Examples of using "Medio" in a sentence and their turkish translations:
Yarım bir dost aynı zamanda yarım bir düşmandır.
O yarım doluydu.
Bu, vasattır.
kışın ortasında
Durup ormanla bütünleştim
Oraya yarı yoldayız.
Yarım tavuk ister misin?
Bu,çevre için kötü.
Bir ciğerimin yarısında akciğer fibrozisi var.
Bana yarım kilo domates ver.
Bana yarım kilo elma verin.
Bana yarım kilo et ver.
O benim üvey erkek kardeşim.
Bu sandalyeler yolda duruyor.
Çevreyi iyileştirmek için.
Bundan her zaman biraz hoşlandım.
Ortadaki benim.
- O zaten mola.
- Ara verilmek üzere.
- Gösterim arası olmak üzere.
Yarım litre et suyunu ısıt.
Ve yarı zamanlı çalışan kadınlar yarı zamanlı erkeklerden fazla kazanır.
Ben çoğunlukla yarı uykudayım.
Almanya Avrupa'nın ortasındadır.
teşekkür ederim.
"Itzhak, orta bölümde,
ortada kuyu var yandan geç
Neyse ki tam da bunların ortasında
Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
Birkaç iş görüşmesinin ortasındayız.
Hiçbir şeyi yarım yamalak yapma.
Et yemek çevreye zararlıdır.
- Acı paylaşılarak azalır.
- Mutluluk paylaşılarak büyür.
Yarım kilo elma alabilir miyim?
Kısa-süreli iş arıyorum.
Bir krizin ortasındayız.
Sanırım bu biraz aptalca.
Çevreyi korumaya çalışmalıyız.
Televizyon bir görsel-işitsel araçtır.
Bu iş yarım.
Part time çalıştığın bir iş var mı?
İki günde bir o onu aradı.
Eve gittiğimde yarı uyuyordum.
İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.
göçmenlerin haklarını, çevreyi,
Azure, indigo, lacivert, açık lacivert, turkuaz
sarkaçlı dolap saatine benziyor.
Fakat bir buçuk yıl önce
gelelim bu medyadaki haberlere
Dersin ortasında konuşma.
Hava ses için bir gereçtir.
Çevrenin tahribi dehşet vericidir.
Günaşırı dişçiye gider.
Bill günaşırı balık tutmaya gider.
Yol aç.
O, günaşırı balık tutmaya gider.
Kilise köyün ortasındadır.
Ben gecenin ortasında uyandım.
Ben geri dönüştürüyorum ve çevreyle ilgileniyorum.
Bir buçuk yıl Hollanda'da çalıştı.
Onu ikna etmek için her yolu kullanmalıyız.
En sevdiğiniz boyama araçları nelerdir?
O, gecenin ortasında uyandı.
Okul bahçesinin ortasında duruyorum.
Sinirlenince çok tatlı oluyorsun.
Biz bir tercüman aracılığıyla iletişim kurarız.
Bir buçuk yıl önce neredeyse ölüyordum.
- Dağ başında kaybolduk.
- Kör itin öldüğü yerde kaybolduk.
- Bu ücra yerde kaybolduk.
- Bu kuş uçmaz, kervan geçmez yerde kaybolduk.
- Bu ıssız yerde kaybolduk.
Bir tercüman vasıtasıyla konuştu.
Yarım yıl önce sigarayı bıraktım.
Günaşırı alışverişe giderim.
oksijeni yakarak yedi buçuk milyon poundluk bir kombine itme gücü
Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
"orta esmer renkli" olmak yanıma kalabilirdi,
ve ayı tarafından sadece yarısı sindirilmiş.
bu durumda ortalarda bir yerde.
Bir buçuk ciğerle yaşıyorum.
Yani burası güzel eğlenceli bir mecra
Arada kar var abi. Ekmeği de biz yiyelim.
Kütüphane şehrin ortasında.
Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
O, bir ayda yarım milyon yen kazanmaktadır.
O, karda yolunu kaybetti.
Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.
Konferansın ortasında uyuya kaldık.
Yarı yolda pes etmeyin.
Canım kırlarda dans etmek istiyor.
Yarım kilosu ne kadar?
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
Kışın ortalarında olmuştu.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
Ortalama erkek benden daha büyüktür.
Alpler Avrupa'nın merkezindedir.
- En uzun parmak orta parmaktır.
- Orta parmak en uzunudur.
Kentin ortasında bir çeşme var.