Translation of "Japonya'yı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Japonya'yı" in a sentence and their english translations:

Haydi Japonya'yı yenelim!

Let's beat Japan!

- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.

Earthquakes frequently hit Japan.

O, Japonya'yı değiştiren savaştı.

It was the war that changed Japan.

Başkanken Japonya'yı ziyaret etti.

He visited Japan while he was President.

O Japonya'yı sever mi?

Does he like Japan?

Jim Japonya'yı sevmeyi öğrendi.

Jim has learned to like Japan.

- Birçok Avrupalı modern Japonya'yı tanımıyor.
- Birçok Avrupalı çağdaş Japonya'yı bilmiyor.

Many Europeans do not know modern Japan.

Mary Japonya'yı sever, değil mi?

Mary likes Japan, doesn't she?

Tayfunlar Japonya'yı her yıl vurur.

Typhoons hit Japan every year.

Sıkı çalışma, Japonya'yı bugünkü haline getirdi.

Hard work has made Japan what it is today.

Bir demiryolu ağı tüm Japonya'yı sarar.

A network of railroads spreads all over Japan.

Marika hiç Japonya'yı ziyaret etti mi?

Has Marika ever visited Japan?

Başkan olduğu zaman Japonya'yı ziyaret etti.

He visited Japan when he was president.

Japonya'yı görmek için fazla zamanım olmadı.

I haven't had much time to see Japan.

Geçen yıl o, Japonya'yı terk etti.

Last year she left Japan.

Japonya'yı ilk ne zaman ziyaret ettiniz?

When did you first come over to Japan?

Japonya Denizi Japonya'yı Asya Kıtası'ndan ayırır.

The Japan Sea separates Japan from the Asian Continent.

Her yıl binlerce yabancı Japonya'yı ziyaret eder.

Thousands of foreigners visit Japan every year.

Japonya'yı her yıl binlerce yabancı ziyaret eder.

Thousands of foreigners visit Japan each year.

Bay Smith bu sabah Japonya'yı terk etti.

- Mr Smith left Japan this morning.
- Mr. Smith left Japan this morning.

İş için sık sık Japonya'yı ziyaret eder.

He makes frequent visits to Japan on business.

Ekim ayında Japonya'yı ziyaret etmek bizim alışkanlığımızdır.

It is our custom to visit Japan in October.

Tom'un Japonya'yı ziyaret etmeye paraca gücü yetmez.

Tom can't afford to visit Japan.

Tom Japonya'yı ziyaret etmek için zaman ayıramaz.

Tom can't afford the time to visit Japan.

Batılı ülkeler, konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'yı eleştiriyorlar.

Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.

Tokyo, Japonya'yı aramak istiyorum. Numara 3202-5625'dir.

I'd like to make a call to Tokyo, Japan. The number is 3202-5625.

Her yıl bir sürü yabancı Japonya'yı ziyaret eder.

A lot of foreigners visit Japan every year.

Fransız başkanın gelecek ay Japonya'yı ziyaret etmesi planlandı.

The French president is scheduled to visit Japan next month.

Jane, geri dönmemek üzere Japonya'yı terk etti mi?

Has Jane left Japan for good?

Ben Japonya'yı ve tabii ki Japon kızlarını severim.

I love Japan, and Japanese girls of course.

Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomat gördü.

Tom saw vending machines everywhere when he visited Japan.

Olay, Dışişleri Bakanı Powell'ın Japonya'yı ziyareti sırasında meydana geldi.

The incident occurred while Secretary of State, Powell, was visiting Japan.

Birçok ülke ziyaret ettim fakat en çok Japonya'yı seviyorum.

I've visited many countries, but I like Japan best of all.

Sen Japonca öğrenmek istiyorsun bu yüzden Japonya'yı ziyaret etmeni öneriyorum.

You want to learn Japanese, so I suggest you visit Japan.

Japonya'yı ziyaret eden her yabancı, burada fiyatların çok yüksek olduğunu söylüyor.

Every foreigner who visits Japan says that prices here are too high.

- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
- Japonya'yı asla geri dönmeyecek şekilde terk etti.

He left Japan never to come back.

- Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
- Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.

An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.