Translation of "Vermek" in Chinese

0.004 sec.

Examples of using "Vermek" in a sentence and their chinese translations:

- Ben kilo vermek istiyorum.
- Kilo vermek istiyorum.

- 我想减肥。
- 我要减肥。

Vermek almaktan daha hayırlıdır.

施比受更有福。

Ertelemeye son vermek zorundayım.

我不能再拖延了。

Biz oy vermek istiyoruz.

我们要投票。

Sana zarar vermek istemiyorum.

我不想傷害你。

Karar vermek sana kalmış.

由你來決定。

Onlara ne vermek istiyorsun?

你想给他们什么呢?

Sipariş vermek ister misiniz?

你要点菜吗?

Garson, sipariş vermek istiyorum.

服务生,我要点菜。

Anneme bir bitki vermek istiyorum.

我要给我妈妈一个卉。

Bir parti vermek hoş olurdu.

开个聚会很好。

Bu soruya cevap vermek kolaydır.

回答這個問題很容易。

Ben bir karar vermek zorundaydım.

我必须做个决定。

Niyetim sana zarar vermek değildi.

傷害你並不是我的本意。

Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz.

你不用马上回答。

Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.

你不必快速作答。

Bu soruya cevap vermek zor.

这个问题很难回答。

O mektuba cevap vermek gerekli değil.

沒有必要回那封信。

- Size kalmış.
- Karar vermek size kalmış.

這由你來決定。

Kitabı Cumartesiden önce geri vermek zorundayım.

我必须在礼拜六之前把书还回去。

Tom'a daha fazla zaman vermek zorundasın.

你必須給湯姆更多時間。

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum.

我想結束這場爭執。

Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.

Tom 不想让Mary走

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana kalmış.

该由你来决定我们去不去那儿。

Oraya gidip gitmeyeceğimize karar vermek sana bağlı.

- 该由你来决定我们去不去那儿。
- 我们去不去那儿由你来决定。

Başka bir karar vermek için onu bekliyoruz.

我们在等他做另一个决定。

Telefon çaldığında cevap vermek için ona koştu.

電話響起時,他跑去接起。

Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.

他移开,让卡车通过。

Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.

来抽签决定谁先走吧。

Tat vermek için tuz ve biber ilave et.

按口味加鹽和胡椒粉。

Tom'un karar vermek için sadece bir haftası var.

湯姆只有一週時間做決定。

Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.

科学家们正努力终结艾滋病。

Tavsiyeme ihtiyacın varsa bunu size vermek için memnuniyet duyarım.

如果你需要我的建议,我很愿意告诉你。

Anne ve babalar oğullarına en iyi eğitimi vermek isterler.

父母想给儿子最好的教育。

Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.

以前從來不知道永恆是為了什麼。它是為了給我們一些機會學習德語。