Translation of "Birini" in English

0.018 sec.

Examples of using "Birini" in a sentence and their english translations:

Birini anlamak birini sevmektir.

To understand someone is to love someone.

Birini arıyorum.

I'm looking for someone.

Birini alalım.

Let's get one.

Birini gördüm.

I saw somebody.

Birini arıyoruz.

We're looking for someone.

Birini öldürebilirdin.

- You could've killed somebody.
- You could have killed somebody.

Birini bekliyorum.

I'm expecting someone.

Birini bulacaksın.

You'll find one.

Birini astım.

I hung one.

Birini özledim.

I missed one.

Birini açtım.

I opened one.

Birini tanıdım.

I recognized one.

Birini hatırladım.

I remembered one.

Birini bıçtım.

I blunted one.

Birini çaldım.

I stole one.

Birini dilimledim.

I sliced one up.

Birini denedim.

I tried one on.

Birini ölçtüm.

I measured one.

Birini kapadım.

I turned one off.

Birini sevdim.

I liked one.

Birini tutukladım.

I arrested one.

Birini almalısınız.

You should get one.

Birini seviyorum.

I love someone.

Birini görüyorum.

I see someone.

Birini göndereceğiz.

We'll send somebody.

Birini getir.

Bring a date.

Birini buldum.

I found somebody.

Birini bulacağım.

I'll find someone.

Birini ezme.

Don't get run over.

Birini seçin.

Choose one.

Birini gözetliyorum.

I am peeking at someone.

Birini öldüreceğim.

I'm going to kill someone.

- Bana birini anımsatıyorsunuz.
- Bana birini hatırlatıyorsunuz.

You remind me of somebody.

- Konuşmak için birini bul.
- Konuşacak birini bul.

Find somebody to talk to.

- Başka birini tuttular.
- Başka birini işe aldılar.

They hired someone else.

Giden birini düşünelim.

like the University of Southern California.

Lenslerimden birini düşürdüm

I dropped one of my lenses,

Lütfen birini alın.

Please take one.

Başka birini düşünemiyorum.

I can't think of anybody else.

Birini öldürmek istiyorum.

- I want to kill someone.
- I want to kill somebody.

Birini bekliyor musun?

- Are you waiting for anybody?
- Are you expecting anybody?

Onlardan birini seçebilirsin.

You may choose one of them.

Birini görmen gerekiyor.

You need to see someone.

O birini istiyor.

He wants one.

Bunlardan birini al.

Take one of these.

Birini aramamız gerekiyor.

We need to call someone.

Soracak birini bulamıyorum.

I can't find anybody to ask.

Başka birini deneyelim.

Let's try another one.

Birini suçlaman gerekiyor.

You need to blame somebody.

Birini tanıyor musun?

Do you recognize anyone?

Herhangi birini arama.

Don't call anybody.

Başka birini incitme.

Don't hurt anybody else.

İçeride birini görmüyorum.

I don't see anybody inside.

Birini mi bekliyorsun?

Are you expecting anyone?

Hangi birini alırdın?

Which one would you take?

Öyle birini tanımıyorum.

I don't know anyone like that.

Tom birini gördü.

Tom saw somebody.

Birini bekliyor muydun?

Were you expecting someone?

Tom birini bulacak.

Tom will find somebody.

Birini öldürebilir misin?

Could you kill someone?

Polisler birini tutukladı.

The police have arrested someone.

Birini hiç aldatmadım.

I've never cheated anybody.

Herhangi birini öpebilirsin.

You may kiss anybody.

Bugün birini gördüm.

I saw one today.

Dün birini gördüm.

I saw one yesterday.

Şimdi birini aramalıyım.

I have to call someone now.

Sanırım birini unuttuk.

I think we forgot someone.

Sadece birini bekliyorum.

I'm just waiting for someone.

Başka birini bulacağım.

I'll find someone else.

Ben birini çıkardım.

I brought one out.

Birini esir aldım.

I captured one.

Ben birini seçtim.

I chose one.

Ben birini izledim.

I followed one.

Ben birini kapadım.

I closed one.

Ben birini sakladım.

I kept one.

Ben birini öldürdüm.

I killed one.

Ben birini unuttum.

I forgot one.

Ben birini yapıştırdım.

I pasted one.

Ben birini kurtardım.

I saved one.

Ben birini ölçeklendirdim.

I scaled one.

Birini serbest bıraktım.

I set one free.

Ben birini düşürdüm.

I dropped one.

Ben birini fotoğrafladım.

I photographed one.

Birini boğarak öldürdüm.

I strangled one.

Ben birini götürdüm.

I took one off.

Ben birini gerdim.

I stretched one.

Ben birini dilimledim.

I cut one into slices.

Ben birini bekledim.

I waited for one.