Translation of "Birini" in Arabic

0.027 sec.

Examples of using "Birini" in a sentence and their arabic translations:

Birini ezme.

لا تهربي

Lenslerimden birini düşürdüm

‫أسقطت إحدى عدساتي‬

Lütfen birini alın.

تفضّل خذ واحدة.

Ben birini öldürdüm.

أسقطت واحدة.

Sami birini bekliyordu.

كان سامي ينتظر أحدا.

- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsiniz.

يمكنك اختيار أي واحد منهم.

O dövüşlerden birini hatırlıyorum.

وأتذكر أحد النزاعات

Aileden birini kaybetmekten konuşuyorlarsa

إذا كانوا يتحدثون عن خسارة عضو من أفراد العائلة.

Gerçekten sevdiğiniz birini kaybettiyseniz,

إذا فقدتم يومًا شخصًا تحبونه بصدق،

Beslenmesinin dörtte birini oluştururlar.

‫حيث يُشكل السلمون ربع نظامه الغذائي.‬

Kurtarmaya değecek birini görüyor.

يرى الآن شخصاً يستحق المحافظة عليه.

üçte birini atmosfere dengeleyebilir.

المنبعثة من الوقود الأحفوري المشتق من الكربون.

Fransızca konuşabilen birini istiyorum.

أريد شخصا يمكنه التحدث باللغة الفرنسية.

Başka birini bulduğunu düşündüm.

ظننتك عثرت على شخص آخر.

birini yapıştırıp geçeceksin dedi.

ستلقي إحدى هذه التحيات وتعبر.

Bir zamanlar birini gördüm.

رأيتُ واحدة مرة.

Tom eldivenlerinden birini çıkardı.

خلع توم إحدى قفازيه

Kendisi; katılımcılardan, dört karttan birini

إنه يستند إلى خدعة أخرى درستها،

Bakın, şu çubuklardan birini kesebilirim.

‫انظر، العصي المتوهجة، يمكنني أن أقطعها.‬

Doğru değil diyen birini bulabilirim."

يمكنني أن أجد من يقول العكس."

Bu evlerden birini ziyaret etsek

لذا إذا قمت بزيارة إلى أحد هذه البيوت،

Onun gibi birini hiç görmedim.

لم أر أحدا مثلها قبلا.

Ramazanışerifte birini doyurmak çok sevaptır.

إطعام شخص خلال شهر رمضان الكريم عمل ذو ثواب عظيم.

İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.

يمكنك أن تأخذ أحد الكتابين.

Tom'un resimlerinden birini almak istedim.

أردت شراء إحدى لوحات توم.

Fadıl başka birini ziyaret ediyordu.

كان فاضل يواعدة امرأة أخرى.

- Birini mi arıyorsun?
- Sen birini arıyor musun?
- Birisini mi arıyorsun?
- Birisini mi arıyorsunuz?

هل تبحث عن أحد؟

Üçüncüsünde ise, iki renkten birini değiştirdim.

وفي اللوحة الثالثة، قمت بتغيير لون واحد فقط من لونين.

Kendi ailenizden birini kaybettiğiniz zamanı anlatmayın.

لا تبدأ بالتحدث عن الوقت الذي خسرت فيه أحد أفراد عائلتك.

Hayır, senelerdir kıdemli birini işe almadık.

لا، لم نوظف من هو أعلى مقامًا منذ سنوات.

Ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

‫وقادتنا إلى أحد الكائنات ‬ ‫التي كنا نبحث عنها.‬

Ama onların ihtiyacı güler yüzlü birini,

لكن عندما يحتاجون إلى صديق حميم،

Sınıftaki en yüksek notlardan birini aldım.

وفي الحقيقة حصلت على واحدة من أعلى الدرجات على مستوى الصف.

Erkekler şu iki tepkiden birini veriyor.

وللرجال استجابتين.

Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.

‫ستأكل ثلث السلاحف الصغيرة‬ ‫التي ستصل إلى البحر.‬

Yerleşik sistemlerinden her birini denetleyerek günün

وكل نظام من الأنظمة الموجودة على متنها.

Eğer odada tek başına birini görürseniz

إذا رأيتم أحدهم هو الشخص الوحيد في الغرفة مثلهم

Yaşamımızın üçte birini işte geçirdiğimize göre,

ولأننا نقضي ثلث حياتنا في العمل،

Bana daha ucuz birini gösterin, lütfen.

أرني شيئاً أرخص لو سمحت.

Fransızcada çok tecrübeli olan birini arıyoruz.

نحن نبحث عن احداً ضليعاً في الفرنسية .

Onun erkek kardeşlerinden herhangi birini tanımıyorum.

أنا لا أعرف احدا من إخوته.

Odadaki çocuklardan herhangi birini tanıyor musunuz?

هل تعرف أيًا من الأطفال في الغرفة؟

O İngilizce konuşan birini işe alacak.

سيوظف شخصا يتحدث الإنجليزية.

Bu tür sorunlarla ilgilenebilecek birini arıyoruz.

نبحث عن من يمكنه تولي هذا النوع من المشاكل.

Listemizdeki konulardan herhangi birini tartıştın mı?

هل ناقشت أيًا من المسائل في قائمتنا ؟

Her zaman başka birini suçlamaya çalışıyorsun.

تحاول دائما لوم شخص آخر.

Sami o kitapların her birini okuyor.

طالع سامي كلّ واحد من هذه الكتب.

Ama başka birini düşünerek bir şey yapmazsak

لكن إن لم نقم بشيء ما من أجل شخص آخر،

Yaşamındaki en kutsal anlardan birini paylaşmış oluyorsunuz.

