Translation of "Birini" in Dutch

0.018 sec.

Examples of using "Birini" in a sentence and their dutch translations:

Birini alalım.

Laten we er één nemen.

Birini gördüm.

- Ik zag iemand.
- Ik heb iemand gezien.

Birini seçin.

Kies er één.

Lenslerimden birini düşürdüm

Ik laat een lens vallen.

Lütfen birini alın.

- Neem er alstublieft een.
- Neem er alsjeblieft een.

Tom birini bekliyor.

Thomas wacht op iemand.

Sadece birini seçiniz.

Kiest u er maar een uit.

Birini ıska geçtin.

Je hebt er een gemist.

Birini mi arıyorsunuz ?

Zoekt u iemand?

Beslenmesinin dörtte birini oluştururlar.

Die vormt een kwart van haar dieet.

üçte birini atmosfere dengeleyebilir.

van de van fossiele brandstoffen afgeleide koolstof in de atmosfeer.

Hoşlandığın herhangi birini seçebilirsin.

Je mag kiezen welke je wilt

Ben konuşacak birini istiyorum.

Ik wil iemand om mee te praten.

O, arkadaşlarından birini arıyor.

Hij zoekt een van zijn vrienden.

Herhangi birini unuttun mu?

Ben ik iemand vergeten?

Bana başka birini göster.

Kunt u me nog een andere laten zien?

Portekizce konuşan birini arıyorum.

Ik ben op zoek naar iemand die Portugees spreekt.

Tom birini koruyor mu?

Beschermt Tom iemand?

Hiç birini öldürdün mü?

Heb je ooit iemand vermoord?

Tom sandviçlerden birini aldı.

- Tom heeft een van de sandwiches genomen.
- Tom nam een van de sandwiches.

Birini sevmek çok harika.

Iemand liefhebben is zo wonderbaarlijk.

Ben sadece birini gördüm.

Ik zag er net één.

Bakın, şu çubuklardan birini kesebilirim.

En kijk, deze gloeistaven kunnen het goed doen.

Doğru değil diyen birini bulabilirim."

vind ik er wel een die zegt dat het niet zo is."

İstasyona vardığımda, arkadaşlarımdan birini aradım.

Eenmaal op het station aangekomen, belde ik mijn vriend op.

Tom onu sevecek birini istiyor.

Tom wil dat iemand van hem houdt.

Bu üçünden herhangi birini tanımıyorum.

Ik ken geen van drieën.

Beş bayandan herhangi birini tanımıyorum.

Ik ken geen van deze vijf dames.

Sizin mahallede yaşayan birini tanıyorum.

- Ik ken iemand die in jouw buurt woont.
- Ik ken iemand die in uw buurt woont.
- Ik ken iemand die in jullie buurt woont.

Alışveriş merkezinde birini gördün mü?

Heb je iemand in het koopcentrum gezien?

Facebook'ta olmayan birini tanıyor musun?

Ken jij iemand die niet op Facebook zit?

Bize yardım edebilecek birini bulmalıyım.

Ik moet iemand vinden die ons kan helpen.

Sence Tom hangi birini seçecek?

Welke denk je dat Tom zal kiezen?

Birini güçlendiren şey diğerini öldürür.

Wat de ene sterk maakt, maakt de andere kapot.

Endişelenme, başka birini bulabileceğimizden eminim!

Maak je geen zorgen, ik weet zeker dat ik iemand anders kan vinden.

Boston'da herhangi birini tanıdığımı sanmıyorum.

Ik denk niet dat ik iemand in Boston ken.

O, kekin dörtte birini yedi.

- Hij at een kwart van de taart.
- Hij heeft een kwart van de taart opgegeten.

Ramazanışerifte birini doyurmak çok sevaptır.

Iemand voeden tijdens de heilige maand ramadan is zeer de moeite waard.

Bu ödüller arasından birini seç.

Kies één van deze prijzen.

- Birini mi arıyorsun?
- Sen birini arıyor musun?
- Birisini mi arıyorsun?
- Birisini mi arıyorsunuz?

Zoekt u iemand?

Ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

en ons naar een van de beestjes geleid waar we naar zochten.

Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.

Zij pakken een derde van de schildpadden die de zee bereiken.

Bana daha ucuz birini gösterin, lütfen.

Toon mij een goedkopere alstublieft.

- Birini mi arıyorsunuz ?
- Birisini mi arıyorsunuz?

Zoekt u iemand?

Senin kadar ikiyüzlü birini hiç tanımadım.

Ik heb nog nooit iemand ontmoet die zo hypocriet was als jij.

Tom bilimin büyük sorunlarından birini çözdü.

Tom heeft een van de grote wetenschappelijke problemen opgelost.

