Translation of "Görmek" in Chinese

0.014 sec.

Examples of using "Görmek" in a sentence and their chinese translations:

Görmek inanmaktır.

眼見為憑。

- Seni görmek istiyorum.
- Seni görmek isterim.

我想看你。

Babamı görmek istiyorum.

我希望看看我的父親。

Seni görmek güzel.

见到你真好。

Patronunu görmek istiyorum.

我找你老闆。

Filmi görmek istiyorum.

我想看这部电影。

- Seni tekrar görmek istiyorum.
- Sizi tekrar görmek istiyorum.

我希望再次見到你。

- Sizi gerçekten görmek istiyorum.
- Seni gerçekten görmek istiyorum.

好想見到你

- Kız kardeşini görmek istiyorum.
- Senin kız kardeşini görmek isterim.

我想见你的姐姐。

Henry seni görmek istiyor.

亨利想要見你。

Onları tekrar görmek istiyorum.

我想再次见到他们。

Beni görmek istediğini düşündüm.

我以为你想见我呢。

Yarın seni görmek istiyorum.

明天我想见你。

O, müdürü görmek istedi.

她要求要見見經理。

Tom Mary'yi görmek istiyordu.

湯姆想見瑪麗。

Beni görmek istediğini duyuyorum.

我听说,你想来见我了吗?

Tom bizi görmek istiyor.

汤姆想来看望我们。

Kim beni görmek istiyor?

谁想见我?

Tom beni görmek istedi.

汤姆想见我。

Ben onu görmek istiyorum.

我想看看它。

Tom seni görmek istiyor.

汤姆想见你。

Seni tekrar görmek güzel.

很高兴再见到你。

Bir volkan görmek istiyorum.

我想看火山!

Bu filmi görmek istiyorum.

我想看這部電影。

Onları tekrar görmek istemedim.

我不想再见到他们。

Evi görmek istiyor musun?

你想看房子吗?

Şimdi, ne görmek istiyorsun?

現在,你想看甚麼?

Tom sizi görmek istiyor.

汤姆想见你。

- İlk önce seni görmek istiyorum.
- İlk önce sizi görmek istiyorum.

我先想跟你见个面。

- Tom'u görmek için mi buradasın?
- Tom'u görmek için mi buradasınız?

你是來見湯姆的嗎?

- Her zaman sizi görmek istedim.
- Her zaman seni görmek istedim.

我一直想见你。

Seni görmek için can atıyorum.

我渴望見到你。

Açıkça görmek için çok karanlık.

太暗了,沒法看得清楚。

Paris'i görmek için can atıyorum.

我真的好想去巴黎看看。

Babasını görmek için acele ediyordu.

她急于见她的父亲。

Taze ıstakoz görmek beni acıktırdı.

看见新鲜龙虾,我有了食欲。

Onu asla tekrar görmek istemiyorum.

我再也不想看到她。

Beklemek ve görmek zorunda kalacaksın.

你得等一等看。

Buradan havai fişeği görmek kolaydır.

从那儿很容易就能看到焰火。

Onu ne zaman görmek istersiniz?

你想要什麼時候見他?

O seni görmek için hevesli.

他急於要見你。

Tom seni görmek için endişeli.

Tom非常渴望见到你。

Sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyoruz.

我們期望能再見到你。

Seni tekrar görmek çok hoştu.

非常高興再次見到你。

Tom Mary'nin odasını görmek istedi.

湯姆想看看瑪麗的房間。

Bir öğrenci sizi görmek istiyor.

有个学生想见你。

Karımı görmek için hastaneye gittim.

我去医院看了我的老婆。

Bu seni görmek isteyen bayan.

這位就是誰想見你的夫人。

Dün filmleri görmek için gittim.

我昨天去看了電影。

Hepinizi Boston'da görmek için sabırsızlanıyorum.

我期待在波士顿见你们。

Emily gidip babasını görmek istiyor.

艾米麗要去看她的父母。

- Onu yarın öğleden sonra görmek isterim.
- Yarın öğleden sonra onu görmek istiyorum.

