Translation of "Istedi" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Istedi" in a sentence and their arabic translations:

Tavsiyemi istedi.

طلب مني النصيحة.

- Böyle olmasını Tom istedi.
- Bunu Tom istedi.

سأل توم عن هذا.

Tom bilmeni istedi.

أراد توم أن تعرف.

O yardım istedi.

صرخ طالباً النجدة.

Onlar yardım istedi.

لقد طلبوا المساعدة

Sami fahişe istedi.

كان سامي يريد العاهرات.

Leyla boşanmak istedi.

كانت ليلى تريد الطّلاق.

Leyla aşk istedi.

كانت ليلى تريد حبّا.

Sami kazanmak istedi.

أراد سامي أن يفوز.

Sami parayı istedi.

أراد سامي ذلك المال.

Yüzümü TV'de göstermemi istedi.

طلب مني إظهار وجهي على التلفاز.

Anneannem memleketinde gömülmek istedi.

"جدتكم أرادت أن يتم دفنها في موطنها."

O benden yardım istedi.

طلب مني المساعدة.

O benden para istedi.

لقد طَلَبَت مني مال.

Tom hayatını değiştirmeyi istedi.

توم أراد أن يغير حياتهُ.

O, ondan yardım istedi.

طلبت منه المساعدة.

O başarılı olmak istedi.

أراد أن ينجح.

O, pencereyi açmamı istedi.

طلبت مني أن أفتح النافذة.

Hiç ses çıkarmamamızı istedi.

طلبت منا ألا نصدر صوتاً.

Tom yardım etmemi istedi.

طلب توم مني المساعدة.

O benim yardımımı istedi.

طلب منّي المساعدة.

O yalan söylememi istedi.

أرادَ منّي الكذب.

Sadako onu unutmak istedi.

أرادت ساداكو أن تنسى الأمر.

Fadıl, Leyla'yı korkutmak istedi.

أراد فاضل إخافة ليلى.

Fadıl parayı geri istedi.

طلب فاضل استعادة ماله.

Sami biraz su istedi.

أراد سامي بعض الماء.

Leyla arabadan inmek istedi.

أرادت ليلى مغادرة السيارة

Sami piyangoyu kazanmak istedi.

أراد سامي أن يفوز اليانصيب.

Sami Müslümanlarla tanışmak istedi.

أراد سامي أن يتعرّف بمسلمين.

- Sami hayatını bitirmek istedi.
- Sami kendi hayatına son vermek istedi.

- كان سامي ينوي الانتحار.
- كان سامي يريد أن يضع حدّا لحياته.

- Tom onu affetmemi istedi.
- Tom kendisini affetmemi istedi.
- Tom onu bağışlamamı istedi.
- Tom benden af diledi.

طلب مني توم مسامحته.

Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.

فأراد أن يحمل الرضيع.

Batum'a önce arabayla gitmek istedi

أراد أن يقود إلى باتومي أولاً

Terör örgütü ile bağdaştırmak istedi

أراد التصالح مع التنظيم الإرهابي

Düşmanın nerede olduğunu düşünmesini istedi.

حتى أصبح جيشه جاهزا.

Bob Tilkiye evde bakmak istedi.

أراد بوب أن يحتفظ بالثعلب في المنزل.

Bayan Smith kente gitmemi istedi.

طلبت مني السيدة سميث الذهاب إلى المدينة.

Tom bir milyon dolar istedi.

كان يريد توم مليون دولارا.

Tom bu işi bırakmamı istedi.

توم يريد مني أن أستقيل من هذه الوظيفة.

O bir öğretmen olmak istedi.

أرادت أن تكون معلمةً.

Tom yalnızca onu ​​düşünmek istedi.

أراد توم أن يفكر بها فقط.

Tom bir ekonomi araba istedi.

أراد توم سيارةً اقتصادية.

Tom, Mary'den arabayı durdurmasını istedi.

طلب توم من ماري إيقاف السيارة.

Fadıl paranın geri kalanını istedi.

كان فاضل يريد بقية المال.

Fadıl daha fazla para istedi.

- كان فاضل يريد المزيد من المال.
- أراد فاضل المزيد من المال.

Fadil herkesi kontrol etmek istedi.

كان فاضل يريد أن يتحكّم في الجميع.

Fadıl, Leyla'nın cesedini yakmak istedi.

كان يريد فاضل أن يحرق جثّة ليلى.

Fadıl, Leyla'nın sahip olduğunu istedi.

- كان فاضل يتمنّى أن يكون ليده ما كان عند ليلى.
- كان فاضل يريد أن يملك ما كانت تملكه ليلى.

Sami Layla'dan intikam almak istedi.

كان سامي يريد أن ينتقم من ليلى.

Sami daha fazla para istedi.

كان سامي يريد المزيد من المال.

Leyla arkadaşını almaya gitmek istedi.

- أرادت ليلى أن تذهب و تصطحب صديقتها.
- أرادت ليلى أن تذهب و تقلّ صديقتها.

Sami, Leyla'nın onunla evlenmesini istedi.

كان سامي يريد أن تتزوّج به ليلى.

Tom kendi restoranını açmak istedi.

أراد توم فتح مطعمه الخاص.

Tom kütüphanede seninle tanışmak istedi.

أراد توم أن يلتقي بك في المكتبة.

Tom bizimle sahile gitmek istedi.

أراد توم أن يذهب إلى الشاطئ معنا.

