

O ahizeyi aldı.

He picked up the phone.

Çiçekler satın aldı.

He bought flowers.

O ödülü aldı.

- The prize went to him.
- He got the prize.

Tom burs aldı.

Tom got the scholarship.

İngilizce bilgisini aldı.

She acquired the knowledge of English.

Herkes pozisyonunu aldı.

Everybody took his position.

O kilo aldı.

- He has been gaining weight.
- He has gained weight.
- He gained weight.

Tom ifademi aldı.

- Tom beat me up.
- Tom hit me.

Parayı kim aldı?

Who took the money?

O istediğini aldı.

He got what he wanted.

O, istediğini aldı.

She got what she wanted.

Biri yerimi aldı.

Someone took my place.

Tom parayı aldı.

- Tom picked up the coin.
- Tom picked up the coins.
- Tom picked up a coin.

- Şişmanladı.
- Kilo aldı.

She got fat.

Mark kitabı aldı.

Mark took the book.

Onu kim aldı?

- Who bought that?
- Who received it?
- Who took it?

Tom kahveden aldı.

Tom helped himself to coffee.

Bebeği kucağına aldı.

She hugged the baby to her breast.

Benimkini ödünç aldı.

She borrowed mine.

Onu işe aldı.

He dismissed the employee.

Marie kilo aldı.

Marie gained weight.

Tom bıçağı aldı.

Tom picked up the knife.

Tom kitaplarını aldı.

- Tom picked up his books.
- Tom picked his books up.

Tom postasını aldı.

- Tom picked up his mail.
- Tom picked his mail up.

Tom anahtarlarını aldı.

- Tom picked up his keys.
- Tom picked his keys up.

Tom kediyi aldı.

Tom picked up the cat.

Tom soluk aldı.

Tom inhaled.

O, riskleri aldı.

He took risks.

Tom risk aldı.

Tom took risks.

Mary riskleri aldı.

Mary took risks.

Onlar riskleri aldı.

They took risks.

Bir kaşık aldı.

She took a spoon.

Birisi şemsiyemi aldı.

Someone's taken my umbrella.

Resmi kim aldı?

Who took the picture?

Onu Tom aldı.

Tom bought it.

Tom kilo aldı.

- Tom has gained weight.
- Tom gained weight.

Onlar ödül aldı.

They got the prize.

Tom ne aldı?

What did Tom take?

Bu zaman aldı.

It took time.

Babam sığır aldı.

My dad bought a cow.

Yağ alev aldı.

The grease caught fire.

Tom mesajı aldı.

Tom got the message.

Tom intikamını aldı.

Tom got his revenge.

O, telefonu aldı.

She picked up the phone.

Tom onu aldı.

Tom took it.

Tom notlar aldı.

Tom took notes.

Tom yeterince aldı.

Tom has had enough.

Bunu kim aldı?

Who bought this?

Tom, Mary'yi aldı.

Tom picked Mary up.

Tom paramı aldı.

Tom took my money.

Tom anahtarlarımı aldı.

Tom took my keys.

Tom ipucunu aldı.

Tom got the hint.

Tom dileğini aldı.

Tom got his wish.

Tom arabamı aldı.

Tom took my car.

Zeplin alev aldı.

The Zeppelin caught on fire.

Tom oyuncaklarını aldı.

- Tom picked up his toys.
- Tom picked his toys up.