我想明天下午見他。

- Olmasını görmek istediğim tam olarak bu.
- Bu tam olarak olmasını görmek istediğim şey.

这刚好是我想看到它发生的。

Tom şu anda Mary'yi görmek istemiyor.

汤姆现在不想见玛丽。

Yarın sizi görmek için gelebilir miyim?

我明天可以去跟你們見面嗎?

Ağabeyim yurt dışında öğrenim görmek istiyor.

我哥哥要出國唸書。

Ben Kyoto'yu görmek için Japonya'ya geldim.

我來日本看京都。

Görmek zorunda olduğun bir şeyim var.

我有个东西您该看看。

Onun gelebileceğini umuyorum! Onu görmek istiyorum.

我希望他能來!我想見他。

O beni görmek için Kanada'dan geldi.

她從加拿大來看我。

Gelecek hafta seni tekrar görmek istiyorum.

我希望下周还能见到你。

- Kapıda seni görmek isteyen bir adam var.
- Kapıda sizi görmek isteyen bir adam var.

门口有个男人想见你。

Ben onunla birlikte filmi görmek için sabırsızlanıyorum.

我向往着和她一起看那部电影.

Dışarıda seni görmek isteyen bir polis var.

外面有一个警察想见你。

Erkek kardeşim yurt dışında eğitim görmek istiyor.

我哥哥要出國唸書。

Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için çok sabırsızlanıyorum.

我迫不及待地想要看到Tatoeba的新版本。

Çok yakında seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.

希望早日再見到你。

Gün doğumunu görmek için çok erken uyandım.

我们起得很早为了看到日出。

Tom şu anda görmek istediğim son kişi.

汤姆是我现在想见到的最后一个人。

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

为了提高我的汉语水平,我想去中国学习。

Bu havanın devam edip etmeyeceğini görmek ilginç olacaktır.

看看这天气会不会持续,会很有意思。

Saat yedide onu görmek için bir randevu aldım.

我和他约了7点钟见面。

Nasıl çalıştıklarını görmek için aygıtları parçalara ayırmayı seviyorum.

我喜歡把東西拆開,看看裏面的結構。

Önümüzdeki hafta kız kardeşimi görmek için Vancouver'a gidiyorum.

下周我去温哥华看我妹妹。

- Beklemek ve görmek zorunda kalacaksınız.
- Beklemeniz ve görmeniz gerekecek.

你得等一等看。

Sırf gülümsemeni tekrar görmek için okyanusu boydan boya yüzerdim.

我願穿洋過海只為再看到你的笑容。

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

上星期天我的家庭去了动物园看熊猫。

Film o kadar iyiydi ki onu tekrar görmek istiyorum.

这部电影实在太棒了,我还想再看一遍。

- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.

我期待見到你。

Tom herhangi birini görmek ya da konuşmak istemediğini söyledi.

Tom 說他不想看到或跟任何人交談。

Amerika Birleşik Devletlerinde eğitim görmek istiyorsan bir öğrenci vizesi almalısın.

你想去美國讀書的話,一定要先申請一張學生簽證。

Kimse benimle gitmese bile, yine de bu filmi görmek istiyorum.

哪怕没有人陪我,我也要去看这部电影。

- O, Mary'yi görmeye gitti mi?
- O, Mary'yi görmek için gitti mi?

他去看瑪麗了嗎?

- O dün seni görmeye geldi.
- O dün seni görmek için geldi.

他昨天來看你。

O bana ilk ve son kez beni tekrar görmek istemediğini söyledi.

她一劳永逸地告诉我,她不想再见我了。

Maria bir daha asla onu görmek için geri gelmemeye karar verdi.

Maria決定再也不要回來看他。

- O dün bizi görmek için geldi.
- O dün bizi görmeye geldi.

她昨天来看我们。

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

- 为什么你想到外国读书?
- 为什么您想到外国读书?

Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.

即使是现在,我偶尔还是想见到你。不是今天的你,而是我记忆中曾经的你。