Sami birinin onunla ilgilenmesini istedi.

أراد سامي شخصا كي يعتني به.

Sami bizimle arkadaş olmak istedi.

أراد سامي أن يكون صديقا لنا.

Sami, Leyla'dan onu aramasını istedi.

طلب سامي من ليلى أن تتّصل به.

Sami mükemmel resimler çekmek istedi.

كان سامي يريد أن يلتقط مثالية.

- Leyla tüm parayı istedi.
- Leyla bütün parayı istedi.
- Leyla bütün parayı istiyordu.

أرادت ليلى كلّ المال.

Taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

أراد إزالة الحجر. يعرف هؤلاء المزارعين

Işte bu adam da çıkarmak istedi

أراد هذا الرجل الإقلاع أيضًا

Çok susamıştı ve biraz su istedi.

كان عطشاناً جداً فطلب القليل من الماء.

Tom akşam yemeğini yatakta yemek istedi.

توم أراد العَشَاء في السرير.

O, bizim onu yalnız bırakmamızı istedi.

- طلبت منا أن نتركها وحدها.
- طلبت منا أن نتركها و شأنها.

Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.

استأذنَتني كي تستعمل الهاتف.

Tom Mary'nin nerede olduğunu bilmek istedi.

أراد توم معرفة أين كانت ماري.

Tom Mary'nin şarkı söylemeyi bırakmasını istedi.

طلب توم من ماري التوقف عن الغناء.

Fadıl yeni bir hayata başlamak istedi.

كان فاضل يريد أن يبدأ حياة جديدة.

Fadil, Dania'nın ona para vermesini istedi.

اشترط فاضل أن تقدّم له دانية المال.

Fadıl, Dania'dan onunla birlikte gelmesini istedi.

طلب فاضل من دانية أن تأتي معه.

Fadıl, Leyla'dan biraz para almak istedi.

أراد فاضل الحصول على بعض المال من ليلى.

Sami kendi hayatına anlam vermek istedi.

أراد سامي أن يعطي معنى لحياته.

Tom, Fransızca şarkı söylemeyi öğrenmek istedi.

أراد توم تعلم الغناء باللغة الفرنسية.

Tom bazı Fransızca şarkıları öğrenmek istedi.

أراد توم تعلُّم بعض الأغاني الفرنسية.

Tom farklı bir şey denemek istedi.

أراد توم أن يُجرب شيئا مختلفا.

Sami polisten onu yalnız bırakmasını istedi.

طلب سامي من الشّرطة أن تدعه و شأنه.

Sami akşamını Leyla ile geçirmek istedi.

كان سامي يريد أن يقضي أمسيته مع ليلى.

Sami, Leyla'ya kıyafet satın almak istedi.

كان سامي يريد أن يشتري ملابسا لليلى.

Sami, Leyla'dan ona yardım etmesini istedi.

طلب سامي من ليلى أن تساعده في حلّ المشكل.

Sami, Leyla'dan ona numarasını vermesini istedi.

- طلب سامي من ليلى أن تعطيه رقمها.
- طلب سامي من ليلى أن تعطيه رقم هاتفا.

Sami, Leyla'dan onu izlemeyi bırakmasını istedi.

طلب سامي من ليلى أن تكفّ عن مطاردته.

Ve Mircea isteksizce Kral Sigsimund'dan yardım istedi.

سعى على مضض للحصول على دعم من الملك سيغيسموند.

Bir yanım onu tutup etrafındakileri kovalamak istedi.

‫أراد جزء مني حملها وإبعادهم عنها.‬

Ama bu doğru o Almanya'ya gitmek istedi?

هل من الصحيح أنه أراد الذهاب لألمانيا؟

Onlar turistlere yaklaştı ve onlardan para istedi.

تعرضوا طريق السياح و طلبو منهم المال.

Tom Mary'nin gittiği her yere gitmek istedi.

توم أراد أن يذهب أينما كانت ماري تذهب .

Fadıl, İslam hakkındaki her şeyi öğrenmek istedi.

أراد فاضل أن يعرف كلّ شيء عن الإسلام.

Sami, Leyla ile ilişkisini yeniden alevlendirmek istedi.

- أراد سامي أن يحيي علاقته مع ليلى.
- كان سامي راغبا في إحياء علاقته مع ليلى.

- Tom açıklamak istedi ama Mary ona izin vermedi.
- Tom açıklamak istedi fakat Mary ona izin vermedi.

أراد توم التوضيح ولكن ماري لم تدعه.

Ancak karşılığında Morvia Sırbistan'ın Osmanlı tebaası olmasını istedi.

على شرط أن تصبح صربيا مورافيا خاضعة للعثمانيين.

- Benimle dans etmek istedi.
- Bana dans teklif etti.

طلب مني أن أرقص.

Mary, Tom'un bir kız arkadaşı varsa öğrenmek istedi.

أرادت ماري معرفة ما إن كان لِتوم حبيبة.

Fadıl, Leyla ile daha fazla vakit geçirmek istedi.

كان فاضل يريد قضاء وقت أكثر مع ليلى.

Sami, Leyla ile daha fazla vakit geçirmek istedi.

كان سامي يريد أن يمضي وقتا أكثر مع ليلى.

Tom, Mary için bir kürk palto almak istedi.

أراد توم شراء معطفٍ من الفروِ لماري.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.

عندما قابلت مارك طلب مني أن أعلّمه الرقص.