Translation of "Mary'nin" in English

0.008 sec.

Examples of using "Mary'nin" in a sentence and their english translations:

- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.

Tom is Mary's older brother.

- Tom, Mary'nin ofisinde.
- Tom, Mary'nin bürosunda.

Tom is in Mary's office.

- Tom, Mary'nin asistanıydı.
- Tom, Mary'nin yardımcısıydı.

Tom was Mary's assistant.

- Tom, Mary'nin sevgilisidir.
- Tom, Mary'nin aşığıdır.

Tom is Mary's lover.

- Tom, Mary'nin kayınbabasıdır.
- Tom Mary'nin kayınpederidir.

Tom is Mary's father-in-law.

- Mary'nin büyükannesi dişsizdir.
- Mary'nin ninesinin dişi yok.

- Mary's grandmother is toothless.
- Mary's grandmother doesn't have any teeth.

- Tom, Mary'nin danışmanıydı.
- Tom, Mary'nin akıl hocasıydı.

Tom was Mary's mentor.

- Tom, Mary'nin arkadaşıdır.
- Tom, Mary'nin bir arkadaşıdır.

Tom is a friend of Mary's.

- Mary'nin gelinlik elbisesi güzeldi.
- Mary'nin gelinliği güzeldi.

Mary's wedding dress was beautiful.

- Tom, Mary'nin yerine geçebilir.
- Tom, Mary'nin yerini doldurabilir.
- Tom, Mary'nin yerini alabilir.

Tom could replace Mary.

- Tom, Mary'nin gitmesini istemiyordu.
- Tom Mary'nin gitmesini istemedi.
- Tom, Mary'nin ayrılmasını istemiyordu.

Tom didn't want Mary to leave.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini dinlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesini izlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesine uymadı.

Tom didn't follow Mary's advice.

- Tom Mary'nin gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolup gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolmasını istedi.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını istedi.
- Tom Mary'nin çekip gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin basıp gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin yaylanmasını istedi.
- Tom Mary'nin terk etmesini istedi.

Tom wanted Mary to go away.

Mary'nin kocası tombul.

Mary's hubby is chubby.

Mary'nin başı ağrıyor.

Mary has a headache.

Tom, Mary'nin bahçıvanıdır.

Tom is Mary's gardener.

Tom, Mary'nin himayesinde.

Tom is Mary's protege.

Mary'nin yaptığına bak.

Look at what Mary is doing.

Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.

Tom is Mary's grandfather.

Mary'nin kafası karıştı.

Mary's confused.

Mary'nin tavsiyesine uymalıydın.

You should have followed Mary's advice.

Tom, Mary'nin yolundaydı.

Tom was in Mary's way.

Tom, Mary'nin arkadaşıydı.

Tom was Mary's friend.

Mary'nin aşçılığını özlüyorum.

I miss Mary's cooking.

Mary'nin çantası nerede?

Where's Mary's purse?

Tom, Mary'nin oğludur.

Tom is Mary's son.

Tom, Mary'nin profesörüdür.

Tom is Mary's professor.

Bunlar Mary'nin küpeleri.

These are Mary's earrings.

Mary'nin kocası neredeydi?

Where was Mary's husband?

Tom, Mary'nin şoförüdür.

Tom is Mary's chauffeur.

Mary'nin burnu kanıyordu.

Mary's nose was bleeding.

Mary'nin kocası zengin.

Mary's husband is rich.

Mary'nin kedisi kayıp.

Mary's cat is missing.

Mary'nin gözleri siyah.

Mary's eyes are black.

Mary'nin köpeği zararsızdır.

Mary's dog is inoffensive.

Mary'nin gülümseyişini hatırlayamıyorum.

I don't remember Mary's smile anymore.

Meredith Mary'nin arkadaşıdır.

Meredith is Mary's friend.

Mary'nin sakinleşmesi gerek.

Mary needs to be tranquilised.

Tom, Mary'nin komşusuydu.

Tom was Mary's neighbor.

Tom, Mary'nin öğretmeniydi.

Tom was Mary's teacher.

O, Mary'nin baldızı.

She's Mary's sister-in-law.

