Translation of "Kafaya" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kafaya" in a sentence and their english translations:

Kafaya vurulan yumruklar

Punches to the head,

Kafaya vuruyorsunuz, puanları alıyorsunuz.

You hit the head, you get points.

Arabalar kafa kafaya çarpıştı.

The cars collided head on.

Bazen kafaya takmamak iyidir.

It's okay to take it easy sometimes.

Bugünden itibaren kendimden başkasını kafaya takmayacağım.

- Starting today I don't care about anyone other than myself.
- Starting today I don't care about anybody other than myself.

Tom kafaya kendi açtığı kurşun yarasından öldü.

Tom died from a self-inflicted gunshot wound to the head.

- Bazen kafaya takmamak iyidir.
- Kimileyin boşvermek iyidir.

It's okay to take it easy sometimes.

Araştırmamızdaki hastalar ise bunu beton kaplama, kafaya geçirilmiş çuval,

Patients in our study called it a concrete coat, a sack over the head,

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için kafa kafaya vermek zorundalar.

Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

İki tren İtalya'da kafa kafaya çarpıştı, 22 yolcu hayatını kaybetti.

Two trains collided head-on in Italy, killing 22 passengers.

- Sen akıllı ve zeki birisin.
- Omuzlarının üzerinde iyi bir kafaya sahipsin.

You've got a good head on your shoulders.

Eğer çekici bir kişiliğe sahip olmak istiyorsanız, omuzlarınızda iyi bir kafaya sahip olmalısınız.

If you want to have an attractive personality, you need to have a good head on your shoulders.

Gemilerini Kartaca filosunun bir kısmına doğrudan sürüp hız kesmeden kafa kafaya çarpışmaya girmek istiyorlardı.

They direct their ships towards one part of the Carthaginian fleet, rushing to board the enemy.

- Ondan endişe duymaya ne gerek var?
- Onu kafaya takmaya ne gerek var?
- Endişelenmeye ne gerek var ki?

Why worry about it?