Translation of "Takım" in English

Giyeceğim takım,

The suit I'll wear is the same one

- Hangi takım kazanır?
- Hangi takım kazanacak?

Which team will win?

- Takım arkadaşlarıma güveniyorum.
- Takım arkadaşlarıma güvenim tam.

I have confidence in my teammates.

- Tom bir takım elbise giyiyordu.
- Tom takım elbise giyiyordu.
- Tom takım elbiseliydi.
- Tom'un üzerinde takım elbise vardı.

Tom was wearing a suit.

Bizim takım ilerliyor.

Our team is gaining ground.

Takım oyuna hazır.

- The team is up for the game.
- The team is ready for the match.

Benim takım gridir.

- My suit is gray.
- My suit is grey.

Hangi takım bizim?

Which team is ours?

Takım, hareketlilikten yoksundu.

The team lacked mobility.

Hangi takım kazanır?

Which team will win?

Bu takım satılıktı.

This suit was on sale.

Takım hazır olacak.

The team will be ready.

Benim takım gri.

- My suit is gray.
- My suit is grey.

Onların hepsi takım.

They're all set.

Takım arkadaşlarımı seviyorum.

I love my teammates.

Takım arkadaşlarıma inanıyorum.

I believe in my teammates.

Takım ona olur.

The suit becomes him.

Takım maça hazır.

The team is ready for the match.

Takım elbisenizi giyin.

Change into your suit.

Hangi takım kazanacak?

Which team will win?

Takım arkadaşlarım harikaydılar.

My teammates have been great.

Takım onu anlıyor.

The team understands that.

Takım çok kötüydü.

The team was terrible.

Bu takım çetin.

This team is tough.

Hangi takım kazanıyor?

Which team is winning?

Ben takım müdürüyüm.

I'm the team manager.

Hangi takım kazandı?

Which team won?

Takım verimliliğini değerlendirmek için standart takım anket ölçeği kullandım

I used a standard team survey measure to asses the team effectiveness,

- Bir takım olarak çalışmamız gerekiyor.
- Bir takım olarak çalışmalıyız.

We need to work as a team.

Giydiğim renkli takım elbise,

And the colored suit that I wear,

Bir takım ayarlamalar vardı,

And there were some adjustments,

Takım yetenekli ve koordineydi.

The team was skilled and coordinated.

Yeni bir takım yaptırdım.

I had a new suit made.

Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?

Which team is likely to win?

Hangi takım oyunu kazanacak?

Which team will win the game?

Hangi takım oyunu kazandı?

Which team won the game?

Takım elbiseni nerede yaptırdın?

Where did you have your suit made?

Turnuvaya yirmi takım girdi.

Twenty teams entered the tournament.

Onlar takım oyunlarına katıldılar.

They participated in the team games.

Bir takım sesler duyuyorum.

I hear voices.

Şampiyonluğa kaç takım katıldı?

How many teams participated in the championship?

Takım kaptanı olmanı istiyoruz.

We want you to be the team captain.

Ev sahibi takım kazandı.

The home team won.

Hangi takım için oynuyorsun?

What team do you play for?

Kaç tane takım var?

How many teams are there?

O, takım oyuncusu değil.

He's not a team player.

Tom takım idmanını izledi.

Tom watched the team practice.

Antrenör takım çalışmasını izledi.

The coach watched the team practice.

Takım ne kadar büyük?

How big is the team?

Benim takım sandığını getir.

Get my tool box.

Ben takım lideri değildim.

I wasn't the team leader.

O, takım çalışmasını sever.

She likes teamwork.

O güzel bir takım.

That's a nice suit.

Takım için birini al.

Take one for the team.

Tom bir takım oyuncusu.

Tom is a team player.

Takım için ne yaparsın?

What do you do for the team?

Bizim takım oyunu kazandı.

Our team won the game.

Takım, kaptanlarının görüşünü paylaşıyor.

The team shares the opinion of their captain.

Tom takım kutusunu açtı.

Tom opened his toolbox.

Onlar iyi bir takım.

They're a good team.

Mükemmel bir takım oluruz.

We make an excellent team.

İyi bir takım oluşturacağız.

We'll make a good team.

Tom takım ceketini giydi.

Tom put on his suit coat.

Siyah takım elbisen nerede?

Where's your black suit?

Belki bir takım kurabiliriz.

Maybe we could start a team.

O takım pahalı görünüyor.

That suit looks expensive.

Basketbol bir takım sporudur.

Basketball is a team sport.

O takım elbiseyi seviyorum.

I love that suit.

Her iki takım gelişti.

Both teams have improved.

Takım arkadaşlarımı gerçekten beğeniyorum.

I really like my teammates.

O bir takım çabasıydı.

It was a team effort.

Tom takım elbise giymez.

Tom doesn't wear suits.

Bir takım elbisem yok.

- I don't have a suit.
- I don't own a suit.

Futbol bir takım sporudur.

Soccer is a team sport.

Takım sporları çok popüler.

Team sports are very popular.

Ben bir takım oyuncusuyum.

I'm a team player.

Ben takım arkadaşlarımı özleyeceğim.

I'll miss my teammates.

Kazanan bir takım değiştirilmez.

Don't change a winning team.

Takım oynuyor olacak mı?

Will the team be playing?

Favori takım yıldızınız nedir?

What's your favorite constellation?

Bir takım ayakkabı istiyorum.

I'd like some shoes.

Tom takım elbisesini değiştirdi.

Tom got his suit altered.

Beyzbol bir takım sporudur.

Baseball is a team sport.

En hızlı takım kazanır.

The fastest team wins.

Futbol bir takım oyunudur.

Football is a team game.

Tom takım kaptanı seçildi.

Tom has been named team captain.

Takım elbisenizi dolaba asın.

Hang your suit in the closet.

Tom'un takım arkadaşlarından biriyim.

I'm one of Tom's teammates.

Hiç takım elbise giymem.

I never wear a suit.

Kırmızı takım ya da mavi takım hakkında bulundurduğumuz düşünceleri öğretiyoruz.

the thoughts that we entertain about the red team or the blue team.

- Tom yeni bir takım elbise yaptırdı.
- Tom yeni bir takım diktirmiş.

Tom had a new suit made.

- Tom hiçbir zaman takım elbise giymez.
- Tom asla takım elbise giymez.

Tom never wears a suit.

Ancak takım elbiseli spikerler değil

but instead of network announcers in suits streaming the game,

Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?

Where did you have your new suit made?

Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.

I must get a new suit made.