Translation of "Için" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Için" in a sentence and their arabic translations:

O için için ağladı.

- بكت بحرارة.
- بكت بمرارة.

Yanmamak için,

‫بحيث لا تحرق نفسك،‬

Yemek için

لتناول الطعام

Referans için,

كمرجع،

Büyükler için.

للكبار فقط.

Hayvanlar için de insanlar için de,

للحيوان والإنسان على السواء،

çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri

يمكننا أن نأخذ التدريبات والتقنيات التي يستخدمها رواد الفضاء

Bizim için at onları için tırtıl

يرمون لنا كاتربيلر لهم

Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.

نحن نأكل لنعيش، لا نعيش لنأكل.

Yaşamak için çalışın, çalışmak için yaşamayın.

اعمل من أجل العيش و لا تعش من أجل العمل.

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

هذا لك.

Sağ kalmak için, yaşamak için mücadele ediyoruz.

للصمود، نناضل للحياة.

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

بالنسبة لهؤلاء الذين يعتمدون على جهاز التهوية لكي يتنفسوا،

Tutmak için emisyonları azaltmak için yasal olarak

اتفاقية باريس للمناخ كاول اتفاقيةٍ عالميةٍ ملزمةً

- Benim için önemlidir.
- Bu benim için önemli.

- بالنسبة لي إن ذلك شيء مهم.
- إن ذلك مهم بالنسبة لي.
- بالنسبة لي، إنه مهم.

- Ben senin için buradayım.
- Senin için buradayım.

- أنا هنا من أجلك.
- إنني هنا لأجلك.

Hazır olmak için.

أراد أن يكون جاهزاً.

Pazar günü için?

ماذا عن يوم الأحد ؟

Patent almak için

للحصول على براءة اختراع،

Sonra uçamadığım için,

ثم لا أستطيع الطيران،

Işsiz olduğum için,

لكوني عاطلة عن العمل،

Onun için endişeliydim

كنتُ قلقًا من أجله،

Insanlığın gelişmesi için

إن أردنا بناء بشرية أفضل،

Alınmak için hazırız.

‫نحن جاهزون للانتشال.‬

Alınmak için hazırız!

‫أنا مستعد للانتشال!‬

Dışlamak için hariç,

إلا للتغوط

Profesyonel komedyenlik için

لكنكم تريدون أكثر من الفكاهات

Sonra unutmamak için.

كي لا تنسى.

Yapacaklarım için sabırsızlanıyordum.

وكنت أبحث عن عملي المُقبل.

Sağlığımızı korumak için

لحماية صحتنا بشكل أفضل

Nedenini anlamak için

وحتى نفهم السبب،

Bunu göstermek için

ولتوضيح ذلك،

özellikle benim için.

خاصةً بالنسبة إلي.

Bizim için harika.

وهذا عظيم لنا، أليس كذلك؟

Mimari topluluklar için

لأن العمارة هي الفن

Ekibine mühendislik için

لقد صممت أداة برمجية

Kendilerini korumak için

بتنظيم مجموعات دفاع عن النفس،

Donmuş olduğu için

وهو جامد لدرجة أنّه أحياناً

Uruguaylılar için çalışmalısınız,

يجدر بك العمل لصالح الأوروغوايين،

Değer biçilemediği için

لأنه لا يقدر

Durdurmak engellemek için

لمنع التوقف

Bağdaşmadığı için kaldırıldı .

روح المساواة في ذلك العصر.

Empati kurabilmek için

لماذا يجب أن يكون لدينا أحداث كارثية

Benim için kişisel

التي أتحملها شخصيًا،

Hayat için minnettarım,

أنا ممتنة جدًا للحياة،

Senin için gelirim!

- أنا قادم إليكَ.
- أنا قادم من أجلك.

Gitmek için hazırlanalım.

- دعونا نستعد للذهاب.
- دعنا نستعد للذهاب.
- دعينا نستعد للذهاب.

Tavsiye için teşekkürler.

شكرا على النصيحة.

Vatanları için savaştılar.

قاتلوا من أجل وطنهم .

Senin için bekleyeceğim.

سانتظرك.

Açıklaman için teşekkürler.

- شكراً على الشرح.
- أشكرك لشرحك لي ذلك.
- أشكرك لأنك وضّحت لي ذلك.

Dürüstlüğünüz için teşekkürler.

شكرا على صدقك.

Sevgin için teşekkürler.

شكراً لحبك.

Olanlar için üzgünüm.

آسف لما حدث.

Anlayışınız için teşekkürler.

