Translation of "Batıda" in English

Batıda, operasyon başarılıydı.

In the west, the operation is successful.

Güneşi batıda görmemiz değilde

not seeing the sun in the west

Gün batımı batıda parlıyor.

The sunset glows in the west.

Doğunun güneşi batıda yükselecek.

The sun of the east shall rise in the west.

Batıda hiç köle yoktu.

There were no slaves in the West.

Kendine özgülük Batıda çok önemlidir.

Individuality is very important in the West.

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.

Aradığımız Embarra Köyü 43 kilometre batıda,

The Embarra village we're looking for is 27 miles due west

Aşağı doğru uçarken batıda sıradağlar gördüm.

[Bear] As I was flying in, I saw a mountain range to the west,

Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.

Roger traveled from town to town in the west.

Güneş doğuda doğar ve batıda batar.

The sun comes up in the east and goes down in the west.

Her şeyden önce, fark ettim ki batıda

First of all, I noticed, in the West,

Von Hindenburg ve Ludendorff, emri al batıda.

Uzak batıda neredeyse hiç demir yolu yoktu.

There were almost no railroads out west.

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

She's only four miles due west, but this will be no walk in the park.

Bu arada batıda, Stefan yönetimindeki Sırplar tarafından yönetilen vasal bölgeler

Meanwhile in the west, vassal contingents, led by the Serbs under Stefan Lazarevic,

Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.

Batıda yapılan çalışmalar, kanserin büyümesini önleyebileceğini ve morfinden daha etkili bir uyuşturucu olabileceğini göstermiştir.

Western studies have shown it could inhibit the growth of cancer and block pain more effectively than morphine.