Translation of "Olduğumu" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Olduğumu" in a sentence and their arabic translations:

Muhtemelen şoke olduğumu,

قد تعتقدون بأنني صدمت،

Huzursuz olduğumu düşünüyorsunuz.

انزعجت.

şanslı olduğumu söylerdim.

سأقول أنني كنت محظوظة.

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

جدتي لم تكن تعلم أنني مثلية،

Nerede olduğumu bilmiyorum.

لا أعلم أين أنا.

Haklı olduğumu düşünüyorum.

أحسَب أني مُحِق.

Hatalı olduğumu biliyorum.

أعلم بأني مخطئ.

Üzgün olduğumu söyledim.

لقد قلت أنا آسف

Kim olduğumu bilmiyorsun.

إنك لا تعرف من أكون.

- Nerede olduğumu neredeyse unuttum.
- Neredeyse nerede olduğumu unuttum.

أكاد أنسى أين أنا.

İşyerime hasta olduğumu söyledim,

لذا، تحججت بالمرض لكي لا أذهب لعملي،

Çok tatlı olduğumu düşünüyordum.

كنت أظن نفسي جذابة.

Çok fedakâr olduğumu düşünürdüm

اعتقدت أنه كان سيكون عندي إيثار كبير،

Kim olduğumu bilmeden uyanıyorum,

لأستيقظ غير مدركة من أكون،

4. aşama kanser olduğumu

ليخبرني أنني أعاني من سرطان من الدرجة الرابعة،

Hazır olduğumu düşünsem de

اعتقدت أني جاهزة...

Kuş olduğumu hayal ettim.

تخيلت أني طير.

Ne yapmakta olduğumu düşünüyorsun?

- ماذا تعتقد أني كنت أفعل؟
- ماذا تعتقدين أني كنت أفعل؟

Deli olduğumu düşünüyor musun?

هل تظنني مجنونا؟

Ben haklı olduğumu düşünüyorum.

أعتقد بأني محق.

Ben hatalı olduğumu umuyordum.

أملت أن أكون مخطئا.

Hatalı olduğumu itiraf ediyorum.

- أعترف أني كنت مخطئًا.
- أعترف أني أخطأت.

Burada olduğumu belli etme.

لا تخبر أحدأ أنّي هنا.

Burada olduğumu kimseye söyleme.

لا تخبر أحدأ أنّي هنا.

Tom evde olduğumu biliyor.

توم يعلم أنني في البيت

- Kim olduğumu biliyor musun?
- Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

- هل تعلم من أنا ؟
- هل تعلمون من أنا ؟
- هل تعلمين من أنا ؟

Tükeniyor olduğumu bilmesine izin verdim.

وتركته يعرف أنني كنت أعاني.

Annem bana güzel olduğumu söylerdi

أخبرتني أنني جميلة،

Tanınmaya değer olduğumu anlatmak istiyorum.

وأني أستحق التقدير.

Her zaman ayrıcalıklı olduğumu biliyordum.

كنت دائمًا أعلم بأني مميزة،

İnsanlar iyi biri olduğumu söylüyor...

يقول الناس أنني شخصاً لطيفاً...

Sana ait olduğumu bilmeni isterim.

بفضلك أنتِ، ظننت أني أريدك أن تعرفي أنني انتمي.

Ben, dikkatsiz olduğumu itiraf ediyorum.

أعترف بأنني كنت مهملاً.

Neden burada olduğumu biliyor musun?

هل تعلم لماذا انا هنا؟

Olduğumu düşündüğün kadar hoş değilim.

أنا لست لطيفًا كما تظنني.

Ben hatalı olduğumu itiraf ederim.

- أعترف أني مخطئ.
- سأعترف بأني مخطئ.

Birçok kişi deli olduğumu düşünür.

- يعتقد الكثيرون أني مجنون.
- معظم الناس يظنون أني مجنون.

Yalnız olduğumu söyledim, değil mi?

قلت أني كنت وحيدا، أليس كذلك؟

Benim bir erkek olduğumu unutmayın.

لا تنس أنّني رجل.

