Translation of "Alabileceği" in English

Paranın alabileceği en iyisi bu.

This is the best money can buy.

Sami alabileceği her önlemi aldı.

Sami took every precaution that he could.

Bu onların sadece örnek alabileceği değil,

This is a legacy that they can not only imitate,

Tom'un alabileceği tüm yardıma ihtiyacı var.

Tom needs all the help he can get.

Paranın her şeyi satın alabileceği fikri yanlış.

The idea that money can buy everything is wrong.

Tom, ödünç alabileceği bir kravatım olup olmadığını sordu.

- Tom asked me if I had a black tie he could borrow.
- Tom asked me if I had a black tie that he could borrow.

Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?

Do we have an extra one that Tom can borrow?

Tom, Mary'ye ithal şarap satın alabileceği yeri söyledi.

Tom told Mary where she could buy imported wine.

Sami satın alabileceği en iyi silahları satın aldı.

Sami bought the best possible guns one could buy.

Ona o paranın satın alabileceği en iyi eğitim verildi.

He was given the finest education that money could buy.

Sophie o kadar açtı ki ellerine alabileceği her şeyi yedi.

Sophie was so hungry that she ate everything that she could get her hands on.

Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.

Send me the best employees that money can buy. Money is no object.

X bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.

Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.