Mary'nin yüzüğü nerede?

Where's Mary's ring?

Tom, Mary'nin arkasında.

Tom is behind Mary.

Tom, Mary'nin temsilcisidir.

Tom is Mary's agent.

Tom, Mary'nin babasıdır.

- Tom is Mary's father.
- Tom is Mary's dad.

Tom, Mary'nin vaftizindeydi.

Tom was at Mary's baptism.

Mary'nin kocası mısın?

Are you Mary's husband?

Mary'nin planları var.

Mary has plans.

Mary'nin biraz vardı.

Mary had some.

Mary'nin umudu var.

Mary has hope.

Mary'nin döneceğine inanmıyorum.

I don't believe that Mary will return.

Bu Mary'nin köpeği.

This is Mary's dog.

Mary'nin ruju bulaşmış.

Mary's lipstick is smeared.

Tom, Mary'nin amcasıdır.

Tom is Mary's uncle.

Tom, Mary'nin öğretmenidir.

Tom is Mary's teacher.

Tom, Mary'nin damadıdır.

Tom is Mary's son-in-law.

Tom, Mary'nin komşusudur.

Tom is Mary's neighbor.

Tom Mary'nin kocası.

Tom is Mary's husband.

Tom, Mary'nin arkadaşıdır.

Tom is Mary's friend.

Tom, Mary'nin kuzenidir.

Tom is Mary's cousin.

Tom, Mary'nin kayınbiraderidir.

Tom is Mary's brother-in-law.

Tom, Mary'nin patronudur.

Tom is Mary's boss.

Mary'nin eski-karısıdır.

Mary is Tom's ex-wife.

Mary'nin kafası dönüyordu.

Mary's head was spinning.

Mary'nin gözleri parladı.

Mary's eyes lit up.

Tom, Mary'nin ağabeyiydi.

Tom was Mary's older brother.

Mary'nin reddedeceğine eminim.

I'm sure Mary wouldn't disapprove.

Tom, Mary'nin tarafında.

Tom is on Mary's side.

Tom, Mary'nin nişanlısıdır.

Tom is Mary's fiancé.

Tom, Mary'nin emlakçısıdır.

Tom is Mary's real estate agent.

Mary'nin boynunu öptüm.

I kissed Mary's neck.

Mary'nin öğrenmesini istemiyorum.

I don't want Mary to find out.

Mary'nin parfümünü seviyorum.

I love Mary's perfume.

Tom, Mary'nin ağabeyi.

Tom is Mary's is older brother.

Mary'nin evine gittim.

I went over to Mary's house.

Mary'nin yüzü kızardı.

Mary blushed.

Tom, Mary'nin partisindeydi.

Tom was at Mary's party.

Ben Mary'nin kocasıyım.

I'm Mary's husband.

Tom, Mary'nin kahramanıdır.

Tom is Mary's hero.

Tom, Mary'nin evinde.

Tom is at Mary's home.

Mary'nin gözleri güzel.

- Mary has beautiful eyes.
- Mary's eyes are pretty.
- Mary has pretty eyes.

Mary'nin telefonu vızıldadı.

Mary's phone buzzed.

Tom, Mary'nin asistanıdır.

Tom is Mary's assistant.

Mary'nin elbisesi pembe.

Mary's dress is pink.

Tom, Mary'nin uşağıdır.

Tom is Mary's butler.

Mary'nin kuaförü Hollandalıdır.

Mary's hairdresser is Dutch.

Mary'nin arkadaşı kim?

Who's Mary's friend?

Mary'nin ödü patlamıştı.

Mary was aghast.

Mary'nin soyadı ne?

What's Mary's last name?

Mary'nin sesi dinlendiricidir.

Mary's voice is soothing.

Tom Mary'nin odasındadır.

Tom is in Mary's room.

Tom, Mary'nin antrenörüdür.

Tom is Mary's trainer.

Tom, Mary'nin menajeridir.

Tom is Mary's manager.

Mary'nin evini bulamadılar.

They could not find Mary's house.

Mary'nin doktorası var.

Mary has a Ph.D.

Mary'nin çantası boş.

Mary's bag is empty.