Translation of "Arkadaşları" in English

0.013 sec.

Examples of using "Arkadaşları" in a sentence and their english translations:

Biz arkadaşları düşünmeliyiz.

We must think about friends.

Bazı arkadaşları ağırlıyoruz.

We're having some friends over.

Arkadaşları onu korudular.

Her friends protected her.

Tom arkadaşları ile.

- Tom is with his friends.
- Tom is with friends.

Onun arkadaşları kıskançtı.

Her friends were jealous.

"Çocukluk arkadaşları" korkutucu.

'Childhood friends' are scary.

Tom'un arkadaşları yok.

Tom does not have friends.

Onların arkadaşları var.

They've got friends.

Onlar Tom'un arkadaşları.

They're friends of Tom's.

Bunlar, Tom'un arkadaşları.

These are Tom's friends.

Tom'un arkadaşları kim?

Who are Tom's friends?

Tom'un arkadaşları nerede?

Where are Tom's folks?

Onlar sanat arkadaşları.

They're art buddies.

Tom'un arkadaşları güldü.

Tom's friends laughed.

Biz arkadaşları ayırdık.

We parted friends.

Tom'un arkadaşları var.

Tom has friends.

Leyla'nın arkadaşları yoktu.

Layla didn't have friends.

Arkadaşları onu sever.

His friends love him.

"Arkadaşları nereli?" "İspanyol."

"Where are his friends from?" "Spain."

Sami'nin arkadaşları eşcinseldir.

Sami's friends are gay.

Tom'un arkadaşları tehlikeli.

Tom's friends are dangerous.

Arkadaşları tarafından seviliyor.

He is liked by his friends.

Onun çok arkadaşları ya da kız arkadaşları yok.

She doesn't have many friends or girlfriends.

Iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

his friends at work were tired of relatives

Tom sınıf arkadaşları, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok sevilirdi.

Tom was well liked by his classmates, teachers and friends.

Tom arkadaşları tarafından sevilir.

Tom is liked by his friends.

Tom'un oynayacak arkadaşları yok.

Tom has no friends to play with.

O, arkadaşları tarafından sevilir.

She's loved by her friends.

Arkadaşları tarafından alay edildi.

She was laughed at by her friends.

Arkadaşları ona Ned diyor.

Her friends call him Ned.

Arkadaşları tarafından kahkahalarla gülünecek.

He will be laughed at by his friends.

Konuşacak yakın arkadaşları yok.

He has no close friends to talk with.

Ne? Siz arkadaşları duyamıyorum.

- What? I can't hear you.
- What? I can't hear you guys.

Onun gerçek arkadaşları yok.

- She has no real friends.
- She doesn't have any real friends.

Tom'un yakın arkadaşları yok.

Tom has no close friends.

Tom'un arkadaşları ona güldü.

Tom's friends laughed at him.

Mike'ın Florida'da arkadaşları var.

Mike has some friends in Florida.

Arkadaşları tarafından ona gülündü.

He was laughed at by his friends.

Oda arkadaşları olabileceğimizi umuyorum.

I'm hoping we can be roommates.

Bush'un arkadaşları işle ilgilenmiyor.

Bush's friends are not interested in business.

Merhaba, ben arkadaşları arıyorum.

Hi, I'm looking for friends.

Tom'un Boston'da arkadaşları var.

Tom has some friends in Boston.

"Çocukluk arkadaşları" beni korkutuyor.

The "childhood friends" scare me.

Onlar onun iyi arkadaşları.

They are good friends of his.

Onlar onların iyi arkadaşları.

They are good friends of theirs.

Tom'un burada arkadaşları var.

Tom has friends here.

Tom siz arkadaşları sevecek.

Tom is going to love you guys.

Onların yeterince arkadaşları yok.

They don't have enough friends.

Tom'un konuşacak arkadaşları yok.

Tom has no friends to talk to.

Sizi selamlıyorum güneşin arkadaşları.

I greet you, friends of the sun.

Tom arkadaşları ile takıldı.

Tom hung out with his friends.

Arkadaşları onu istasyonunda bekliyorlardı.

His friends were waiting for him at the station.

Şehirde bazı arkadaşları görebilirim.

I might see some friends in town.

Arkadaşları benimle şehre gitti.

His friends traveled to the town with me.

Arkadaşları ona saygı duyar.

- She is looked up to by her friends.
- Her friends look up to her.

Arkadaşları onu kapıda bekledi.

Her friends waited for her by the gate.

Onun bütün arkadaşları öğrencidir.

All of her friends are students.

Siz Jim'in arkadaşları olmalısınız.

You must be Jim's friends.

Arkadaşları onu rahatlatmaya çalıştı.

His friends tried to comfort him.

Leyla'nın arkadaşları hastanede toplandı.

Layla's friends gathered at the hospital.

Tom'un Boston'da arkadaşları yoktu.

Tom didn't have friends in Boston.

Tom'un Boston'da arkadaşları yok.

Tom doesn't have friends in Boston.

Tom'un arkadaşları onu özlemeli.

Tom's friends must miss him.

Tom'un Rus arkadaşları var.

Tom has Russian friends.

Tom'un Almanya'da arkadaşları var.

Tom has friends in Germany.

Arkadaşları onun aklını çelmiş.

His friends made him change his mind.

- Tom'un arkadaşları hep telefonlarıyla oynuyor.
- Tom'un arkadaşları telefonlarını ellerinden düşürmüyor.

Tom's friends are always on their phones.

- Tom'un çok zengin arkadaşları var.
- Tom'un çok zengin bazı arkadaşları var.

Tom has some very rich friends.

O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.

- She went off with her friends.
- She left with her friends.

Arkadaşları ona bu ismi verdi.

Friends hung that name on her.

Babam arkadaşları ile iyi geçinir.

My father gets along with his friends.

Ona arkadaşları tarafından saygı duyulur.

- She is looked up to by her friends.
- She is respected by her friends.

Ona arkadaşları tarafından saygı gösterilir.

He is looked up to by his friends.

O ,iş arkadaşları arasında popülerdir.

He is popular among his colleagues.

Sınıf arkadaşları onunla dalga geçti.

He was made fun of by his classmates.

Bütün arkadaşları onun planını destekledi.

All his friends backed his plan.

Sınıf arkadaşları ona hemen güldüler.

His classmates laughed at him at once.

Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.

He was made fun of by his classmates.

Akiko'nun Fransa'da bazı arkadaşları var.

Akiko has some friends in France.

Partide beni arkadaşları ile tanıştırdı.

She introduced me to her friends at the party.

Dünyanın her yerinde arkadaşları vardı.

He had friends all over the world.

Sınıf arkadaşları onu takdir etmiyor.

Her classmates do not appreciate her.

Onun bütün arkadaşları İngiltere'de yaşıyor.

All her friends live in England.

O, arkadaşları kadar müziğe düşkün.

She as well as her friends is fond of music.

Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.

She said that they were good friends of hers.

Tom ve arkadaşları sirke gitti.

Tom and his friends went to the circus.

Sınıf arkadaşları onunla dalga geçtiler.

Her classmates made fun of her.

Tom'un arkadaşları onun için cimriydi.

Tom's friends were mean to him.

Tom arkadaşları ile birlikte gitti.

Tom left with his friends.