Translation of "Bizi" in English

0.009 sec.

Examples of using "Bizi" in a sentence and their english translations:

- Bizi unutma!
- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.

- Don't forget about us!
- Do not forget about us.

- Bizi izle.
- Bizi izleyin.

Watch us.

- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.

- Don't forget us!
- Don't forget us.

- Bizi bağışla.
- Affet bizi.

Forgive us.

- Bizi düşünüyorum.
- Bizi düşünüyordum.

I've been thinking about us.

- Bizi incitiyorsun.
- Bizi incitiyorsunuz.

You hurt us.

- Bizi kurtar.
- Kurtar bizi.

Save us.

- Sen bizi vurdun.
- Bizi vurdun.
- Bizi vurdunuz.

You shot us.

- Bizi çıkarttın.
- Bizi tahliye ettirdin.

You got us evicted.

- O bizi sinirlendirdi.
- Bizi kızdırdı.

That made us angry.

- Onlar bizi kandırdı.
- Onlar bizi aldattı.
- Onlar bizi kafesledi.
- Onlar bizi kekledi.

They deceived us.

- Neden bizi aramadın?
- Neden bizi aramadınız?
- Neden bizi çağırmadın?
- Neden bizi çağırmadınız?

Why didn't you call us?

Bizi bırakmayın.

Don't leave us.

Bizi korkuttun.

You startled us.

Bizi ara.

Call us.

Bizi yıldıramazsın.

You can't intimidate us.

Bizi durduramazsın.

You can't make us stop.

Bizi izle.

Follow us.

Bizi bırak.

Leave us.

Bizi kovamazsın.

You can't fire us.

Bizi beklettin.

You've made us wait.

Bizi kandırdın.

- You tricked us.
- You fooled us.

Bizi unutma!

- Don't forget us!
- Don't forget us.

Bizi anlayacaklar.

They'll understand us.

Bizi beklemeliydin.

- You should've expected us.
- You should have expected us.
- You should have waited for us.
- You should've waited for us.
- You should expect us.
- You should wait for us.

Bizi yakalayacaklar.

They'll catch us.

Bizi özlediler.

They missed us.

Bizi kurtaracaklar.

They'll rescue us.

Bizi bekle.

Wait for us.

Bizi kurtardın.

You saved us.

Bizi arama.

Don't look for us.

Bizi bekleme.

Don't wait for us.

Bizi tanımıyorsun.

You don't know us.

Bizi korkutmazsın.

You don't scare us.

Bizi endişelendirdin.

You had us worried.

Bizi dinlemeliydin.

You should've listened to us.

Bizi dinlememelisin?

You shouldn't listen to us.

Bizi görmeliydin.

You should've seen us.

Bizi kurtarmalısın.

You must save us.

Bizi özleyeceksin.

You'll miss us.

Bizi sinirlendiriyorsun.

You're making us nervous.

Bizi kızdırma.

Don't make us angry.

Bizi ağlattın.

You made us cry.

Bizi bulmayacaksınız.

You're not going to find us.

Bizi aramalıydın.

You should've called us.

Bizi suçlama.

- Don't blame us.
- Don't blame us!

Bizi kışkırtma.

Don't antagonize us.

Bizi unut.

Forget about us.

Bizi kurtar.

Save us.

Bizi unutma.

Don't forget us.

Bizi seçin!

Choose us!

Bizi küçümseme.

Don't underestimate us.

Bizi dolandırma.

Don't cheat us.

Bizi bekletme.

Don't keep us waiting.

Bizi mahvettiler.

They wrecked us.

Yeme bizi.

Don't eat us.

Bizi affetti.

He forgave us.

- Bizi duyabiliyor musun?
- Bizi duyabiliyor musunuz?

Can you hear us?

- Bizi böyle bırakamazsın.
- Bizi böyle bırakamazsınız.

You can't leave us like this.

- Bizi hatırlıyor musun?
- Bizi hatırlıyor musunuz?

Do you remember us?

- Bizi rahatsız ediyorsun.
- Bizi rahatsız ediyorsunuz.

You're bothering us.

- O bizi sevmez.
- O bizi sevmiyor.

- He doesn't like us.
- He does not like us.

- Neden bizi uyarmadın?
- Neden bizi uyarmadınız?

Why didn't you warn us?

- Lobide bizi bekle.
- Bizi lobide bekle.

Wait for us in the lobby.

- Birisi bizi izliyor.
- Birileri bizi izliyor.

- Someone is watching us.
- Somebody is watching us.

- Neden bizi arıyorsun?
- Neden bizi çağırıyorsun?

Why are you calling us?

- Bizi beklediniz mi?
- Bizi mi beklediniz?

Did you wait for us?

Bizi kurtardılar ama bizi kendimizden kurtaramadılar.

They saved us, but they could not save us from ourselves.

- Bizi durdurmaya çalışma.
- Bizi durdurmaya çalışmayın.

Don't try to stop us.

- Tom bizi beklemeyecek.
- Tom bizi beklemez.

Tom won't wait for us.

- Bizi manipüle etmeye çalışma.
- Bizi yönlendirmeye çalışma.
- Bizi yönlendirmeye çalışmayın.

Don't try to manipulate us.

- Bizi hafife alma.
- Bizi cepte görme.
- Bizi çantada keklik görmeyin.

Don't take us for granted.

- Bizi bulurlarsa bittik.
- Bizi bulurlarsa yandık.
- Bizi bulurlarsa yandığımızın resmidir.
- Bizi bulurlarsa hapı yuttuk.

We're dead meat if they find us.

- O bizi ispiyon etti.
- O bizi gammazladı.
- O bizi ele verdi.
- O bizi sattı.
- O bizi yüzüstü bıraktı.

He ratted us out.

- Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.
- Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.

- What doesn't kill us makes us stronger.
- That which does not kill us makes us stronger.
- Anything that does not kill us makes us stronger.

Bizi öldürmeyen şey bizi daha güçlü yapar.

- What doesn't kill us makes us stronger.
- That which does not kill us makes us stronger.

- Bizi duyabilirler mi?
- Onlar bizi duyabiliyorlar mı?

Can they hear us?

- Tom bizi gözetliyor.
- Tom bizi gizlice gözetliyor.

Tom has been spying on us.

- Bizi mazur görür müsünüz?
- Bizi bağışlar mısınız?

Would you excuse us?

- Gel ve bizi gör.
- Bizi görmeye gel.

Come and see us.

- Kimse bizi aramıyor.
- Hiç kimse bizi aramıyor.

Nobody's looking for us.

- O bizi iyi tanır
- Bizi iyi tanıyor.

She knows us well.

- Sen bizi küçümsedin.
- Sen bizi hafife aldın.

You underestimated us.

- Sanırım bizi hafife alıyorsun.
- Sanırım bizi küçümsüyorsun.

I think you underestimate us.

- Kimse bizi durduramaz.
- Hiç kimse bizi durduramaz

- Nobody can stop us.
- No one can stop us.

- Hiç kimse bizi bulmayacak.
- Kimse bizi bulmayacak.

No one's going to find us.

- Bu bizi gafil avladı.
- Bu bizi şaşırttı.

This caught us by surprise.

- Bu bizi kazanan yapar.
- Bu bizi kazandırır.

This makes us winners.

- Umarım bizi bağışlayabilirsiniz.
- Senin bizi affedebileceğini umuyorum.

I hope you can forgive us.

- Bizi pusuya düşürdüler.
- Onlar bizi pusuya düşürdü.

They ambushed us.