شكراً على التَفَهُّم

İçki için teşekkürler.

شكرا على الشراب

Sandviç için teşekkürler.

شكرًا على الشطيرة.

Sorunuz için teşekkürler.

شكرا علی سؤالك.

Onlar için çalışmayacağım.

نحن لن نعمل معهم أبدا.

Onun için ödemeyeceğim.

لن ادفع له.

Barış için çalışıyoruz.

نحن نعمل لأجل السلام.

Araba alabilmek için mi, borçlarınızı ödeyebilmek için mi

هل تدخر مالك لشراء سيارة، أو لتسديد الديون التي تدين بها،

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

التكنولوجيا التي تساعد و تمكن هؤلاء الناس الذين يعانون من ظروف صعبة.

Pekâlâ, bunun için hazırlanalım. Atlamak için hazır olun.

‫حسناً، لنستعد لعمل ذلك.‬ ‫استعد للقفز.‬

- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.

لا تقلق بشأن الأشياء الغير مهمة.

- Senin için Tom'a sorarım.
- Tom'a sizin için soracağım.

سَآسْأَلُ توم لَكَ.

- Onlar yardım için bağırdılar.
- Onlar yardım için bağırdı.

صرخوا طالبين النجدة.

- Bu hediye arkadaşım için.
- Bu hediyeler dostum için.

- هذه الهدية لصديقتي.
- هذه الهدية لصديقي.

- Ülkesi için hayatını verdi.
- Ülkesi için canını verdi.

أعطى بلده حياته.

"Benim için mi çay hazırlıyorsun?" "Hayır, Jamal için."

"هل أنت تعد الشاي لي؟" "لا، بل لجمال."

- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.

اعذرني على التأخير.

Bu orangutanlar için yeterince iyiyse benim için de iyidir.

‫إن كانت صالحة لإنسان الغابة‬ ‫فهي صالحة لي.‬

Kraliçe için bir oda var, yavrular için bir oda

هناك غرفة للملكة ، غرفة للنسل

Sadece kendisi için değil tüm Makedonlar için bir onur.

شرف ليس فقط لنفسه ولكن لجميع المقدونيين.

Söyleyen önemli haberler geldi. cumhurbaşkanlığı için aday olmak için

للرئاسة عدل الدستور السوري ليكون هو الرئيس وبينما كان بشار

Senin için iyi olan şey benim için de iyidir.

ما هو جيد لك، جيد لي أيضا.

Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

ما يعني أنك تستطيع استخدامها بحرية لكتاب تعليمي، أو لتطبيق حاسوبي، أو لمشروع بحثي، أو لأي شيء!

Ancak başka biri için

لكن بالنسبة لآخرين

Cesur olmak için doğdum

ولدت لأكون شجاعًا

Yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

بسبب الأشياء التي لم تحققها وليس بسبب الأشياء التي حققتها."

İlginiz için çok teşekkürler.

شكرًا لكم جميعا لانتباهكم.

Tereddüt etmediğiniz için teşekkürler.

شكرًا لعدم ترددك.

Bir amaca ulaşmak için

الذين يخاطرون بكل شيء، ويضعون كل شيء على المحك،

İsteklerine ulaşacaklarına inanmadıkları için

رأيت أشخاص يتركون زواجهم،

Mutsuzluğumuz için suçlamayı bırakmalıyız.

لعدم سعادتنا.

Size bu söylediklerim için

وأنا أخبركم بهذه الأمور،

Ve birkaç saniye için

و لثواني معدودة،

Kendinizi korumak için harikadır.

هي أنها تحميك.

Bitkinin büyümesini sağlamak için

هو إمكانية استعمال تركيبة مغذية دقيقة

Bunlar, gelecek için yatırım.

هؤلاء هم استثمارات مستقبلنا.

Hayattan beklentilerimi değiştirmem için.

وأن أُغير نظرتي لما أتوقعه من الحياة.

Koruma sağlamak için oluşturuldu.

أو عضويتهم في مجموعة مجتمعية ما.

Gayzeritin önemini anlayabilmeniz için

ولكي تفهموا الخاصية الفريدة للسليكا الفوّارة،

Bazense geçmişi anlamak için.

وأحيانًا نقرأ لنفهم الماضي.

Kırabilmemiz için bir yol.

ونظام الطبقات بالهند.

İşte bu arkadaşlarım için.

وما أقوم به هو من أجل هؤلاء الأشخاص.

Tam gitmek için ayaklanmışken...

عندما تأهبت للذهاب -

Tam gitmek için ayaklanmışken

عندما تأهبت، قال: