Translation of "Sami" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sami" in a sentence and their english translations:

- Sami aldırmadı.
- Sami çekinmedi.
- Sami kaçınmadı.

Sami didn't flinch.

- Sami ilgilendi.
- Sami ilgiliydi.

Sami was interested.

- Sami Müslüman.
- Sami Müslümandır.

Sami is a Muslim.

- Sami yaklaştı.
- Sami yaklaşıyordu.

- Sami approached.
- Sami got closer.

- Sami sarsılıyordu.
- Sami titriyordu.

Sami was jerking.

- Sami çaresizdi.
- Sami ümitsizdi.

Sami was desperate.

- Sami bekleyemedi.
- Sami sabırsızlanıyor.

Sami couldn't wait.

- Sami suçluydu.
- Sami faildi.

Sami was the perpetrator.

- Sami hatalıydı.
- Sami haksızdı.

Sami was wrong.

- Sami hissizdi.
- Sami uyuşuktu.

Sami was numb.

- Sami kalpsizdir.
- Sami yüreksizdir.

Sami was heartless.

- Sami umursamadı.
- Sami ilgilenmedi.

Sami did not care.

- Sami kolejdeydi.
- Sami üniversitedeydi.

Sami was in college.

- Sami kel.
- Sami keldir.

Sami is bald.

- Sami ikiyüzlüydü.
- Sami riyakardı.

Sami was a hypocrite.

- Sami oruçlu.
- Sami oruç.
- Sami oruç tutuyor.

Sami is fasting.

- Sami kendini beğenmiyordu.
- Sami keyif almıyordu.
- Sami eğlenmiyordu.

Sami wasn't enjoying himself.

- Sami karakoldaydı.
- Sami polis merkezindeydi.
- Sami polis karakolundaydı.

Sami was at the police station.

- Sami ilgilenmiyor.
- Sami ilgili değil.
- Sami alakalı değil.

Sami is not interested.

- Sami aramadı.
- Sami telefonla aramadı.
- Sami telefon etmedi.

Sami didn't call.

- Sami kaka yaptı.
- Sami kakasını yaptı.
- Sami sıçtı.

Sami pooped.

- Sami tamirhanedeydi.
- Sami tamirci dükkanındaydı.

Sami was at the repair shop.

- Sami Tahiti'de idi.
- Sami, Tahiti'deydi.

Sami was in Tahiti.

- Sami terk ediyordu.
- Sami ayrılıyordu.

Sami was leaving.

- Sami Facebook'ta idi.
- Sami Facebook'taydı.

Sami was on Facebook.

- Sami yattı.
- Sami yatağa gitti.

Sami went to bed.

- Sami hayatta kalacak.
- Sami kurtulacak.

Sami will survive.

- Sami okuryazar değildi.
- Sami cahildi.

Sami was illiterate.

- Sami şaşkındı.
- Sami şaşkına dönmüştü.

Sami was dumbfounded.

- Sami bodrumdaydı.
- Sami zemin kattaydı.

Sami was in the basement.

- Sami lisede idi.
- Sami lisedeydi.

Sami was at high school.

- Sami yapayalnızdır.
- Sami tamamen yalnızdır.

Sami is all alone.

- Sami Müslüman değildi.
- Sami gayrimüslimdi.

Sami was not Muslim.

- Sami Sünni Müslüman.
- Sami Sünni.

Sami is a Sunni Muslim.

- Sami Şii Müslüman.
- Sami Şii.

Sami is a Shiite Muslim.

- Sami Şafii.
- Sami Şafii Müslüman.

Sami is a Shafi'i Muslim.

- Sami dersini öğrenmedi.
- Sami ders çıkarmadı.
- Sami dersini almadı.

Sami didn't learn his lesson.

- Sami oraya ulaştı.
- Sami oraya vardı.
- Sami oraya erişti.

Sami arrived there.

- Sami sahilde ağlıyordu.
- Sami plajda ağlıyordu.
- Sami kumsalda ağlıyordu.

Sami was crying on the beach.

- Sami annesini aradı.
- Sami annesini çağırdı.
- Sami annesine seslendi.

Sami called his mother.

- Sami derin ormandaydı.
- Sami derin cangıldaydı.
- Sami sık ormandaydı.

Sami was in the deep jungle.

- Sami beni bayıyor.
- Sami beni bıktırıyor.
- Sami beni usandırıyor.

Sami pisses me off.

- Sami kültürel Müslüman.
- Sami sosyolojik Müslüman.
- Sami tatlısu Müslümanı.

Sami is a cultural Muslim.

- Sami sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.
- Sami tepemin tasını attırıyordu.
- Sami asfalyamı attırıyordu.
- Sami sinirlerimi zıplatıyordu.
- Sami sigortalarımı attırıyordu.

Sami was annoying the fuck out of me.

Sami ölecek.

Sami is going to die.

Sami gelmiyordu.

Sami was not coming.

Sami biliyordu.

Sami knew.

Sami mükemmeldi.

Sami was perfect.

Sami askerdeydi.

Sami was in the military.

Neredeydin, Sami?

Where have you been, Sami?

Sami uzaklaşmadı.

Sami didn't get far.

Sami arkadaydı.

Sami was in the back.

Sami kontroldeydi.

Sami was in control.

Sami konuşmayacak.

Sami is not going to talk.

Sami kampüsteydi.

Sami was on the campus.

Sami gizemlidir.

Sami is mysterious.

Sami şaşırmıştı.

Sami was taken aback.

Sami öldürüldü.

Sami was killed.

Sami yakalandı.

Sami got caught.

Sami aldatıyor.

Sami has been cheating.

Sami boğuldu.

Sami was strangled.

Sami kıskançtı.

Sami was jealous.

Sami yetenekliydi.

Sami was skilled.

Sami akıllıydı.

Sami was smart.

Sami yavaşladı.

Sami slowed down.

Sami öksürüyordu.

Sami was coughing.

Sami heteroseksüeldi.

Sami was heterosexual.

Sami gitti.

- Sami is gone.
- Sami was gone.

Sami ciddiydi.

Sami was serious.

Sami bağıramadı.

Sami wasn't able to yell.

Sami uyandı.

Sami woke up.

Sami aldırmadı.

- Sami didn't mind.
- Sami didn't flinch.

Sami korkuyor.

Sami is scared.

Sami kötüydü.

Sami was evil.

Sami saklandı.

Sami hid.

Sami yaralandı.

Sami was injured.

Sami aradı.

Sami called.

Sami kelepçelendi.

Sami was handcuffed.

Sami boşandı.

Sami was divorced.

Sami kalktı.

Sami got up.

Sami kusuyordu.

Sami was vomiting.

Sami zehirlendi.

- Sami was poisoned.
- Sami got poisoned.

Sami öfkelendi.

Sami was enraged.

Sami rahatlayabilir.

Sami can relax.

Sami kelepçeli.

Sami is handcuffed.

Sami hacklendi.

Sami was hacking.

Sami silahlıydı.

Sami was armed.

Sami kaçırmadı.

Sami didn't miss.

Sami kovuldu.

- Sami is fired.
- Sami was kicked out.

Sami kustu.

Sami threw up.

Sami kaçırıldı.

- Sami was abducted.
- Sami has been abducted.
- Sami got kidnapped.

Sami kazanacak.

- Sami is gonna win.
- Sami will win.

Sami travestiydi.

Sami was a cross-dresser.

Sami vardı.

Sami arrived.

Sami kovulacak.

Sami will get fired.

Sami oradaydı.

Sami was there.