Translation of "Sobreviven" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Sobreviven" in a sentence and their turkish translations:

Pocos sobreviven a esta enfermedad.

- Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.
- Çoğu bu hastalıktan kurtulamaz.

Pero algunas de las células sobreviven.

Ancak birkaç hücre hayatta kalır.

Normalmente las mujeres sobreviven a sus maridos.

- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

Las voluntades fuertes sobreviven mientras que las débiles mueren.

Güçlü hayatta kalacak ve zayıf ölecek.

Tienen hasta medio millón de crías. Solo unos pocos sobreviven.

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

Y si sobreviven el tiempo suficiente para llegar a su audiencia de asilo,

Ve sığınma duruşması gününe sağ salim ulaşabilseler bile

- Los peces no pueden vivir fuera del agua.
- Los peces no sobreviven fuera del agua.

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.