Examples of using "Crías" in a sentence and their turkish translations:
Şu an üreme sezonundalar.
Bebek baykuşlar sevimlidirler.
Genç kaplanlar kedilere benzerler.
Yavrularını 24 saat beslemek zorunda.
Bazı hayvanlar yavrularını yerler.
Bütün bebek hayvanlar şirin değil.
sadece minik kuşları avucumuzda tutarak,
Onun yavrularından biri olabileceğini hayal ettik.
Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.
Yavrularının geleceğiyse... ...çok daha belirsiz.
Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.
Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.
Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.
Sadece analar ile yavruları yakın ve uzun süreli ilişki sürdürür.
Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.
yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.
Sen Arap atları yetiştiriyorsun, değil mi?