Translation of "şeyi" in English

Her şeyi, her şeyi hatırlıyorum.

Everything...I remember everything.

Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

To understand all is to forgive all.

- Her şeyi düzenledim.
- Her şeyi ayarladım.

I've arranged everything.

- Her şeyi özleyeceksin.
- Her şeyi kaçıracaksın.

You'll miss everything.

Her şeyi savunan hiçbir şeyi savunmaz.

He who defends everything defends nothing.

Tom yapmasını istediğimiz şeyi şeyi yapmadı

Tom didn't do what we asked him to do.

- Her şeyi çalmışlar.
- Her şeyi çaldılar.

They've stolen everything.

Her şeyi ama her şeyi oynamış adam

the man who played everything but everything

Her şeyi ama her şeyi yok edebiliyorlar

they can destroy everything but everything

Her şeyi olan biri her şeyi kaybedebilir.

The one who has everything can lose everything.

- Her şeyi denedim.
- Ben her şeyi denedim.

I tried everything.

- Her şeyi denememiz gerek.
- Her şeyi denemeliyiz.

We need to try everything.

Hiçbir şeyi olmayanın, kaybedecek bir şeyi yoktur.

Those who possess nothing lose nothing.

- Ben, her şeyi söyledim.
- Her şeyi söyledim.

I've said everything.

Düşündüğün şeyi değil, söyleyeceğin şeyi aklında tut.

Keep in mind what you are going to say, not what you think.

Her şeyi bilmiyorum, asla her şeyi bilmedim ve asla her şeyi bilmeyeceğim.

I don't know everything, I never knew everything, and I'll never know everything.

Hiçbir şeyi düşünemeyecek.

he will not be thinking about anything.

Beklenti, istediğin şeyi

An expectation is a belief

Her şeyi yazacaksınız.

You print everything.

Bir şeyi taşıyabiliyorlar

they can carry something

Her şeyi öğrenmeliydim.

I needed to learn everything.

Size bir şeyi

you of

İstediğiniz şeyi yiyin.

Eat whatever food you like.

Bu şeyi içemem.

I can't drink this stuff.

Her şeyi düşünemem.

I can't think of everything.

Her şeyi yiyin.

Eat everything.

Aynı şeyi düşünüyordum.

I was thinking of the same thing.

Her şeyi kazandın!

- He won everything.
- She won everything.
- You won everything!

Her şeyi mahvettin.

You ruined everything.

Her şeyi kaybettim.

- I lost everything.
- I've lost everything.

Hiçbir şeyi umursamaz.

He doesn't care about anything.

Bu şeyi bilmiyordum!

I didn't know this thing!

Her şeyi duydum.

- I've heard everything.
- I heard everything.

Her şeyi gördüm.

I've seen it all.

Her şeyi açıklayacağım.

I'll explain everything.

Yaptığın şeyi durdur.

Stop what you're doing.

Her şeyi duyabiliyordum.

I could hear everything.

Aç şu şeyi!

Open that thing!

Yaptığım şeyi değiştiremem.

I can't change what I've done.

Olacak şeyi değiştiremem.

I can't change what's going to happen.

Her şeyi açıklayamam.

I can't explain everything.

Bu şeyi çalıştıramıyorum.

I can't get this thing to work.

Bu şeyi çalıştıralım.

Let's get this thing working.

Bir şeyi unutuyorsun.

You're forgetting something.

Bir şeyi halledeceğim.

I'll work something out.

Her şeyi yiyorum.

- I eat everything.
- I'm eating everything.

Her şeyi al.

Take everything.

Her şeyi bırakın.

Leave everything.

Her şeyi mahvedeceksin.

- You'll ruin everything.
- You're going to ruin everything.

Her şeyi hatırla.

Remember everything.

Yaptığım şeyi seviyorum.

I love what I do.

Yanlış şeyi yapıyoruz.

We're doing the wrong thing.

Doğru şeyi yapıyoruz.

We're doing the right thing.

Aynı şeyi yaptık.

We did the same thing.

Her şeyi düşünüyorsun.

You think of everything.

O şeyi kapatın.

Turn that thing off.

Bulduğun şeyi sevmeyebilirsin.

You may not like what you discover.

Anlayamadığın şeyi eleştirme.

Don't criticize what you can't understand.

Her şeyi unut.

Forget the whole thing.

Hiçbir şeyi harcamam.

I don't waste anything.

Alabileceğim şeyi yerim.

I eat what I can afford.

Her şeyi göremezsin.

You can't see everything.

Her şeyi yapacağım.

I'm going to make everything.

Her şeyi deniyorum.

I've been trying everything.

Her şeyi düzenleyeceğim.

I'll arrange everything.

Her şeyi yıka.

Wash everything.

Her şeyi ödeyeceğim.

I'll pay for everything.

Her şeyi biliyorum.

I know everything.

Olduğum şeyi sevmiyorum.

I don't like what we've become.

Aradığımız şeyi bulduk.

We found the thing we were looking for.

İstediğin şeyi aldım.

I got what you asked for.

Söylediğin şeyi düşünüyordum.

I've been thinking about what you said.

Aynı şeyi yapmalıyım.

I have to do the same thing.

Gördüğüm şeyi severim.

I like what I see.

Giydiğin şeyi seviyorum.

I love what you're wearing.

Bütün şeyi gördüm.

I saw the whole thing.

Hoşlandığın şeyi al.

Take anything you like.

Aynı şeyi düşünüyorum.

I'm thinking the same thing.

Aynı şeyi yapardım.

I used to do the same thing.

Her şeyi izledim.

I watched the whole thing.

Hiçbir şeyi gizlemiyorum.

I'm not hiding anything.

Aynı şeyi söylerdim.

- I'd say the same thing.
- I would have said the same thing.
- I would've said the same thing.

Her şeyi yerim.

I eat everything.

Hiçbir şeyi yok.

He has nothing.