Kimsenin aşırı stresli olduğumu bilmesini istemiyorum.

لا أريد أحداً أن يعرف أنني متوترٌ للغاية من ذلك.

Tam olarak nerede olduğumu hâlâ hatırlarım.

عندما هاتفني أبي ليخبرني أنهم وجدوا عمي.

Yine birilerini hoş tutmak zorunda olduğumu;

مرة أخرى ، أفهم أنني يجب أن شخصًا يعجب في

Aklımdakileri söylemek için yeterli olduğumu düşünmüyorum.

لا أعتقد أنني مؤهلة لأعبر عن رأيي بصراحة.

Buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

‫جزء من هذا المكان، ولست مجرد زائرًا.‬

O, benim bir doktor olduğumu düşündü.

اعتقدت أنني طبيب.

Ben neden burada olduğumu bilmek istiyorum.

أنا أريد أن أعرف لماذا أنا هنا.

O bana kaç yaşında olduğumu sordu.

- سألتني كم عمري.
- سألتني عن عمري.

Neye sahip olduğumu tahmin edebilir misin?

أيمكنك أن تحزر ما لديّ؟

Şimdi gitmek zorunda olduğumu anlamak zorundasın.

ينبغي أن تفهم أنه عليّ الذهاب الآن.

Bir erkek olarak kim olduğumu anlamak için

ولكي أفهم ماذا اكون كرجل،

Ne kadar sıradan bir insan olduğumu görürsünüz.

سترون كم أني إنسان عادي جداً.

Daha üç dört yaşlarındayken trans olduğumu biliyordum.

عرفت أنني متحولة جنسية في الثالثة أو الرابعة من عمري.

Kendi başarılı işlerim yüzünden orada olduğumu sanıyordum.

ظننت بأني كنت هناك لعملي الجيّد.

Hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,

بأنّي أنا محظوظة لأن أبقى على قيد الحياة،

İşte bu noktada muhtemelen çıldırmış olduğumu düşünüyorsunuz.

بالوصول عند هذه النقطة ربما تظنون أنني مجنون.

Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.

آخِرُ شخصٍ أخبرتُه فكرتي ظنّنِيْ مجنونًا.

Lütfen Tom'a olanlar için üzgün olduğumu söyle.

رجاء أخبر توم أني آسف لما حدث.

Kimsenin benim parayla çok güvensiz olduğumu bilmesini istemiyorum.

لا أريد أحداً أن يعرف أنني قلق بشأن وضعي المالي.

- Bunu hak ettiğimi biliyorum.
- Buna layık olduğumu biliyorum.

أعرف أنني أستحق هذا.

Sorumluluk sahibi olduğumu düşünen birisi olduğunu bana hatırlattığı için.

وبصدق، كان يضعني في موضع المسئولية.

Az önce ne olduğunu bilen tek insan olduğumu bilerek.

وأنا أعرف أنني الشخص الوحيد الذي يعرف ما حدث للتو.

Ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

استطعت أن أفهم فجأة بكتير من الوضوح

Belki de bu noktada saf bir idealist olduğumu düşünüyorsunuz?

ربما في هذه المرحلة، هل تعتقدون أنني مثالية؟

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

‫في ذلك الوقت،‬ ‫لم أكن أعلم أنني شهدت شيئًا استثنائيًا.‬

- Benim aptal olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben aptal mıyım?

هل تظن أنني غبي؟

Ve eskisinden daha fazla yalnız ve akranlarımdan daha uzak olduğumu."

وأشعر بمزيد من الوحدة وعدم التواصل مع أقراني أكثر من السابق."

Ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,

وأدركت حينها أنني كنت في هذا الحلم داخل ذلك الكتاب،

"Size Mareşal olmadan önce bir el bombası olduğumu göstereceğim ve hala öyleyim!"

"سأريكم أنه قبل أن أكون مشيرًا كنت جنديًا رمانيًا ، وما زلت!"

Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.

‫وشعرت بأنني خارج ذلك العالم.‬ ‫وكان لدي‬‫ّ‬‫ شوق عميق‬ ‫لأكون جزءًا من ذلك العالم.‬