Translation of "Görmemiz" in English

Tom'u görmemiz gerek.

We have to see Tom.

Güneşi batıda görmemiz değilde

not seeing the sun in the west

Bizim bekleyip görmemiz gerekecek.

We'll have to wait and see.

Beklememiz ve görmemiz gerekiyor.

We need to wait and see.

Bizim burada asıl görmemiz gereken

what we have to see here

Ne olacağını bekleyip görmemiz gerekecek.

We'll have to wait and see what happens.

Neyin yapılabilir olduğunu görmemiz gerekecek.

We'll have to see what's doable.

Tom'un Mary'yi görmemiz için bizi götüreceğini düşündüm.

- I thought Tom was going to take us to see Mary.
- I thought that Tom was going to take us to see Mary.

Seni en kısa sürede tekrar Boston'da görmemiz dileğiyle.

We hope to see you back in Boston again soon.

Onları görmemiz ve fark etmemiz için ne yapmamız gerekir?

before they become either the victims or the perpetrators of violence?

Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.

Less than half a century ago, it would have been impossible to see them here.