Translation of "Bekleyip" in English

Bekleyip göreceğiz.

We'll wait and see.

Bekleyip görelim.

- Let's wait and see.
- Let us wait and see.

Ne olduğunu bekleyip göreceğiz.

We'll wait and see what happens.

Bizim bekleyip görmemiz gerekecek.

We'll have to wait and see.

Ne olacağını bekleyip göreceğim.

I'll wait and see what happens.

Tom bekleyip göreceğini söyledi.

- Tom said he'd wait and see.
- Tom said that he'd wait and see.

Ne olacağını bekleyip görmemiz gerekecek.

We'll have to wait and see what happens.

Bekleyip Tom'un ne diyeceğini görelim.

Let's wait and see what Tom says.

Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.

A bunch of people were standing outside waiting.

Tom'un Mary'yi bekleyip beklemediğini merak ediyorum.

I wonder whether Tom waited for Mary.

Tom'un beni bekleyip beklemediğini merak ediyorum.

I wonder if Tom is waiting for me.

Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip

The best they can do is hang on for the inevitable catastrophe

Önümüzdeki birkaç hafta içinde ne olacağını bekleyip görelim.

Let's wait and see what happens in the next couple of weeks.

- Tom bekleyip göreceğini söyledi.
- Tom bekleyeceğini ve göreceğini söyledi.

- Tom said he'd wait and see.
- Tom said that he'd wait and see.

- Tom'un bizi bekleyip beklemeyeceğinden şüpheliyim.
- Tom'un bizi bekleyeceğini pek sanmam.

I doubt if Tom will wait for us.

- Yanni bekleyip durdu.
- Yanni ha babam bekledi.
- Yanni paso bekledi.

Yanni just waited and waited.

O onu yapmaya başlamadan önce biz oraya gidinceye kadar Tom'un bekleyip beklemeyeceğini merak ediyorum.

I wonder if Tom will wait until we get there before he starts doing that.