Translation of "Tutmak" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Tutmak" in a sentence and their arabic translations:

Yarayı sıcak suya tutmak.

‫وضع الجرح في ماء دافئ‬

Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.

فأراد أن يحمل الرضيع.

Yine birilerini hoş tutmak zorunda olduğumu;

مرة أخرى ، أفهم أنني يجب أن شخصًا يعجب في

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

تحدثت إلى مؤسسة التي قررت مؤخرًا

Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.

لم يُقصد من الكفالة قط حبس الناس في زنزانات السجون.

Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak

أوضحت الأبحاث أن احتجاز شخص ما في السجن.

tutmak için emisyonları azaltmak için yasal olarak

اتفاقية باريس للمناخ كاول اتفاقيةٍ عالميةٍ ملزمةً

Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.

حاولت الفتاة جاهدا أن تقبض دموعها.

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

‫وأريد أن أكون حذراً ‬ ‫بحيث أبعد ظلي‬ ‫عن سطح المياه.‬

Her biri avcıları uzak tutmak için flaş çakıyor.

‫يُنتج كل منها ضوءًا يُبعد المفترسات.‬

Ölünün arkasından ağıt tutmak iyi birşey değil denir

ليس من الجيد الرثاء وراء الموتى.

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

‫إذ عادت أذرعها لا تمسك بشيء‬ ‫في حال إذا اضطرّت إلى التراجع.‬

Biliyorum ki, onları orada ve kapıdan uzakta tutmak için

أعرف أنني كان يجب على الأقل أن أبقى هادئًا ومتماسكًا

Önemli olan, alttan kaldırıp nazikçe tutmak, böylece toprak dağılmaz.

يجب أن تدفعوها من الأسفل. وأن تنقلوها بحذر، لئلا يكسرها البرد.

Bir zamanlar Sırp İmparatorluğunun topraklarının kalıntıları üzerinde tutmak istiyorlar.

التي كانت تعرف في السابق يالإمبراطورية الصربية

Onları sebzelerden uzak tutmak için bahçemdeki tavşanları bir su tabancası ile vurdum.

صوبت الارانب في حديقتي بمسدس رش المياه لابقائهم بعيداً عن الخضروات

Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz.

ولا بد أن تكونوا على علم بأننا لا نريد من جيشنا أن يبقى في أفغانستان ولا نسعى لإقامة قواعد عسكرية هناك

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