Translation of "Batılı" in English

Batılı liderler eylemi kınadı.

Western leaders condemned the action.

Batılı medeniyetlere bile ulaşamamak üstelik

not even reaching western civilizations

Bu kadar batılı olmaktan sıkıldım

I’m tired of being so Western, having

Batılı ülkeler, konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'yı eleştiriyorlar.

Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.

Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı.

Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için kafa kafaya vermek zorundalar.

Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

- Ülkeleri bir Batı kuklası.
- Ülkeleri Batılı bir gücün güdümünde.

Their country is a puppet of a Western power.

Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.

Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.

- Batılı medya kuruluşları Müslümanlara farklı gözle bakıyor.
- Batı medyası Müslümanları farklı lanse ediyor.

Muslims are portrayed in a different light by Western media.