Translation of "ödünç" in English

0.007 sec.

Examples of using "ödünç" in a sentence and their english translations:

Ödünç vermek ya da ödünç almak istemiyorum.

I don't want to lend or borrow.

- Sen arabamı ödünç alabilirsin.
- Arabamı ödünç alabilirsiniz.

You may borrow my car.

Benimkini ödünç alabilirsin.

You can borrow mine.

Arabamı ödünç alabilirsin.

You're welcome to borrow my car.

Benimkini ödünç aldı.

She borrowed mine.

Yastığını ödünç aldım.

I borrowed your pillow.

Onu ödünç aldım.

I borrowed it.

Kalemimi ödünç alabilirsin.

You can borrow my pen.

Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.

- Neither a borrower nor a lender be.
- Neither a borrower nor a lender be!

- Onu sadece ödünç aldım.
- Onu az önce ödünç aldım.

I just borrowed it.

- Telefonunu ödünç alabilir miyim?
- Araç telefonunu ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your phone?

- Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Sözlüğünü bana ödünç ver, lütfen.
- Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.

- Please lend me your dictionary.
- Could you please lend me your dictionary?
- Please loan me your dictionary.

Türk şirketlerine ödünç verdi

billion dollars to Turkish companies.

Defterimi sana ödünç vereceğim.

I'll lend you my notebook.

Bir kitap ödünç verdin.

You lent a book.

Radyonu ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your radio?

Makasını ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your scissors?

Arabanı ödünç alabilir miyim?

Would you mind if I borrowed your car?

Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?

- May I borrow your dictionary?
- Can I borrow your dictionary?

Kameramı ona ödünç verdim.

I lent her my camera.

Köpeğini bana ödünç ver.

Lend me your dog.

Babamdan ödünç para aldım.

I borrowed money from my father.

Kitabı ondan ödünç aldı.

She borrowed the book from him.

Kütüphaneden kitap ödünç alırım.

I borrow books from the library.

Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

I borrowed the dictionary from my friend.

Bisikletini bana ödünç verdi.

She lent me her bicycle.

Bunu ödünç alabilir miyim?

Can I borrow this?

Onu ödünç alabilir miyim?

- May I borrow it?
- Can I borrow it?

Laptopunu ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your laptop?

Mendilini ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your handkerchief?

Tom'un şemsiyesini ödünç aldım.

I borrowed Tom's umbrella.

Tom'un arabasını ödünç aldım.

I borrowed Tom's car.

Tom'un bisikletini ödünç aldım.

I borrowed Tom's bicycle.

Tom benimkini ödünç aldı.

Tom borrowed mine.

Onu ödünç mü aldın?

Did you borrow it?

Tom cetvelimi ödünç aldı.

Tom borrowed my ruler.

Kalemini ödünç alabilir miyim?

- May I borrow a pen?
- Can I borrow a pen?
- Could I borrow a pen?

Bilgisayarınızı ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your computer?

Arabayı Tom'a ödünç verdim.

I lent Tom the car.

Bunu ödünç almak isterdim.

I'd like to borrow this.

Tom'dan ödünç para aldım.

I borrowed money from Tom.

Tom'un çekicini ödünç almamalıydım.

I shouldn't have borrowed Tom's hammer.

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

- May I borrow your bicycle?
- May I borrow your bike?

Arkadaşından ödünç para aldı.

He borrowed money from his friend.

Bıçağını ödünç alabilir miyim?

May I borrow your knife?

Ben para ödünç veriyorum.

I lend money.

Fırçanı ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your brush?

Tom'a şemsiyemi ödünç verdim.

I lent Tom my umbrella.

Bunu ödünç almam gerekiyor.

I need to borrow this.

Arabanı ödünç almam gerekiyor.

I need to borrow your car.

Dolma kalemini ödünç almalıyım.

I need to borrow your pen.

Çakmağını ödünç alabilir miyim?

May I borrow your lighter?

Sana sözlüğümü ödünç vereceğim.

I'll loan you my dictionary.

Bisikletini ödünç almam gerekecek.

I'm going to need to borrow your bicycle.

Cetvelini ödünç alabilir miyim?

Could I borrow your ruler?

Arabayı arkadaşından ödünç aldı.

He borrowed the car from his friend.

Gözlüğünü ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your glasses?

Tom bisikletimi ödünç aldı.

Tom borrowed my bike.

Tom arabamı ödünç aldı.

Tom borrowed my car.

Bisikletimi Tom'a ödünç verdim.

I lent my bicycle to Tom.

Tom arabamı ödünç alabilir.

Tom may borrow my car.

Ben makasımı ödünç aldım.

She borrowed my scissors.

Notlarını ödünç alabilir miyim?

- Could I borrow your notes?
- Can I borrow your notes?

Ondan para ödünç aldım.

I borrowed money from him.

Seninkini ödünç alabilir miyim?

Can I borrow yours?

Sana kitabımı ödünç vereceğim.

I'll lend you my book.

Bana bisikletini ödünç ver.

Lend me your bicycle.

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.

Can I borrow your umbrella?

Ödünç aldıkları parayı ödeyemediler.

They could not pay the money they owed.

Arabanızı ödünç alabilir miyim?

May I borrow your car?

Telefonunuzu ödünç alabilir miyim?

Could I borrow your phone?

Silgini ödünç alabilir miyim?

May I borrow your eraser?

Bir kalem ödünç alacağım.

I will borrow a pen.

Bir araba ödünç aldım.

I've borrowed a car.

Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

You shouldn't have borrowed Tom's car.

Sana motosikletimi ödünç verebilirim.

I can lend you my motorcycle.

Kalemimi Tom'a ödünç verdim.

I lent my pencil to Tom.

Şemsiyemi Tom'a ödünç verdim.

I lent my umbrella to Tom.

Küreğini ödünç alabilir miyim?

Could I borrow your shovel?

Tom'a kameramı ödünç verdim.

I lent Tom my camera.

Tom'un cetvelini ödünç aldım.

I borrowed Tom's ruler.