اللحظة التي تقوم بانقسام متساوي.

Birini kahraman ya da kötü yapan nedir?

ما هو السبب الحقيقي الذي يصنع بطل أو شرير؟

Açıkçası, sadece birini seçerseniz ve onda ustalaşırsanız

لكن بصراحة، إذا اخترت واحدة منها وأتقنتها،

Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.

لسذاجتي، ظننت أن بإمكاني الاختيار.

Yedi gün içinde, işlerimin her birini kaybettim.

خلال سبعة أيام، خسرت كل وظائفي.

Başkan en önemli haber ağlarından birini kapatınca

شاركتُ في أول احتجاج طلّابي في عام 2007،

Bana iş vermeyi kabul eden birini buldum

ووجدت شخصاً تمكنت من اقناعه لإعطائي وظيفة

Fakat "birini yap" kısmı neredeyse hiç olmamıştı.

ولكن "فعل واحد" كان بالكاد متاح.

Arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak

شخص ما يكون هناك كصديق، لتتحدث إليه،

Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak

أوضحت الأبحاث أن احتجاز شخص ما في السجن.

Ula yeter ki kullansın birini yahu. Kullansın.

فقط استخدم واحد منهم. انت تستخدم.

Peki o muhabbetlerden hangi birini hayata geçirdiniz?

لذا ، أي من تلك المحادثات التي جلبتها إلى الحياة؟

Küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

تخزن حوالي ثلث احتياطي الكربون العالمي.

Yolda yürürken, karşından insanlar geliyor, onlardan birini

وقال: أثناء سيرك بالطريق، يمر أمامك أشخاص، ستصوب

Beyefendi, A ya da B, birini söyler misiniz?

سيدي، هل تمانع في أن تقول أيهما أقرب أ أو ب؟

Birini argümanlarla, sebeplerle bir şeye ikna etmeye çalıştıysanız

إذا كنت حاولت من قبل إقناع شخص ما بشيء

birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek

الدفاع عن النهاية أو الشر حتى النهاية

Vakaların sadece biri virüsü dışarıda kapan birini içeriyordu.

ووجدت أن حادثًا واحدًا فقط تضمن مريضًا التقط العدوى عندما كان في الخارج.

- Sadece sen bana birini andırdın.
- Bana birisini hatırlattın.

لقد ذكرّتني بأحدهم.

Sen hiç seni sevmeyen birini tekrar sevdin mi?

هل سبق أنك احببت شخصا لا يحبك؟

Bunu sizin için yapacak birini bulmak kolay olacak.

سيكون من السهل إيجاد شخص يقوم بذلك من أجلك.

''Eğer bir sorunun varsa konuşabileceğin güvenilir birini bul.'' derim.

"جد شخصًا آمنا لتتحدث معه إذا واجهت مشكلة."

Bakın, şimdi izleyin. Bahse girerim ki bunlardan birini atınca...

‫انظر، راقب الآن. ‬ ‫أراهن إنه لو القينا بواحدة من هذه.‬

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

‫لقد اتخذت بعض القرارات الحكيمة اليوم.‬ ‫ووجدنا أحد الكائنات  التي كنا نبحث عنها.‬

Bu yüzden lütfen kartlardan birini bana doğru ittiğinizi hayal edin.

لذا من فضلك تخيل نفسك تدفع بإحدى هذه الأوراق نحوي.

Napolyon Murat'ın lehine karar vererek ona Davout'un tümenlerinden birini verdi.

قرر نابليون لصالح مراد ، وأعطاه إحدى فرق دافوت.

Üçüncü yörüngede Anders, tarihin en dikkat çekici fotoğraflarından birini çekti.

في المدار الثالث ، التقط أندرس واحدة من أكثر الصور روعة في التاريخ.

Dima " Bekle," "Ben, bana biraz borç verebilecek birini biliyorum." dedi.

قال ديما، مخرجًا هاتفه: "انتظري، أعرف من يستطيع أن يسلفني بعض المال".

"Ön yargılı olduğum birini görürsem o zaman bu karşı hareketi uyguluyorum"

درب عقلك اللاواعي مرارًا وتكرارًا عن طريق النية في الشكل،

Kendi cinsinden birini sevdiği için el ele özgürce sokaklarda yürüyemediği hâlde

التقيت بأشخاص قالوا لأنهم أحبوا شخصًا من نوعهم، لم يتمكنوا من

En büyük ve en önemli yapay zekâ keşiflerinden birini yaptığımı sandım,

كنت أعتقد أنني صنعتُ إحدى أكبر الاكتشافات أهمية في الذكاء الاصطناعي،

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

‫دخول المنجم كان قراراً حكيماً.‬ ‫وجدنا أحد الكائنات التي كنا نبحث عنها،‬

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

‫وفي الدقيقة التالية،‬ ‫ضيّقت سمكة القرش الخناق على أحد أذرعها،‬ ‫وهي تنفّذ لفّة الموت المرعبة هذه.‬

Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.

‫لكننا نعرف رجلاً مات بعد 40 يوماً‬ ‫من تعرضه للدغ من قبل أفعى حارية‬ ‫لأنه لم يتلق العلاج. نزف حتى الموت.‬

- Sami Müslümandır ve onlardan herhangi birini yapmaz.
- Sami Müslümandır ve onlardan hiçbirini yapmaz.
- Sami Müslüman, öyle şeyler yapmaz.

سامي مسلم و لا يقوم بأيّ شيء من هذا.