İki kızdan herhangi birini tanıyor musun?

Ken je één van deze twee meisjes?

Noel gününde sevilen birini kaybetmeyi düşünemiyorum.

Ik kan me niet voorstellen een geliefde te verliezen op kerstdag.

Ama başka birini düşünerek bir şey yapmazsak

maar als we niet iets doen met iemand anders in onze gedachten,

Küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

bevatten ongeveer een derde van de wereldwijde bodemkoolstofreserves.

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

Het is niet gemakkelijk om iemand te vinden, die zijn plaats kan innemen.

- Git başka birini öp.
- Git başkasını öp.

Ga toch iemand anders kussen!

- Sadece birini al.
- Sadece bir tane alın.

Neem er gewoon een.

Onu seviyorum ama o başka birini seviyor.

Ik hou van hem, maar hij houdt van iemand anders.

Boston'da şunlardan birini satın alamayacağından emin misin?

Weet je zeker dat je zo'n ding niet in Boston kunt kopen?

Facebook benim altı hesabımdan birini askıya aldı.

Facebook heeft een van mijn zes accounts geblokkeerd.

Tom resimlerden birini gösterdi ve "o kim?" dedi.

Tom wees naar een van de foto's en zei: ''Wie is dat?''

Böyle bir şeyi yapmak isteyecek birini düşünebiliyor musun?

Kan je iemand bedenken die zoiets zou willen doen?

Sen hiç daha önce bunlardan birini gördün mü?

Heb je er ooit eerder zo een gezien?

Tom eğildi ve ayakkabılarından birini bağlıyor gibi görünüyordu.

Tom bukte en deed alsof hij een van zijn schoenen aan het strikken was.

Tom gömleklerinden birini dolaptan çıkardı ve onu giydi.

Tom nam een van de overhemden uit de kast en trok het aan.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

Wat is het verschil tussen iemand leuk vinden en van iemand houden?

Birçok yabancı dili okurum ama herhangi birini konuşmam.

Ik lees veel buitenlandse talen maar ik spreek er niet een.

Mary saçını açtı ve bluzünün düğmelerinden birini açtı.

Maria deed haar haar los en deed een knoop van haar bloesje open.

Bu sorunu çözmek için birini işe almamız gerekir.

We moeten iemand inhuren om dit probleem aan te pakken.

Bu kitapların hepsinin her birini birkaç kez okudum.

Ik heb elk van deze boeken al een aantal keren gelezen.

Ve hatta bir davada siyasi muhaliflerinden birini öldürmekle suçlandı.

en in een geval zelfs doden van politieke tegenstanders.

Bakın, şimdi izleyin. Bahse girerim ki bunlardan birini atınca...

Kijk. Ik wed dat als je deze gooit...

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

Je hebt slimme beslissingen genomen... ...en we hebben 'n beest gevonden dat we zochten.

- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- Onlardan birini tanımıyorum.

- Ik ken niemand van hen.
- Ik ken geen van beide.

Dima " Bekle," "Ben, bana biraz borç verebilecek birini biliyorum." dedi.

"Wacht even," zei Dima, terwijl hij zijn telefoon tevoorschijn haalde, "ik weet iemand die me wel wat geld zou kunnen lenen."

Onun kadar güzel bir şekilde Çince yazan birini bulmak zordur.

Het is moeilijk om iemand te vinden die zo mooi Chinees schrijft als hij.

- Bu şarkı bana birini hatırlatıyor.
- Bu şarkı bana birisini hatırlatıyor.

Dit lied doet mij aan iemand denken.

Noel sabahı ağacın altında bunlardan birini bulmayı kim istemez ki?

Wie zou er niet graag een van deze onder de boom vinden op kerstochtend?

Tom arkasındaki birini duydu ve kim olduğunu görmek için döndü.

Tom hoorde iemand achter hem en draaide zich om om te zien wie het was.

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

De verlaten mijn ingaan was een goed idee. En we hebben een van de dieren gevonden waar we naar zochten...

John'un beş elması var. Birini Mary'ye verir. Çantada kaç tane elma kalır?

John heeft vijf appels. Hij geeft er één aan Maria. Hoeveel peren zitten er nog in de zak?

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

En dan heeft de haai een van haar armen te pakken... ...en doet hij een death roll.

Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.

Maar we weten dat een man 40 dagen na een beet stierf... ...omdat hij geen behandeling kreeg. Hij bloedde dood.

- Sami Müslümandır ve onlardan herhangi birini yapmaz.
- Sami Müslümandır ve onlardan hiçbirini yapmaz.
- Sami Müslüman, öyle şeyler yapmaz.

Sami is een moslim en dat hij doet niets van dat.